 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:1989/15-319
K:1989/448
T:04.10.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* YURT DIŞI EĞİTİM
* SORUMLULUK
ÖZET : 1416 sayılı Yasanın 18/1 maddesi uyarınca bursiyer öğrencinin öğrenimini tamamlayarak okutana başvurması halinde; kendisine, öğrenimine ve kazandığı ihtisasına uygun düşecek bir işverilmesi gerekir.
(1416 s. EMGTK. m. 18/1)
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Ankara Asliye 2. Ticaret Mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen 13.10.1986 gün ve 87-976 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 14.12.1987 gün ve 552-4384 sayılı ilamiyle; (....Yukarıda kısaca açıklanan iddia ve savunmadan da anlaşılacağı gibi, uyuşmazlığın çözümü için, bilirkişi görüşüne gerek bulunmamaktadır. HUMK.nun 275. maddesi uyarınca, mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez. 0 halde, mahkemenin, bu olayda, bilirkişi görüşünü esas alarak hüküm kurması yasaya aykırı bulunmuştur.
Uyuşmazlığın çözümünde gözönünde tutulacak esas belge, noterlikte düzenlenen 12.9.1979 günlü taahhüt ve kefalet senedidir. Bu senetle, davalı öğrenci, (kendisine verilecek burs karşılığında, iki katı süre ile, davacı bankanın, müessese ve iştiraklerinde veya bankanın devredeceği bakanlık, genel müdürlük, özel idare ve kurumlar emrinde ve bunların göstereceği yerlerde tekmil şartlarına uyarak, mecburi hizmet yapmayı) üstlenmiştir. Diğer davalılarda, öğrencinin aksine davranışı halinde, öğrenci için yapılan masrafların (1.000.000.) liraya kadar olan bölümünü ödemeyi kefaleten kabul etmişlerdir.
Olayımızda, davalı öğrenci, öğrenimini tamamlayıp yurda döndüğünde, davacı bankadan görev istemiş, banka da, yeni bir memur kadrosu oluşturarak, yurt dışında otelcilik tahsili yapmış, Canpınar'ı, (gerekli görülmesi halinde konaklama işletmelerinde de görevlendirilmek üzere, ücret yönetmeliğindeki esaslara göre tesbit edilecek ücretle, işletmeler ve iştirakler başkanlığına memur olarak) atamıştır. Burada davacı bankanın davranışı sözkonusu taahhütname hükümlerine, Bankanın Personel Yönetmeliğinin 75. maddesine tamamen uygundur.
Şöyle ki;
Davalı yükümlü, taahhütname ve uyulması gereken, Personel Yönetmeliğine göre, bankanın tayin ettiği seksiyonlarda veya işletmelerde hizmet yapmaya mecburdur. Davacı banka savunulduğu gibi hakkını kötüye kullanmış değildir, bunun için hiçbir nedende yoktur. Daha önce, banka aleyhine açılan bir dava nedeniyle T.C. Bankası AŞ. yöneticilerinin davalı Öğrenciye karşı husumet duydukları gibi bir düşünce, hiçbir zaman kabul edilemez. Yurt dışında otelcilik okulunu bitirmiş bir kimsenin doğrudan üst görevlere atanması da düşünülemez, yurt dışındaki bir okulda öğrenilen nazan bilgilerin yurt içindeki uygulamaları tamamen ayrı şeylerdir, davalı tabii ki önce memur olarak atanarak, bilgi ve becerisi, işletmelerdeki uyumu incelenip değerlendirilecek ve kendisine en uygun görev sonradan tesbit edilecektir. Kaldı ki, davalıya teklif edilen iş, gerektiğinde, konaklama işletmelerinde de görevlendirilmek üzere, işletmeler ve iştirakler başkanlığındadır ve bu. başkanlık davacı bankanın otel işletmelerinin bağlı olduğu bölümüdür.
