Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1988/885
K: 1989/103
T: 01.03.1989

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın kaldırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Mersin İcra Tetkik Hakimliği Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 7.8.1986 gün ve 169-979 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesi'nin 21.3.1988 gün ve 2906-3380 sayılı ilamiyle; (.. Sair karar düzeltme istemleri yerinde değilse de, teminat ipoteğinin borçlunun temsilcisi ve büyük ortağı olan şahısların karıları tarafından verildiğinin anlaşılmasına, MK. nun 169. maddesinin kadını kocaya karşı malvarlığı bakımından korumak için vazedilmiş olmasına, bu hususun kamu düzeniyle ilgili olup re'sen dahi nazara alınması gerekmesine binaen Hatice ve Gönül bakımından itirazın kaldırılması isteğinin reddine karar verilmek gerekirken, bunlar hakkında da itirazın kaldırılması isabetsiz olup mercii kararının bozulması gerekir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz eden: Davalılar vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
KARAR : Türk Medeni Kanununun 169. maddesi hükmünce: "Karı-koca arasında her nev'i hukuki tasarruf caizdir. Karının şahsi mallarına veya mal ortaklığı usulüne tabi mallara dair karı koca arasındaki hukuki tasarruflar, Sulh Hakimi tarafından tasdik olunmadıkça muteber olmaz. Koca menfaatine olarak karı tarafından üçüncü şahsa karşı iltizam olunan borçlar için dahi hüküm böyledir" Yasanın bu düzenlemesi esas itibariyle üç hükmü kapsamaktadır. "Karı-koca arasındaki her nev'i hukuki tasarruf caizdir" şeklindeki ilk hüküm, evlenmenin kadının hukuki ehliyetini kısıtlamadığı yolundaki genel prensibin karı koca arasındaki hukuki işlemler açısından özel olarak teyidi niteliğini taşımaktadır. Yasa koyucu bu genel prensibe 169. maddenin müteakip iki hükmü ile iki önemli istisna getirmiş bulunmaktadır. Bunlardan ilki "Karının şahsi mallarına veya mal ortaklığı usulüne tabi mallara dair karı-koca arasındaki hukuki tasarruflar, sulh hakimi tarafından tasdik olunmadıkça muteber olmaz" hükmü ile düzenlenmiştir. Bu hükmün düzenleniş biçiminden anlaşılacağı üzere, ilk istisna doğrudan doğruya mal birliği ve mal ortaklığı rejimlerine ilişkin olup, konumuzla ilgili olmadığı gibi, yasal mal rejimi olarak mal ayrılığını benimseyen memleketimiz bakımından fazla ameli bir önemi bulunmamaktadır.
2. istisna, "Koca menfaatine olarak karı tarafından üçüncü şahsa karşı iltizam olunan borçlar için dahi hüküm böyledir" yolundaki düzenleme ile birinci istisnanın tabi olduğu sınırlamaya atıfta bulunan hükümle oluşturulmuştur. Burada açıkça görüldüğü üzere sınırlama getirilirken "iltizam olunan borçlar"a değinilmiştir. Bu durum karşısında koca yararına üçüncü kişilere karşı iltizam olunan borçların sulh hakiminin tasdikine ihtiyaç gösterdiği tartışmasızdır. Maddede (iltizam olunan borçlar) sözlerinin kullanılmış olması memleketimizde ve isviçre'de (tasarrufi işlemlerin) madde kapsamına girip girmediği konusunda tartışmalara yol açmıştır. Yasakoyucunun asıl amacı kadını korumak olduğuna göre tasarrufi işlemlerin de sulh hakiminin tasdikine tabi olduğunun kabulü uygun görülmüştür (İsviçre'de Federal Mahkeme tasarrufi işlemleri madde kapsamında görmemiştir). Hal böyle olunca koca yararına karı tarafından üçüncü kişilere karşı gerçekleştirilen ipotek işlemlerinin de geçerli olabilmesinin sulh hakiminin tasdikine bağlı bulunduğunun kabulü gerekir. Kural böyle olmakla beraber olayda yararına ipotek işlemleri gerçekleştirilen şirket ile davalılardan kadınların kocaları tamamen farklı kişilikleri haiz olup tasarrufun T.C. Ziraat Bankası'na karşı kocaları yararına gerçekleştirildiğinin kabulü mümkün değildir. Hal böyle olunca olayda MK.nun 169/lll. madde hükmünün uygulama yeri bulunmadığından usul ve yasaya uygun olan direnme kararı onanmalıdır.
