 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:1989/10-121
K:1989/228
T:05.04.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* SAĞLIK HİZMETLERİ
* GİDERLERİN KARŞILANMASI
ÖZET : Yönetmelikteki hüküm ile yasadaki hüküm çelişkili ise, yasa maddesi uygulama önceliğine sahiptir.
Bağ-Kur Yasasının geçici 17. maddesi hükmüne göre, acil olsun olmasın diğer sağlık kuruluşlarında yapılan tedavi ve diğer giderler Kurum tarafından ödenir. Ancak, S.S. Yardım Bakanlığı'nın resmi sağlık kuruluşları için saptadığı ücret tarifeleri esas alınır.
(1479 s. Bağ-Kur K. m. geçici m.17)
Taraflar arasındaki 'alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Manisa İş Mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen 11.5.1988 gün ve 1987/166-1988/100 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 20.10.1988 gün ve 5295-5794 sayılı ilamiyle; (... Davacının hastalığı nedeniyle ameliyat olmasında tıbbi bir zaruret mevcut olduğu olayın meydana gelişiyle sabittir. Ne varki, bu ameliyatın yasa ve tüzük hükümleri gereğince Sosyal Sigortalar Hastahaneleri'nde yapılması gerekir. Ancak anılan hastahanelerde bu tür ameliyatların yapılıp yapılmadığı öncelikle araştırılmalıdır. Bu yön olumlu saptandığında Ankara Yüksek İhtisas Hastahanesi'nde yapılan masraflarla, ameliyatın Sosyal Sigortalar Kurumu Hastahanesinde gerçekleştirilmesinde yapılması gereken masraflar araştırılıp tesbit edilmeli ve bulunacak miktar taleple bağlı kalınarak kabul edilmelidir. Mahkemece, açıklanan doğrultuda araştırma yapılmaksızın sonuca etkili olmayan gerekçe ve nedenlerle davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden davacı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davada, Bağ-Kur emeklisi olan davacının kalp hastalığı nedeniyle Salihli Devlet Hastahanesi'ne başvurduğu, buradan aciliyet kaydıyla Ankara Yüksek İhtisas Hastahanesi'ne sevkedildiği, orada kendisine kalp ameliyatı yapılıp 4.670.000 TL. masraf çıkarıldığı, bu masrafları hastahaneye ödemek zorunda kaldığı ileri sürülmüş ve ödenen miktarın davalıdan tahsilen karar verilmesi istenmiştir.
Davalı Bağ-Kur, savunmasında Bağ-Kur sözleşme yaptığı hastahanelerden başka bir sağlık tesisinde yapılan masrafların ödenebilmesi için hastalığın acil olduğuna dair rapor alınması ve bu raporun Bağ-Kur İdaresi tarafından kabul edilmesi gerektiğini, oysa davacının hastalığının acil olmadığını söylemiş ve davanın reddini istemiştir. Başka bir anlatımla Bağ-Kur Sağlık Sigortası Yardımları Yönetmeliğinin 7. maddesinde öngörülen koşulların oluşmadığı ifade edilmiştir. Bu koşulların neler olduğu az Önce açıklanmıştır. Hemen söylemek gerekirse, anılan Yönetmeliğin 7. maddesi Bağ-Kur Yasasının geçici 17. maddesine aykırı düşmektedir. Zira 17. madde aynen "Sağlık hizmetlerinin gerektirdiği giderler ek 11. maddede sayılan kuruluşların yataklı tedavi kurumlarında yapılacak muayene, tedavi, tahlil, müdahale, ameliyat tedavilerine ait fiyat tarifeleri esas alınarak Kurum tarafından ilgili kuruluşlara Ödenir. Ancak, diğer sağlık kuruluşlarında yapılan tedavilerde, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nın, resmi sağlık kuruluşları için tesbit ettiği ücret tarifeleri esas alınır" hükmüne yer verildiği görülmektedir. Yasa maddesinde açıkça acil olsun olmasın diğer sağlık kuruluşlarında yapılan tedavi ve sair masrafların Kurum tarafından ödeneceği öngörülmektedir. Bu durumda sağlık sigortasından yararlanma bakımından yasal olarak daha geniş haklar verilmekte iken yönetmelikle bu hakların daraltılması yönüne gidilmesi hukuka ve kanuna aykırıdır. Başka bir deyişle yönetmelikteki hüküm ile yasadaki hüküm çelişkili ise mevzuat hiyerarşisi bakımından yasa maddesi uygulama önceliğine sahiptir. Hal böyle olunca davacının Yüksek İhtisas Hastahanesine ödediği ameliyat tedavi vesair masrafların Bağ-Kur' dan az sonra açıklanan ilkeler çevresinde talep edilebilir. Bilindiği gibi, Bağkur, sağlık hizmetini 1479 sayılı Kanunun ek 11. maddesi uyarınca, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, Mahalli idareler, Üniversiteler, Kamu İktisadi Teşekküllerine ait sağlık tesisleri ile, diğer Sağlık tesislerinden satın almak suretiyle yürütür.
Sağlık hizmetinin hangi sağlık kuruluşlarından satın alınacağının tesbitine Bakanlar Kurulu yetkilidir. Olayda davacının kalp hastalığı nedeniyle ameliyat olmasında tıbbi zaruret mevcut olduğu, Kurumun Salihli Devlet Hastanesi'yle anlaşma yaptığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ne var ki bu ameliyatın ek. 11. maddede sayılan ve Kurumca anlaşma yapılan sağlık tesislerinde yapılması gerekir.
Ancak, 17. madde hükümlerine göre diğer sağlık kuruluşlarında yapılan tedavilerde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nın resmi sağlık kuruluşları için tesbit ettiği ücret tarifeleri esas alınır. Bu durumda mahkemece gereken araştırma yapılmalı ve bulunacak miktar taleple bağlı kalınarak kabul edilmelidir. Bu tür ameliyatın Kurumun anlaşma yaptığı hastanelerden hiç birinde yapılmaması halinde talebin evveliyetli kabul edilmesi gerektiği hususunda kuşkuya düşülmemelidir.
Mahkemece açıklanan ilkeler doğrultusunda gereken araştırma ve inceleme yapılmaksızın yazılı düşüncelerle davanın reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 0 halde, davacının bu yönlen amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 5.4.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.