 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1989/172
K: 1989/329
T: 26.04.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "Kadastro tesbitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Çarşamba Kadastro mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın incelenmesi davacı idare temsilcisi tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 17.10.1988 gün ve 1987/1996-1988/16112 sayılı ilamiyle; (Taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli parselin orman sayılan yerlerden olup olmadığına ilişkindir. Mahkemece alınan ve hükme dayanak yapılan bilirkişi raporlarındaki bulgular uyumlu ve tutarlı olmadığı gibi raporlar ayrıntılı ve geçerli değildir. 1/25.000 ölçekli memleket haritası usulen mahalline uygulanmamış ve taşınmazın yeri duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanmamıştır. Bundan başka, bölgeye ilişkin amenajman planları getirtilerek uygulanmamış, keşif yerinde ormancı uzman bilirkişiler ile yerel bilirkişilerin birlikte çalışmaları sağlanmamış, zilyetlik konusunda bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmamıştır. Taşınmazın bulunduğu geniş bir alanı kapsayan sahanın mülkiyet belgesine dayanılmaksızın kişiler adına tesbit edildiği ve arazi niteliğinin aynı olduğu, bölgede bulunan bir kısım taşınmazların orman olarak tapulama dışı bırakılmasına ilişkin hükümlerin Yargıtay'ca onanmak suretiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır. Arazi yazımı sırasında bu kadar geniş bir alanı kapsayan taşınmazların vergiye kayıt edilmemesi nedenleri davalıdan sorulmalı, taşınmazın bulunduğu Karamustafalı köyüne ait vergi kayıt örnekleri getirtilmeli, gerekirse vergi kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle Türkköy mevkiine ait kayıtlar var ise, mahalline uygulanmak suretiyle bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmelidir. Vergi kayıtlarının kişilerin lehine olabileceği kadar aleyhlerine de delil olabileceği düşünülmemiştir. Hal böyle olunca; mahallinde yerel bilirkişi kurulu aracılığıyla keşif yapılmalı, bölgeye ilişkin vergi kaydı bulunduğu takdirde usulen mahalline uygulanarak arazi niteliği belirlenmeli, taşınmaz üzerindeki zilyetlik durumu, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu; kimden kime kaldığı, zilyetliğin başlangıç tarihi ve sürdürülüş biçimi konusunda yerel bilirkişiler ile taraflara bildirilerek tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, üç kişilik davacı idare ile arasında uyuşmazlık bulunmayan ormancı bilirkişiler kurulu aracılığıyla 1/25.000 ölçekli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile amenajman planları usulen mahalline uygulanmalı, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yer harita üzerinde kesinlikle saptanarak taşınmazın harita ve hava fotoğraflarında gösterilme şekli belirlenmeli hava fotoğraflarının maddi delil oluşturacağı ve maddi delil karşısında ayrıntılı ve gerekçeli olmayan bilirkişi ve tanık sözlerinin değer taşımayacağı düşünülmeli, yerel bilirkişiler ile uzman bilirkişilerin birlikte çalışma yapmaları sağlanmalı, uzman bilirkişilerden 6831 sayılı Orman Kanununun 1. maddesi uyarınca taşınmazın orman ve orman toprağı sayılan yerlerden olup olmadığı konusunda ayrıntılı ve gerekçeli bilgi alınmalı, bölgede bulunan ve kesinleşen kararların dayanağını oluşturan bilirkişi raporlarının irdelenmesi istenilmeli, taşınmazın orman ve orman toprağı olduğu sonucuna varıldığı takdirde zilyetlikle iktisap edilemiyeceği düşünülmeli orman sayılmayan yerlerden olduğu sonucu varıldığı takdirde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi uyarınca araştırma ve inceleme yapılmalı, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir." gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı Orman İdaresi Temsilcisi
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı Orman İdaresi temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA 26.4.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.