 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1989/264
K: 1989/350
T: 17.05.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Fatih 2. Sulh Hukuk Mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen 8.2.1988 gün ve 565-62 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 23.9.1988 gün ve 6626 - 12893 sayılı ilamıyla; (... Davacı tevali eden kira sözleşmelerinden 1.1.1984 tarihinde yenilenen sözleşmenin özel şartları arasında yer alan bu aktin sonunda kayıtsız ve şartsız tahliye edileceği taahhüdüne dayanarak işbu davayı açmıştır.
Davalı, önce bu taahhüdün geçersizliğini savunmuştur.
Kira aktinin başlangıcından değişik bir ifadeyle akdi ilişkinin ilk kurulmasında alınan tahliye taahhüdünün serbest iradeye dayanmaması nedeniyle geçersizliği bu konuda çıkarılan 4.10.1944 tarih 28 numaralı İçtihadı Birleştirme Kararı ile belirlenmiş, ondan sonra tevali eden kira akitlerinden alınan tahliye taahhütlerinin geçersizliği bu İçtihadı Birleştirme Kararı'nın kapsamı dışında kaldığı düşünülmüş, bu konuda değişik uygulamalar izlendikten sonra en son 3.10.1980 gün 2/3 sayılı ve yine 4.10.1985 gün 2/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararlarının gerekçelerinde kabul edilen esaslar doğrultusunda ilk sözleşmeden sonraki sözleşmelerde kabul edilen tahliye taahhütlerine kötü niyet iddiası ileri sürülmedikçe hukuki geçerlilik tanınmıştır ve birkaç yıllık Yargıtay uygulamaları bu doğrultuda geliştirilmiş ve halen de bu uygulama sürdürülmektedir.
Davada ortaya çıkarılan uyuşmazlıkta tamamen bu uygulama ile ilgilidir. Evvelden beri devam eden ve yenilenen kira akitlerinden 1.7.1986 tarihindeki akde özel olarak bu aktin sonunda kayıtsız, şartsız tahliye edileceği hükmü konulmuştur. Davalı taahhüt hükmünün sırf kötü niyetle konulduğunu açık ve seçik suretle ileri sürmediği gibi kötü niyeti belirleyerek somut olaylardan da bahsetmemiştir. O halde bu taahhüdü geçerli kabul etmek ve tahliyeye karar vermek gerekir. Mahkemenin değişik düşünce ile davayı reddetmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Kira ilişkisi kurulurken alınan tahliye taahhüdü 4.10.1944 gün ve 23 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca geçersiz olup daha sona tevali eden kira sözleşmelerinde alınan tahliye taahhüdü geçerlidir. Bu konuda davalının kötü niyeti de iddia ve isbat olunmamıştır. Bu nedenlerle Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 17.5.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.