 
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA) ve (1.000) lira bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, ilk görüşmede çoğunluk sağlanamadığı için, 1.3.1989 günü yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
  KARŞI OY YAZISI
Davacı Banka'nın (D) Hububat ve Bakliyat Limited Şirketine açmış olduğu kredinin teminatı olarak muterizlere ait taşınmazlar üzerine tesis edilen ipoteklerin paraya çevrilmesi için yapılan takibe karşı ipotek verenler tarafından itiraz edilmiş olup, iş bu itirazın kaldırılması davası, merci hakimliğince kabul edilmiş, yüksek özel Dairece "Teminat ipoteğinin borçlunun temsilcisi ve büyük ortağı olan şahısların karıları tarafından verildiği anlaşılmasına, M.K.nun 169.m.nin, kadını kocaya karşı malvarlığı bakımından korumak için vazedilmiş olmasına, bu hususun kamu düzeniyle ilgili olup re'sen dahi nazara alınması gerekmesine binaen" bozulmuş, direnme kararı Yüksek Hukuk Genel Kurulunun çoğunluk oyları ile kabul edilmiştir.
1 - Konunun yüksek Hukuk Genel Kurulunda yapılan 2. müzakeresinde:
a) Karı koca arasında mal ayrılığı rejiminin mevcut olması, M.K. 169/son madde hükmünün uygulanmasını engellemeyeceği;
b) Kadının koca yararına 3. kişilere karşı teminat olarak taşınmazlarını ipotek etmesi, sonucu itibariyle borçlanmayı da içereceğinden, sulh hakiminin onayına tabi tutulması gerektiği; bir oya karşı çoğunluk oyları ile kabul edilmiştir. Biz de aynı görüşte olduğumuzdan bu konular üzerinde durulmayacaktır.
2 - Sayın çoğunluk görüşü ile birleşemediğimiz husus, davalı kadınların kendi taşınmazlarını borçlu limited şirket lehine ipotek etmesinde, kocalarının yasal deyimi ile "menfaat"leri olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Direnme kararında da ipotekle temin edilen borcun kocalara değil, ayrı bir tüzel kişiliği olan limited şirkete aittir, denilmektedir.
a) Öncelikle borçlu görülen şirketin bir aile şirketi olduğu ana sözleşmesinden anlaşılmaktadır. Sermayesi 500 pay itibariyle 350 payının, ipotek veren kadınların kocalarına ve kalan 150 paydan 145 payı da kayınbiradere ait olduğu tesbit edilmiştir.
b) İpotek eden kadınların borçlu şirkette payları mevcut değildir.
c) Şirket ortağı kocalar tek başlarına borçlu şirketi temsil ve ilzama yetkili olup olayda, davacı banka ile yapılan kredi sözleşmesinde davalılardan birinin karısına ait imza mevcuttur.
3 - Somut olayın bu özelliği açısından iki koca ve bir kardeşten oluşan ortaklıkların limited şirketin % 95 payına sahip oldukları gözönünde tutulduğunda, kadınların verdikleri ipotekle temin edilen borçtan kocaların doğrudan doğruya faydalandıkları açık seçik ortadadır. Böyle bir ortamda kadınların himayeye muhtaç olup olmadığı üzerinde durmak gerekir.
