 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1988/389
K: 1988/716
T: 21.09.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara 3. İş Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.6.1987 gün ve 1986/1544 E., 1987/796 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 10.9.1987 gün ve 1987/6673-7686 sayılı ilamıyle, "... Davacı hanım, kocasının iş kazasında kollarını kaybetmesi sonucu %91 genel çalışma gücünü kaybetmesi sebebiyle biyolojik ilişkisinin kesildiğini ileri sürüp, kusurlu olan işverenden manevi tazminat istemiştir.
Manevi zarar vücut tamlığı veya şahsiyet hakları zarara uğrayan kimsenin istiyebileceği bir tazminattır (BK, m. 47-49). Bunun dışında ölen kimsenin ailesi bu tazminatı isteyebilecektir. Vücut tamlığı zarar gören kimsenin yakınlarına yansıtılarak onların duyduğu elem ve ızdırap sebebiyle manevi tazminat ödeneceği Yasa'da yer almamıştır. Doktirinde de bu yolda görüşler belirtilmiştir. Bu sebeple mahkemenin böyle bir isteği hüküm altına alması isabetli değlidir..." gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle; yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun'nun 1. maddesi hükmünce "İş Kanunu'na göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş aktinden veya iş kanununa dayana her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının" çözüm yeri iş mahkemeleridir. Göreve taallük eden bu hususun re'sen gözönünde bulundurulması gerekir.
Davacı ile davalı arasında hizmet ilişkisi mevcut olmayıp kocasının çalışma gücünün %91'ini yitirdiğini iddia ile manevi tazminat isteğinde bulunmaktadır. O halde, görev yönünden davanın reddi gerekirken yazılı olduğu üzere kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenle kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nin 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 21.9.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.