 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1988/803
K: 1989/8
T: 25.01.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak " davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; SAMSUN 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 22.10.1986 gün ve 539-1398 sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 29.9.1987 gün ve 2416-4907 sayılı ilamı:
(...Dosyada mevcut delil ve ifadelere göre; davalıya ait elektrik tellerinin dava dışı şahıs tarafından çalındığı ve bir kaç el değiştirdikten sonra İsmail Oral tarafından davacıya satıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu çekin ise bu çalıntı tellerin bedeli olarak davalıya verildiği de bellidir. Ancak davacı bu çekin emniyette baskı altında düzenlendiğini ileri sürmektedir. Oysa baskı altında verildiği kabul edilse bile, çek çalınan tellerin bedelini karşılamak üzere davalıya verilmiştir. Yani bir karşılığı vardır. MK.nun 902. maddesine göre yeniden şirket olunan bir menkulün zilyedi beş sene zarfında istihkak davası açabilir. Davacı söz konusu hırsızlık malı aleni bir müzayededen veya bir pazardan ya da ona mümessil eşya satan bir tacirden satın aldığını isbat edememiş olduğundan bedelini almadan malı iade etmek zorundadır. Çalıntı teller ise davacının işyerinde kullanılmış olduğundan davacı mal yerine verdiği çekin istirdadını isteyemez. Esasen davacı çalıntı telleri satın aldığını iddia ettiği İsmail Aksoy'un bu işin ticaretini yapan bir tüccar olduğunu ispatlayacak delil getirmediği gibi, malı aldığına ilişkin bir faturayı da dosyaya ibraz edememiş olduğundan ispatlanamayan davanın reddine karar verilmek gerekirken, Mahkemece yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemişti..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 25.1.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.