Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1989/16-531
K: 1990/309
T: 16.5.1990

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • TAPU TATBİKATI
  • KADASTRO MAHKEMESİNİN RE'SEN GERÇEK MALİK'İ ARAMASI
  • MERA SINIRLANDIRMASI
  • MİKTAR FAZLASI ( Mera )
  • TAPU SİCİLİNE KAYITLI OLMAYAN GAYRIMENKULLER
 
743/m.912
 
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "tapulama tesbitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Akhisar Kadarstro Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 29.4.1987 gün ve 1959/94-1987/1 sayılı kararın incelenmesi davalılar müdahil davacılar Belediye ve Hazine vekilleri tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 16.Hukuk Dairesi'nin 25.10.1988 gün ve 1987/23357 - 1988/16630 sayılı ilamı;
( ...1- Davaya katılanlar yönünden mahkemenin görevli olup olmadığı hususu üzerinde durulmadan taleplerinin esastan reddine karar verilmesi Usul ve Yasa'ya aykırıdır.
2- 5.10.1983 tarihinde üç mahalli bilirkişi ile üç kroki memuru uzman bilirkişi tarafından yapılan keşifte, mahalli bilirkişiler, uyuşmazlık konusu parsellerin davalılar dayandığı ve tebite esas alınan tapu kayıt kapsamlarında kaldığı belirtilmesine rağmen uzman bilirkişilerin dayanaksız ve hükme esas alınması Usul ve Yasa'ya uygun olmıyan krokiyi dayanak kabul eden mütalaalarına itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru değildir. Çünkü uzman bilirkişilerin dayandığı harita, taraflar arasında kesinleşmiş bir dava ile ilgili olmayıp, davacının Belediye aleyhine açtığı meni müdahale davası ile ilgili olduğu gibi sonuçta davalı yararına reddedilmiştir. Bu haritanın davacı yararına kullanılması düşünülemez. Diğer bir harita da mesaha tashihi davası ile ilgili olup, bu davada sonuçlanıp kesinleşmeden görevsizlikle eldeki dava ile birleştirilerek yürütülmüştür. Bu nedenle zaman bilirkişilerin bu haritaları esas almaları ve mahalli bilirkişilerin beyanlarının aksine mütalaa bildirmeleri doğru olmadıktan başka raporlarındaki sözlerden tarafsız davranmadıkları da anlaşılmaktadır.
3- Ayrıca, yapılan tesbite Belediye'nin bir itirazı bulunmadığına göre, 1151 parselden bir miktar yerin kesilerek ayrı bir parsel numarası ile davalı Belediye adına tescili de Usul ve Yasa'ya aykırıdır.
4- O halde açıklanan yönler gözönünde tutulmak ve çevre parsellerine ait tutanak ve dayanağı olan kayıt ve belgeler de getirtilerek yerin dağlık olduğu, tapuya bağlanması gereken yerlerden olup, olmadığı üzerinde durulmak gerektiğinde uzman bilirkişi mütalaasına başvurulmak ve varılacak sonuç uyarınca bir hüküm kurulmak gerekirken, dosyadaki delillere ters düşen biçimde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
1- Kadastro tesbitinden önce Asliye Hukuk Mahkemesine açılan mülkiyet hakkına dayalı davalar görevsizlik kararı ile aktarıldığına göre konusu olan taşınmazlara yönelik tüm uyuşmazlıkların, davanın yanları ile de bağlı kalınmaksızın resen çözümlenmesi ve taşınmazların gerçek hak sahipleri adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekir. Bu itibarla görevsizlik söz konusu olamaz. Ne varki müdahil davacıların taşınmazlarda miras bırakanlarından gelen haklarının olmadığı, tereke temsilcisi İbrahim Erk ve diğerlerinin sözleri ve dosya içeriği ile belirlenmiştir. Bu nedenlerle müdahil davacıların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile bu konuda verilen direnme kararı onanmalıdır.
2- Davalı Hazine ve Fatma, Naile Başlılar varislerinin temyizine gelince; Salih Kurban tarafından Hazine, Köy tüzelkişilği ve Naile Başlılar hakkında Asliye Hukuk Mahkemesinde, 19.2.1954 tarihinde, açılan davada tapu kaydındaki sınırların, yüzölçümünün arttırılmak suretiyle düzeltilmesi ve Naile Başlıların müdahalesinin meni istenmiştir.
Bu dava görevsizlik kararı ile tevhitli dosyalarla birlikte kadastro mahkemesine, 14.7.1958 tarihinde aktarılmıştır.
Yasa'nın öngördüğü, kural gereği;
Bu davanın varlığı, konusunu oluşturan taşınmazlar hakkında düzenlenen kadostro tespitlerini kesinleşmesini önler, buna rağmen bir taşınmaz ile ilgili olan tesbit tutanağının kadastro Müdürlüğünce kesinleşme şerki verilerek Tapu sicil Müdürlüğüne gönderilmiş ve tapuya tescil işleminin yapılmış olması, tescil işlemi yasal dayanaktan yoksun bulunduğu için, hukukça değer taşımaz.
