 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1989/224
K: 1989/309
T: 19.04.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tesbit" davasından dolayı yapılan yargılama sonuda; Ankara 3. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen kararın incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 8.12.1988 gün ve 1988/7419-77062 sayılı ilamiyle; Davacının tesbitini istediği çalışmaların geçtiği işyerinin 12.10.1972 tarihine kadar Hüseyin G.'e ait olduğu anılan tarihten 23.2.1987 tarihine kadar işyerinin davalı idare üzerinde, kaldığı, davanın ise 24.6.1988 tarihinde açıldığı açıktır. Hal böyle olunca ve özellikle tesbiti istenilen sürelerde ve dava tarihinde, işverenin davalı idare olmadığı, başka bir anlatımla, Türkiye Taş kömürü işletmesinin pasif husumet ehliyetinin olmadığı ortadadır.
Kabule göre, davacının tesbitini istediği çalışmaların geçtiği işyerinden ayrıldığı yılın sonundan başlayarak davanın açıldığı tarihe kadar, bu davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/8. maddesinin öngördüğü 10 yıllık hak düşürücü sürenin de fazlasıyla geçtiği açık seçiktir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır, gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama soununda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden Davalılar : 1 TKİ Genel Müdürlüğü vekili Av. Ş.K.
2 SSK Genel Müdürlüğü vekili Av. İ.K.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davacının tesbitini istediği çalışmaların geçtiği işyeri 12.10.1972 tarihine kadar işveren Hüseyin G.'a ait iken anılan tarihte davalı idareye geçmiştir. 23.2.1987 tarihine tekrar adı geçen şahsa geçmiş olup halen de bu işverenin elinde bulunmaktadır. Dava 24.6.1988 tarihinde açılmıştır. Tesbiti istenen sürelerde ve dava tarihinde işveren davalı idare olmayıp Hüseyin G.'dır. Hal böyle olunca davalı TKİ'ye husumet düşmeyeceği açık seçik ortadadır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır. Bozma nedenine göre diğer yönlerin incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA 19.4.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.