 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1988/794
K: 1989/6
T: 25.01.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama yargılama sonunda; Kadıköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 27.4.1987 gün ve 515-247 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 8.3.1988 gün ve 2718-924 sayılı ilamı: (... Taraflar arasında akdedilen 21.7.1978 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin 3. maddesinde yüklenici, sözleşme tarihinden itibaren 14 ay içinde inşaatı bitirip davacının dairelerini iskan müsaadesi alınmış, kullanılabilirr şekilde anahtar teslimi suretiyle, arsada kat irtifakını tesis ve kat mülkiyetini tapuda tescil ettirmeyi kabul etmiş, ayni sözleşmenin 11. maddesi ile inşaatın başlamasından dairelerin arsa sahibine teslimine kadar zuhur edecek (doğacak) bilumum rüsum, vergiler ve masrafların arsa sahibinden talep edilmemek üzere müteahhit tarafından karşılanacağı kararlaştırılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşmenin bu maddelerinin yorumlanmasından kaynaklanmaktadır. B.K. 18. madde hükmünce hakim, tarafların sözleşmede amaçladıkları gerçek ve birleşen iradelerini arayıp, buna göre sözleşmeyi yorumlamak zorundadır.
Sözleşmede arsa sahibine isabet edecek bağımsız bölümlerin teslim şekli 3. madde ile saptanmış olup, buna göre daireler, kat irtifakı tesis edilmiş ve iskan raporu alınmış olarak teslim edilecektir. Bu şekilde teslim aşamasına kadar geçen sürede doğacak her türlü rüsum ve vergi ve masrafların müteahhide aidiyeti anılan sözleşmenin 11. maddesi ile kabul edildiğine göre, arsa sahibi, müteahhide teslim ettiği arsası karşılığında kararlaştırılan dairelerin iskan raporu alınmış haliyle teslimi aşamasına kadar doğan her türlü harç ve vergileri müteahhitçe ödenmesini amaçlamış ve yüklenici de bunu kabullenmiştir. Bu durumda, inşaatın bitimini müteakip iskan raporunun alınması için ödenmesi zorunlu emlak alım vergisinin müteahhit yükümlülüğü dışında kabulü olanaksızdır. Mahkemece, emlak alım vergisi yönünden sözleşmede açık bir hüküm bulunmadığı yolundaki görüşle isteğin reddi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacılar vekilleri temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 25.1.1989 gününde oyçokluğu ile karar verildi.