 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1988/39
K: 1988/114
T: 24.02.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara İcra Hakimliğince şikayetin kabulüne dair verilen 17.7.1985 gün ve 1151-1151 sayılı kararın incelenmesi davalılardan iflas idaresi tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 3.6.1986 gün ve 11971-6664 sayılı ilamı: (.iflas idaresinin işlemlerine karşı şikayet yoluna başvurulabilir. Ancak, yasanın çözümünü mahkemeye bıraktığı hususlarda bu yolla sonuç almak mümkün değildir. (Bkz. İcra ve İflas K. nun 227 ve 16. maddeleri). Zira, İİK.nun 16. maddesinde de açıklandığı üzere "kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususları" na ilişkin işlemler, İcra Tetkik Merciilerinin şikayetle ilgili görevleri dışındadır.
Müştekiler vekilleri 3.6.1985 tarihli dilekçeleriyle icra tetkik merciine başvurarak, "Müflis Temel Enerji San. Tic. A.Ş." iflas idaresinin 28.6.1985 gün ve 1985/143 sayılı kararının iptal edilmesini istemişlerdir. İflas idaresinin bu kararı "özetle Müflis şirketten alacaklı" Sezai Türkeş-Fevzi Akkaya A.Ş.nin, sıra cetvelinin 706 sıra numarasında kayıtlı olup, halen İİK.nun 235. maddesi hükmü anlamında silinmemiş durumdaki 5.833.434.666 TL.lık alacağının kayıtlı haliyle sıra cetvelinde kalmasına" ilişkindir.
Şikayetin amacı sıra cetvelinde yer alan alacağın cetvelden çıkarılmasına, Yasal deyimi ile terkinine yöneliktir. Bu amacı sağlayacak hak arama yolu İİK.nun 235. maddesiyle düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, "sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin verilmesinin ilanından yedi gün içinde iflasa karar veren mahkemeye müracaatla dava açmaya mecburdurlar". Başkasının kabul edilen alacağının terkini davasının da bu tür davalardan olduğu ve özelliği maddenin 2. ve 3. fıkralarında belirtilmiştir. Şikayete konu alacağın, daha önce İİK.nun 223/2. maddesine göre iflas dairesinin itirazına uğramış ve tetkik merciinin bu itirazı, iflas idaresini tahkik ve incelemeye yönlendirir biçimde karara bağlamış olması, yukarıda açıklanan yöntemsel durumu etkilemez ve değiştirmez.
Açıklanan bu durum karşısında yasayla belli bir dava yolu ile aranabilecek bir hakka ilişkin istemin, görevi dışında kaldığı için tetkik merciince çözümlenemiyeceği ve bu nedenle reddi gerektiği düşünülmeden, şikayetin kabul ile yazılı biçimde karar verilmesi isabetsizdir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının sonuç itibariyle göreve taalluk ettiğinden temyiz kabiliyeti olduğu oyçokluğuyla benimsendikten ve süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 24.2.1988 gününde (BOZULMASINA), oyçokluğuyla karar verildi.