Dava dilekçesinde, davaya konu olan taşınmazın sınırları belirtilerek, 1.8.1948 tarihli 29 sayılı Tapu kaydındaki sınırların bu şekilde düzeltilmesi ve yine bu sınırlara göre kapsam belirlenip tapu kaydının yüzölçümünün artırılması ve Naile Başlılar'ın tecavüz ettiği yerden men edilmesi dava edilmiştir. Bu durumda mahkemece dava dilekçesine göre gereken araştırma ve uygulama yapılarak öncelikle davanın konusu taşınmazın kadastro sırasında kaç parsel halinde tesbitlerinin yapıldığı saptanılmak ve bu tutanakların dosya içerisine konularak, varsa tesbite itiraz eden ve lehine tutanak düzenlenen kişilerinde davanın doğal tarafı olacağı dikkate alınıp taraf teşkil edildikten sonra davaya kaldığı yerden kadastro Kanunu'nda ki usul ve esaslar dairesinde devam olunmak gerekir.
Olayda, 1205 sayılı parselin de aktarılan davanın konusu olduğu açıklanmıştır. Bu dava nedeniyle 1205 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olan tesbit tutanağı kesinleşmediğinden, tapu sicil müdürlüğüne tezkere yazılarak tutanak aslı ve eklerinin getirtilmesi ve yanılgı sonucu oluşan sicile, davalı olduğuna dair şerh konulması ve bu parsel hakkındaki davanın kadastro mahkemesinde görülmesi zorundadır. Bu nedenle 1205 sayılı parsel hakkında karar ittihazına yer olmadığı yolundaki hüküm kadastro kanununda öngörülen usule aykırıdır.
Davacı Salih Kurban'ın dayandığı tapu kaydı kapsamı olan taşınmazın, Carci Oğlu Vangel ve kardeşlerinden Kanunlar'ı uyarınca devlete kaldığı belirtilerek 1936 tarihli tefviz ve tapu komisyonu kararına dayanılarak ilk kez T.C.T.Keraferya mubadillerinden Mustafa Şekip, karısı Hatice ve evlatları adına Mart 1937 tarihinde 764 sayı ile cinsi Mera yüzölçümü 459500 m2 ve sınırları Doğu:Davran ve yol Batı: malla Hasan Kuzey: Karabaki Mehmet ve Beyaka Yolu Güney: Dervan tarlası gösterilmiştir.
Davalı Naile ve Fatma Başlıların dayandığı tapu kayıtlarından T.sani 1944 tarihli 15 sayılı kaydın geldiği olan ve Yaşar Beyoğlu Devrandan satıcı Ali Kızı Ayşe Keskiner'e geçen T.evvel 1944 tarihli ve 97 sayılı 209000 m2 yüzölçümlü tapu kaydı Doğu:Beyada tariki Batı: Çaputlu Tepesi Kuzey:evvelce Carcioğlu İlya ve şimdi mübadil Hatice Merası Güney:Nazike tarlası ile sınırlıdır.
Belirlenen bu olgu, davalıların dayandığı 15 sayılı tapu kaydında kuzey yönde davacı Salih Kurban'a ait kaydın ilk maliklerinden Mustafa Şekip karısı mübadil Hatice'yi ve Hatice ile evlatlarına ait 764 sayılı ve gittileri tapu kayıtlarında ise güney yönde Yaşar Bey oğlu Davran'ı sınır göstermekle her iki tapu kaydının bağımsız ve kuzey-güney yönde birbirlerine sınır olan taşınmazlara ait bulunduğu kapsamlarının iç içe girmediği anlaşılmaktadır.
Diğer yandan 1312 daimi tarihli 466, 467, 468, 469, 470, 471 sayılı ve Devran adına kayıtlı bulunan tapu kayıtlarında yazılı ve Doğu; Beyaba Tariki, Kuzey Çaputlu Tepesi ve Carcioğlu İlya Batı: Çaputlu tepesi, Fatma hanım Güney:İzmir tarihi sınırlarının oluşturduğu bütünün kuzeyindeki Carcioğlu İlya vs. ait taşınmazın 8.2.1937 tarihinde tapu komisyonunun 9 sayılı kararına dayalı olarak Hazinece Keraferya mübadilleri Hatice vs. temlik edilmiş olduğu halde anılan tapu kayıtlarının T.E.1944 tarihinde yapılan intikalinde Carcioğlu İlya vs.Taşınmazının "Gaffaroğlu Molla Hasan Tarlası" şeklinde sınır gösterilmesi Mart 1937 tarihli 764 sayılı tapu kayıt maliklerinin cuzi halefi Salih Kurban aleyhinde bir durum yaratmaz ve daha sonra, "T.sani 1944 tarikinde" iktisabta bulunan Fatma Naile Başlılar T.Evvel.1944 tarihli ve 97 sayılı sicil de belirlenen durumla bağlıdırlar.
