 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1988/686
K: 1988/883
T: 02.11.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sincanlı Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 9.4.1986 gün ve 86/65 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 4.2.1988 gün ve 12005-950 sayılı ilamı: (... Davacı Vakıflar İdaresi, dava konusu yerin, özde vakıf malı olmasına karşın, tapulamaca, davalı taraf adına tesbit edildiğini ileri sürerek iptal ve tescil istemiş; dava dilekçesinde, dayanak olarak (Sinanpaşa İbni Mehmet Vakfına) ait vakfiyeyi göstermiştir. Yapılan keşifte söz konusu vakfiyenin, Bulca Köyündeki çekişmeli taşınmazları kapsamadığı saptanmıştır. Ortaya çıkan bu sonucu davacı kabullenmiş ve keşif sonrasında verdiği tevzih dilekçesiyle, bu kez (Aslanbey Vakfına ait) 1433 M. tarihli vakfiyeyi ibraz etmiştir. Mahkemece dava red edilmişse de davacı tevzih dilekçesiyle çekişmeli taşınmazın özde vakıf malı olduğunu, yine ileri sürmüş, vakfiyeden başka türde bir delil de getirmemiştir. Bu durumda HUMK.nun 185. maddesinde sözü edilen iddianın değiştirilmesi, genişletilmesi ya da delillerin değiştirilmesi hallerinden hiçbirisi olayda söz konusu değildir. Hal böyle olunca işin esasına bakılarak, taraf delillerinin toplanması, değerlendirilmesi, özellikle Aslanbey Vakfiyesinin uygulanması ve hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere davanın reddedilmesi isabetsizdir. Kabulü göre de davacının maktu red harcı ile sorumlu tutulması gerekirken, nisbi harç alınmasına karar verilmesi de doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 2.11.1988 günüde oybirliğiyle karar verildi.