 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:1989/16-620
K:1990/6
T:17.01.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* KADASTRO MAHKEMESİ
* TESBİT TUTANAĞINA İTİRAZ
* GÖREVLİ MAHKEME
ÖZET : Olayda istek; 2981 sayılı Yasanın 10. maddesine, 3290 sayılı Yasanın 4. maddesi ile eklenen (b) fıkrasına göre ve tamamen Kadastro Yasasının ilgili hükümleri uyarınca düzenlenen çekişmeli taşınmaza ait tesbit tutanağına süresi içersinde yapılan itiraza ilişkin olup, iptali istenen parsellere ait tapuların oluşmasına esas alınan bir idari kararda bulunmadığından davaya bakmak görevi kadastro mahkemesine aittir.
(2981 s. MAYK. m. 10/b)
Taraflar arasındaki "itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, (Polatlı Kadastro Mahkemesi)nce davanın görev yönünden reddine dair verilen 7.3.1988 gün ve 1988/11-1988/11 sayılı kararın incelenmesi davacılar ve davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 16. Hukuk Dairesi'nin 30.3.1989 gün ve 1988/3251-1989/4485 sayılı ilamı ile; (...Uyuşmazlık, 2981 sayılı Yasadan doğmamaktadır. 3402 sayılı Yasaya göre düzenlenen kadastro tutanağına itiraz edilmiş olmasına göre davaya bakmak görevi kadastro mahkemesine aittir. Bu nedenle davaya bakmak gerekirken görevsizliğe ilişkin karar verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle; yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece Önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı Zeki.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
6785 sayılı Önceki İmar Yasasının 42, sonradan yürürlüğe giren 3194 sayılı Yasanın 18. maddelerine göre Belediyeler, yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların planlarını, fen, sağlık ve çevre koşullarına uygun biçimde oluşturulmasını sağlamak amacıyla, imar sınırı içensinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri, maliklerinin veya diğer hak sahiplerinin olurları aranmaksızın "hamur kuralı"nı uygulamak suretiyle birbirleriyle, yol fazlasıyla kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada ve parsellere ayırmaya, bağımsız, paylı veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya, re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya yetkilidir. Bu parselasyon işlemleri idari karara dayandığından, işlemlerdeki haksızlıklar ve usulsüzlüklere karşı yapılan itirazların inceleme yeri idari yargıdır. imar çapını oluşturan idari karar idari yargı yerine ortadan kaldırılmadan, genel yargıda tapu sicilindeki gerekli düzeltme yapılamaz.
Yine; 2981 sayılı Yasanın, 3290 sayılı Yasa ile değiştirilmesinden önceki 10. maddesi özellikle bu maddenin (b) fıkrası aynı doğrultuda bir hükmü içerdiğinden bu madde uyarınca yapılan imar ıslah çalışmaları bir idari karara dayandığı cihetle bu tesbitin düzeltilmesi isteğini sağlamaya yönelik davalara da idari yargıda bakılması icap eder.
Kırsal kesimden kentlere aşırı ve kontrolsüz nüfus akımı nedeni ile özel mülk, kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlar üzerinde önlenemeyen imara aykırı büyük ölçüde yapılaşma, tapu dışı çeşitli intikaller veya işgaller sonucu, eski hale getirilme olanağı bulunmayan eylemli bir durum oluştuğu herkesçe bilinen bir gerçektir. işte zemindeki mülkiyet hakkına uymayan toplu yapılaşma ve oluşan bu eylemli durumun yasallaştırılması, mülkiyet hakkına dönüştürülmesi amacıyla yeterli görülmeyen 2981 sayılı Yasanın değiştirilmesi zorunluluğu doğmuş, söz konusu yasanın dava ile ilgili 10. maddenin (a) fıkrası aynen yerinde bırakılarak (b) fıkrası eklenilmiş, önce (b) fıkrası iken değişiklikten sonra (c) olan fıkraya sadece bu fıkrada belirtilen yetkilerin kadastro müdürlüklerince de kullanılabileceği cümlesi eklenilmiştir. Yeni getirilen (b) fıkrası ile hiç bir idari karara gerek olmaksızın kadastro müdürlüklerine yerine göre kadastro ve tapulama yasaları gereğince hak sahipleri adına gerekli tesbit ve tescilin yapılması için doğrudan yetki ve görev verilmiştir. Bu yetkiye dayanılarak yapılan işlem bir kadastro tesbiti olduğundan 3402 sayılı Yasanın 11. maddesine göre askıya çıkarılan tesbit tutanağında belirtilen hakka süresi içerisinde yapılan itirazlara bakmak görevi de kadastro mahkemelerine ait bulunmaktadır. Nitekim, 3402 sayılı Yasanın 22/3. maddesindeki ayrık hükümle bu işlemin ikinci kadastro sayılmayacağı vurgulandığından 2981 sayılı Yasanın 10. maddesine 3290 sayılı Yasa ile eklenen (b) fıkrasına göre yapılan kadastro işlemine, 'evvelce tesbit ve tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastrosu veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz) kuralı uygulanmaz.
Özetlemek gerekirse; 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasanın 10. maddesinin (c) fıkrasına göre, hamur kuralı uygulanmak suretiyle yapılan imar çalışmaları belediyece alınan idari bir karara dayanmaktadır. Bunlar hakkında açılacak iptal davaları kayıtların oluşmasına esas alınan idari kararın ortadan kaldırılması sonucunu doğuracak bir isteği kapsadığından ve mülkiyet uyuşmazlığı niteliğini taşımadığından idari yargıda görülmesi gerekmektedir.
Ne varki olayda istek, 2981 sayılı Yasanın 10. maddesine 3290 sayılı Yasanın 4. maddesi ile eklenen (b) fıkrasına göre ve tamamen Kadastro Yasasının ilgili hükümleri uyarınca düzenlenen çekişmeli taşınmaza ait tesbit tutanağına süresi içerisinde yapılan itiraza ilişkin olup, iptali istenen parsellere ait tapuların oluşmasına esas alınan bir idari karar da bulunmadığından Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç : Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 17.1.1990 gününde oyçokluğu ile karar verildi.