Dava taraf, kesin hüküm bulunduğu ileri sürmüş ise de; Bu kararlar tarafı olmayan Hazine'yi bağlamaz.Hazine davacının dayandığı 29 sayılı tapu kaydı yüzölçümü fazlasından oluşan taşınmaz bölümünün devlete ait olduğunu ileri sürerek davaya karşı çıkmıştır. Bu durumda Salih Kurban'ın özel mera ile ilgili tapu kaydı, komşu parsellere uygulanan ve davalı Naile ve Fatma'nın dayandığı tapu kayıtlarının birlikte, 3402 S.K.K.20 madde gereğince uygulanmak ve sınırlarının niteliğinin saptanmak, sonucuna göre tapu kaydına kapsam belirlenmelidir.
Mahkemece, davacı ile davalı tarafın dayandığı tapu kayıtları ve Mahkeme kararlarına kapsam belirlemek için, yapılan keşif ve uygulamada 1.8.1948 tarihli 29 sayılı tapuda yazılı Beyoba yolunun 1144,1145 ve 1151 sayılı parsellerin Doğusundan geçen güneyden Kuzeye uzanan ve kuzeyde 16.2.1984 tarihli teknik bilirkişi tarafından düzenlenen haritada A C B F harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerini ayıran sınır olarak 1091 sayılı kasabalı Mehmet taşınmazına ulaşan yol ve Batıdaki 1141 sayılı parselin Molla Hasan tarlası olduğu kısmen doğu ve güney sınırı oluşturan Davran tarlasının ise Naile ve Fatma Başlılar'ın dayandığı tapu kayıtlarının öncesi maliki bulunduğu kuzey sınırın kısmen açık kaldığı bu yerin de 1141 sayılı parsele revizyon gören 23.6.1948 tarihli 58 sayılı tapu kaydında ve geldisi 1323 tarihli 8 nolu sicilde Carcuoğlu Ağıl yeri diye belirtildiği saptanmış ve bu yönler davacı Salih Kurban mirasçıları hakkında kesinleşmiştir. Ancak mahkemece Davran tarlası sınırı ile ilgili olarak yapılan araştırma yetersizdir. Çünkü T.S.1944 tarihli 15 sayılı tapu kaydı ve geldisinde Batıdaki Çaputlu Tepe, 1312 tarihli bazı tapu kayıtlarında da kuzey sınırdır. Bu itibarla 15 sayılı tapu kaydının kapsam doğuda Beyabe yolu Batı ve Kuzeyde, yan görünüş krokisinde taban münhanisi ve yükseliş açısı gösterilerek belirlenecek, Çaputlu Tepe güneyde, Hazine tarlası sınırları esas alınmak ve ayrıca 16.2.1984 tarihli birleşik haritada ( e ) harfi ile ayrılan bölümün Davran tarlasından bulunduğu gözardı edilmeden saptanmalıdır. Bundan sonra 29 sayılı Özel mera tapu kaydına; Doğuda Beyabe yolu ve kısmen devran tarlası, Güneyde Duran tarlası Batıda Molla Hasan tarlası kuzeyde kısmen Beyabayolu, kasabalı Mehmet tarlası sınırları ile bağlantı kurulmak ve bu bağlantıyı kurmanın zorunlu kıldığı oranda tapuda yazılı miktardan fazlasınında tapu kaydının kapsamı alabileceği kuralı gözetilerek muhteva tayin edilmelidir. Bu belirlemede kısmen açık kalan kuzey sınırın, 1141 sayılı komşu parsele revizyon gören tapu kaydında carcioğlu ağıl yeri şeklinde tanımlandığı nazara alınacağı aşikardır. Yine 1205 sayılı tapu kaydının kapsamı dışında kalan taşınmazında mera olduğu gözetilerek hasıl olan sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Ayrıca 766 sayılı Kanun'nun 35 ve 3402 Sayılı Kanun'nun 16/B maddesinde meraların sınırlandırılması öngörülmüştür. Olayda dava konusu taşınmazlardan 1340 sayılı parselin anılan birleşik haritasında ( B ) harfi dışında kalan kesiminin mera olduğu belirlenmiş tapulama tutanığında ve oluşturulan kararda da mahkemece mera olduğu kabul edilmiştir.
Bu durumda kabule göre de kamu malı meranın sınırlandırılması ile yetinilmesi gerekirken davalı köy adına tapuya tesciline karar verilmesi doğru değildir.
Mahkemece bu yönlerde yanlışa düşülerek yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir. Direnme kararı Hazine ve Naile ile Fatma yararına bozulmalıdır.
SONUÇ : 1- Yukarıda bir sayılı bentte açıklanan nedenlerle katılan davacıların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararın ( ONANMASINA ),
2- Yukarıda iki sayılı bentte açıklanan nedenlerle davalı Hazine, Naile ve Fatma Başlılar mirasçılarının yerinde olan temyiz itirazlarının kabulüne ve direnme kararının (BOZULMASINA ) oyçokluğuyla, karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini