 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1988/5611
K: 1988/894
T: 09.11.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA: Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 19.12.1987 gün ve 1986/176 E. 1987/11 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar ve müdahil vekilleri tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 27.5.1987 gün ve 1987/4744 - 7019 sayılı ilamı:
(... Şahadete göre dava konusu taşınmazın davacı gerçek kişilerin miras bırakanları Mehmet oğlu Mehmet Aliden kaldığı anlaşılmaktadır. Mehmet Ali 1936 yılında ölmüş olup terekesi M.K.nun 630 ve 581. maddeleri hükümlerine göre iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunmaktadır. Mahkemece daha önce açılmış olan 1969/74 Esas sayılı dava sonunda ve tapulama mahkemesine ait 1982/48 Esas sayılı dava sonucunda verilen hükümler kesin hüküm olarak kabul edilmiş ve bu sebeple davanın reddi yönüne gidilmiştir. 1969/74 Esas sayılı davada davacı miras bırakan Mehmet oğlu Mehmet Ali'nin torunu......Hüseyin'dir. Diğer mirasçılar davaya katılmamışlardır. O davada dava dilekçesinin 3 numarasını oluşturan bu taşınmaz hakkındaki dava hükümde gösterilen gerekçelerle reddedilmiştir. Bu hüküm miras ortaklarına göre kesin hüküm teşkil etmez. Daha açık deyimle mirasçılardan birisinin açtığı dava sonunda verilen hüküm iştirak halinde mülkiyette diğer mirasçıları bağlamaz. Bu durum iştirak halinde mülkiyetin özelliğinden doğmaktadır. Çünkü iştirak halinde mülkiyetde bağımsız bir pay söz konusu olmayıp paydaşların hakkı malın tümüne sahipdir. Bu itibarla bir mirasçı hakkında aleyhe verilen hüküm temsil edilmeyen diğer mirasçıları ve dolayısıyla tüm mirasçıları bağlamaz. Bu hüküm tüm mirasçılara göre niza da sayılmaz. O itibarla tüm mirasçıların katıldığı bu dava daha önceki hükümle belirlenen olumsuz hallerin bu davacılar için kesin hüküm sayılmaması gerekir. Ayrıca tapulama mahkemesine açılan 1982/48 sayılı davada dava konusu taşınmaz aynı isede davacılar Hüseyin Sabiha Mustafa ve Sadıktır. Diğer mirasçılar yine bu davada temsil edilmemişlerdir. Bu karar dahi az önce açıklanan gerekçelerle miras ortaklığını ve dolayısıyla mirasçıları bağlamaz. Müdahil davacı Yaşar'ın durumuna gelince: Adı geçen 1982/48 Esas sayılı davada müdahil durumundadır. Tapulamadan sonraki satışa dayandığı için mahkemece bu yön inceleme konusu yapılmamış ve adı geçenin davası hakkında görevsizlik kararı verilmemiştir. O itibarla tapulama mahkemesinin söz konusu 1982/48 Esasa 224 sayılı kararı Yaşar Büküşoğlu bakımından da kesin hüküm sayılmaz. Dosyadaki tüm deliller iddia ve savunma gözönünde tutulmak suretiyle değerlendirilerek uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken kesin hükümden bahisle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR :Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel Kurulu'nca kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı miras şirketi vekili ile müdahil vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 9.11.1988 gününde oyçokluğu ile karar verildi.