 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1989/197
K: 1989/336
T: 26.04.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "kira sözleşmesinin feshi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 22.9.1987 gün ve 4531-4379 sayılı ilamıyla; (...Mahkemenin dayadığı Çarşamba İcra Tetkik Mercii Hakimliğinin 1985/6-96 sayılı kararı icra hukuk yönünden İ.İ.K. 97 ve onu izleyen maddeleri sonucu verilen kararlardan olup maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Çünkü icra hukuku alanına giren istahkak davalarının amacı haczedilen mal üzerinde cebri icranın yürütülüp yürütülemiyeceğini saptamaktan ibarettir. Diğer bir anlatımla bu davanın amacı mahcuzun gerçek malikini saptamak değil, haczin belli hak iddiasında geçerli olup olmadığını tesbitten ibarettir. Böylece ve kural olarak istihkak davası sonunda verilen hüküm yalnız derdest icra takibi için ve o davada taraf olanlar hakkında etkili olur. 13. Hukuk Dairesinin 3.6.1981 tarih 3538/4244 sayılı ilamında bu görüş aynen teyit edilmektedir.
O halde mahkemece tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde tüm yasal delilleri toplanmak ve anılan merci kararı da birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar kurulması usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı vekili.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Kira sözleşmesini feshi davası (A.) A.Ş. aleyhine açılmıştır. Aynı davacının Tetkik Merciinde açtığı istihkak davasının davalıları ise, (Ç.) İthalat ve İhracat T.A.Ş. ile Faik A. isimli gerçek kişidir. Her ne kadar, Faik, A, (A) A.Ş.'nin hissedarı ve yönetim kurulu başkanı ise de, davadaki sıfatları itibarıyla olayda taraf birliği bulunmamaktadır.
O halde, mahkemece işin esasına girilerek hasıl olacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı, bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA 26.4.1989 günü yapılan ikinci görüşmede oybiriği ile karar verildi.