Mahkeme ve sayın azınlık görüşlerinde davalı öğrenciye uzmanlığına uygun bir görev teklif edilmediğine yer verilmektedir. Davalı, tarafın da taahhütnameye göre uymak zorunda bulunduğu, T.C Bankası AŞ. Sınav Yönetmeliğinin 17-22. maddeleri dışında düzenlenen hükümler yerine getirilmedikçe, bir kimse uzman yardımcılığı sıfatını kazanamaz. Böylelikle davacı bankanın tasarrufu, taahhütnameye ve mevzuatına uygun bir tasarruftur.
Davacının, bu tasarrufuna karşı davalı öğrencinin, davranışları ise, (yazışmaları içeren tebligatları almamak, yüzüne karşı tebliğ edilmesi durumunda odayı terketmek, başvuru icabından uzak 3.11.1983 günlü dilekçeyi yazmak gibi) hiçte kendisine karşı burs vermek suretiyle, tahsilini tamamlamasına neden olmuş, bir kuruluşa yapılması gereken davranışlar olarak kabul edilemez.
O halde, miktar yönünden itiraza uğramayan, 9.4.1985 günlü bilirkişi raporundaki hesaplanan miktara göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle ve delillerin yanlış değerlendirilmesi sonucu davanın reddi doğru görülmemiştir ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle davacı banka, davalılardan İngillere'de okumakta olan Canpınar'ın ödenecek burs süresinin iki katı mecburi hizmet ifa etmesi koşulu ile öğrenim gördüğü okulunda kalan iki yıllık öğrenimi sırasındaki okul giderini karşılamayı kabul etmiştir.
ME. Bakanlığı'nca davacı banka yönetim kurulunun kararı onaylanmış ve Canpınar resmi burslu öğrenci statüsüne girmiştir.
Bunun üzerine, 1416 sayılı Yasaya göre yapıldığı açıkça vurgulanmak suretiyle noterlikte düzenlenen taahhüt ve kefalet senedi ile davalı Canpınar anlaşmada Öngörülen mecburi hizmeti taahhüt etmiş, diğer davalılar da Canpınar için yapılacak okul giderlerinin bir milyon liraya kadar olan bölümünü Ödemeyi kefaleten üstlenmişlerdir.
Taahhüt ve kefalet senedinin düzenlenmesinde esas alınan 1416 sayılı Yasanın 18/1. maddesinde ise bursiyer Öğrencinin öğrenimini tamamlayarak okutana başvurması halinde kendisine öğrenimine ve kazandığı ihtisasına uygun düşecek bir iş verilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.
Oysa, uluslararası otel işletmeciliğinde yüksek lisans diplomasına sahip olup ayrıca yiyecek ve içecek işletmeciliği", konaklama ve otel hizmetleri işletmeciliği sevk ve idare konularında ihtisaslaşmış bulunan davalı Canpınar'ın davacı Bankası'nca hemen herkesin yapabileceği ve hiç bir Özel bilgi ve beceri birikimi gerektirmeyen bir işe "Ege İnşaatları Baş kontrol Amirliği Seksiyonuna', memur olarak ataması yapılmıştır.
Verilen hizmetin, yabancı ülkede burslu okunarak kazanılan ihtisasla uzaktan yada yakından hiç bir ilgisinin bulunmadığı duraksanmayacak kadar açıktır.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 31.5.1974 gün, 3379-2965 sayılı emsal nitelikteki kararında da vurgulandığı üzere davalı Öğrenci her ne kadar taahhüt senedinde davacı bankanın göstereceği yerlerde tekmil şartlarına uyarak hizmet verme yükümlülüğü altına girmişse de taahhüt senedinin okutan bankaya sağladığı bu hak mutlak ve sınırsız değildir. Aksine okutanın, yasaların çalışanlara tanıdığı ve gözardı edilemeyecek en az sınırlarını tesbit ettiği bazı ilkelerle bağlı Olduğu kuşkusuzdur.
Olayda ise, davacı bankanın davalılardan Canpınar'a görev vermede izlediği yolun yerinde görülmesi mümkün değildir. Hal böyle olunca delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmayan, usul ve yasaya uygun olan direnme kararının onanması gerekir.
Sonuç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA , 4.10.1989 gününde oyçokluğuyla karar verildi.