Sayın Bilge ÖZTAN 1979 yılında yayımladığı "Aile Hukuku" adlı değerli eserinde bu konuda şöyle demektedir." 3. şahıslar kadının kendileriyle kocası lehine muamele yaptığını biliyorlarsa, bu muamelelerin geçerli olması için hakimin tasdikine tabi tutulması şarttır. Mesela, banka, karının kocası lehine borçlandığını biliyorsa veya bilmek zorunda ise, muamelenin hakim tarafından tasdiki gereklidir. Sh. 147," Aynı konuda rahmetli hocamız M.R. BELGESAY, Medeni Kanunun Şerhi kitabında daha gerçekçi ve amaca uygun bir yorumla "bir muamele, tarafların kullandıkları terimlere ve şekline bakılmadan B.K.nun 18.m. muhtevası itibariyle kocanın menfaatine ise, tasdit edilmedikçe hüküm ifade etmez" denilmektedir (Sh.143). EGGER de amaca uygun yorum biçimini işlemiştir. (İsviçre M.Kanun Şerhi M.177, T.Çağa, No:18 ve 19). Türk doktrininde, "menfaat" deyiminin yorumu yapılırken, kocanın doğrudan ya da dolaylı olarak işlem sonucundan yararlanmasının mümkün olup olmayacağı üzerinde durulmaktadır. (T.AKINTÜRK Aile Hukuku, s. 123; S.SHAWARZ s. 197; F.FEVZİOĞLU s. 175; OĞUZMAN s. 264)
Özellikle aşağıdaki hususlar, limited şirket ile ortakları arasında organik bir bağın varlığını ve (menfaat) ziddiyeti değil, yararlanmada paralellik bulunduğunu göstermektedir.
a) Sermayenin % 70 payına sahip olan davalıların kocaları, koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile 3. kişilere karşı sorumlu olduklarından şirket borcunun garantisi olarak ipotek edilen kadınlara ait taşınmaza yansıyacağı tabiidir (T.T.K. m. 503)
b) Ortaklardan birinin iflası halinde iflas idaresi limited şirketin de tasfiyesini isteyebilir (T.T.K. m. 522/1.) Somut olayda kocalardan biri hakkında iflas kararı verildiğini varsayalım. Bu takdirde şirketin de feshi ve tasfiyesi sözkonusu olacağından, ipotekler paraya çevrilecek ve satış bedelleri kocanın şirketteki payı oranında iflas masasına girmiş olacaktır. Çünkü ipotek, borçlu kocanın şirkete karşı taahhüt ettiği sermayeyi şirket alacaklısına, olayımızda davacı bankaya garanti etmiş olmaktadır. Bunun gibi şirketin infisahı veya iflası halinde T.T.K. m. 532 gereğince kocaların gerek sermaye borcu gerekse edindikleri haksız kar ve faizler için haklarında haciz veya iflas yolu ile takip yapılabilecek, bunun sonucu olarak ipotekler de paraya çevrilecektir.
c) Davalı eşlerin şirket ortağı olan kocalarının tek imza ile şirketi borç altına koymaya ve temsile yetkili olup müdür ve yönetici olarak kişisel sorumlulukları söz konusudur.
Buna çarpıcı örnek olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 22. maddesi hükmü gösterilebilir. Buna göre, şirket temsilcileri amme alacağını şirket adına kesip vergi dairesine yatırmadıkları takdirde, şirket gibi şahsen sorumlu tutulmuşlardır.
4 - M.K.m. 169/2 de dolaylı ya da dolaysız ayırım yapılmadan, kocanın "menfaatına" deyimi kullanılmıştır. Lafzi bir yoruma gidildiği takdirde dahi bu düzenlemede "menfaat" sözcüğünün geniş anlamda kullanıldığı ortadadır. Böyle bir yorum maddenin amacına da uygun düşmektedir. Çünkü ön planda olmak üzere kadının malları kocanın alacaklarına karşı korumak istenmiş, evli kadının, kocasına olan ilgisi, sevgi veya zaafı ve bunların etkisiyle kocası yararına 3. kişilere karşı borçlanması önlenmiştir. Kocanın karısına karşı maddi ve manevi bakmadan muhtemel baskısı objektif olarak Türk toplumunda özellikle kırsal yerlerde İsviçre toplumuna oranla daha fazla olduğu kabul edilmelidir.
5 - Kocanın bozulan ekonomik durumu aileyi doğrudan etkileyeceği için, MK. m. 169/2 hükmü ile aile birliği de korunmuş olmaktadır. Bu nedenledir ki, anılan hükmün kamu düzeniyle ilgili olduğu konusunda gerek doktrinde gerekse yargısal kararlarda sözbirliği vardır.
SONUÇ : Tüm bu maddi ve hukuki nedenler karşısında ipoteğin geçerli sayılması kadını ve aile birliğini etkileyeceği, bu açıdan tasdike tabi olduğu görüşüyle çoğunluk oyuna karşıyım.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini