 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1988/828
K: 1989/20
T: 25.01.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Mersin 1. Sulh Hukuk Mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen 3.12.1987 gün ve 1987/953-1987/1548 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 18.4.1988 gün ve 1551-6159 sayılı ilamıyle; (...Davacı 8.8.1981 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanarak dava konusu yere ihtiyacı bulunduğundan bahisle süresinde iş bu davayı açmıştır.
Davalı davanın süresinde açılmadığını zira davacının daha önce sonuçlanan bir davada vekilliğini yapan avukatın müvekkili ile 1.4.1987 başlangıç tarihli ve 1.12.1988 bütün süreli kira sözleşmesi ile değiştirilmiş bulunduğu söylemiş ve sözü edilen sözleşmeyi ibraz etmiştir.
Gerçekten davacı davasının dayanağı sözleşmeyi ibraz etmiş bu sözleşmede kira başlangıcının 8.8.1981 tarihli ve 1 yıl süreli olduğu görülmüştür. Davalı tarafın ibraz ettiği sözleşmenin ise davacının vekili Av. Cevat tarafından imza edildiği ve 1.4.1987 başlangıç 1.12.1988 bitim tarihli olduğu anlnaşılmış olup davada hangi sözleşmeye itibar edileceği uyuşmazlık konusu yapılmıştır. Davalının ileri sürdüğü sözleşme 21.8.1986 da iki haklı ihtara dayanılarak açılan davada davacının vekilliğini üstlenen Av.Cevat tarafından edilmiş bulunması nedeniyle vekaletnamede verilen yetkinin incelenmesi uyuşmazlığın çözümünde önem kazanmıştır. Özel olduğuna işaret edilerek düzenlenen bu vekaletnamenin başına vekalet yetkisinde Mersin'de Gazi Mah, 496 Sok... numarada bulanan taşınmazdaki kiracı İshak'ın tahliyesi için açılacak olan dava ve takiplerden bahsedilmek suretiyle sınırlandırdığı görülmüştür. Vekil böyle sınırlı bir vekalete dayanarak davacı adına kira sözleşmesi yapamaz. Bu nedenle sonradan yapılan sözleşmeye hukuki geçerlilik
tanınamaz. Vekaletnamede belirtilen tahliye ve takip için verilen sulh ve ibra yetkisi de ancak davanın görülme süresi ile sınırlı olup dava sonuçlandıktan hele verilen hüküm kesinleştikten sonra sulh ve ibra yetkisi de kullanılamaz. Mahkemenin yanlış değerlendirme ile sonradan verilen sözleşmeye itibar ederek davayı süreden reddetmesi hatalı olmuştur. Uyuşmazlığın esasının incelenmesi icap edeceğinden karar bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki karada direnilmiştir. Temyiz eden: Davacı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, ihtiyaç nedeniyle tahliye davasıdır.
KARAR : Davacı, 8.8.1981 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanarak 10.8.1987 gününde bu davayı açmıştır.
Davalı savunmasında, davacının vekili ile 1.4.1987 başlangıç tarihli bir sözleşme yaptıklarını bildirmiş, süresinde açılmayan davanın reddini istemiştir.
Mahkeme, davalının ibraz ettiği sözleşmeye itibar ederek, süresinde açılmadığından bahisle davayı reddetmiştir.
Davacı, tarafından evvelki davalarını takip eden vekiline verilen vekaletname, özel vekaletname başlıklı olup, içeriği itibariyle tahliye ve takiple ilgili işlerle sınırlıdır. Vekil, böyle sınırlı bir vekaletnameye dayanarak davacı adına kira sözleşmesi yapamaz. Kaldı ki, evvelce yapılmış bir kira sözleşmesi varken, sonradan yapılan kira sözleşmesi evvelki sürenin başlangıcını değiştiremez. Bu nedenlerle Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince ( BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 25.1.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.