 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1988/291
K: 1988/814
T: 19.10.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "2896 sayılı Yasa uygulaması nedeniyle Hazine adına yapılan tesbit ve tescilin iptali ile davacı adına tesbit ve tescili 3 davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 26.12.1986 gün ve 1986/548 - 1096 sayılı kararın incelenmesi Orman Genel Müdürlüğü ve Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay, 8. Hukuk Dairesinin 30.3.1987 gün ve 3004- 3742 sayılı ilamı ile; (..Taraflar arasındaki uyuşmazlığı konu teşkil eyleyen taşınmazın 1945 yılında yapılan sınırlandırmada orman sahası içinde kaldığının belirlendiği. 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2986 sayılı Kanunla değiştirlen 2/B maddesinin uygulaması sırasında Hazine yararına orman rejimi dışına çıkarılan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece öncesi tapulu olan bu taşınnmazın 277 sayılı parseli teşkil eylediğinden bahisle komisyon kararının iptaline karar verilmiştir. Az önce değinilen kanun maddesine göre orman rejimi dışına çıkarılan taşınmazın öncesinin devlet ormanı olduğu anlaşılmakla Hazine yararına orman rejimi dışına çıkarılmasına ilişkin komisyon kararında kanuna aykırı bir cihet bulunmamaktadır. Maddede tapulu taşınmazların tapu sahiplerine iade olunacağına dair bir açıklık bulunmadığına göre aksi görüşü benimseyen mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava konusu taşınmaz 1945 yılında yapılan orman sınırlandırması sonunda orman olarak ayrılan saha içerisinde kalmış ve sınırlandırma itirazsız kesinleşmek suretiyle Devlet Ormanı halini almıştır. Bu yön taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Ancak, 1985 ve 1986 yıllarında 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2986 sayılı Kanun ile değişik 2/B maddesi uygulaması sonunda taşınmazın Hazine yarına orman sınırları dışına çıkarılması üzerine, dava, önceki tapu kaydına ve zilyedliğe dayanarak, bu işlemin iptaliyle taşınmazın adına 1945 yılında yapılan orman sınırlandırmasına itiraz davası olarak nitelendirilmesine ve o yönde inceleme ve araştırma yapılmasına gerek ve olanak bulunmamaktadır. Ayrıca., mahallinde yapılan keşif ve orman tahdit haritasını mahalline uygulayan uzman bilirkişilerin raporu ile taşınmazın Devlet ormanı olarak ayrılan saha içerisinde kaldığı tesbit edilmiştir. Davacının dayandığı tapu kaydı bu nedenle hukuki değerini yitirmiştir. 1980 yılından sonra bu yerde yapılan tapulama tesbiti sırasında taşınmaza 278 parsel numarası verilerek davacı adına tesbit ve tescil edilmiş olması da, Devlet ormanlarının zilyedlikle iktisabı mümkün olmadığı için, hukuki değer taşımamaktadır. Dava Konusu taşınmaz Devlet ormanı içerisinde kaldığından, özel orman olarak nitelendirilemez.
Oraman sınırları dışına çıkarma işlemi 2896 sayılı Yasa yürürlükte bulunduğu sırada yapılmış ve bu Yasaya göre Devlet ormanı sınırları dışına çıkarılan taşınmazların Hazine adına tapuya tescil edilmesi önğörülmüş bulunduğundan, daşınmazın önceki tapu kaydına ve zilyedliğe dayanarak adına tapuya tescili mümkün değildir. 2896 sayılı Yasadan önce yürürlükte bulunan 1744 sayılı Yasa, evvelce orman sınırlandırması itirazsız kesinleşen ormanlarda on yıl içinde yapılacak sınır düzeltmesi sonucu orman sınırı dışına çıkarılan yerlerin mülkiyetinin önceki tapu sahiplerine intikaledeceğini kabul etmiş ise de; olayda bu yasanın uygulanmasına olanak yoktur. Çünkü, yukarıda da açıklandığı üzere dava konusu işlem 2896 sayılı Yasaya göre yapılmış olup, 1744 sayılı Yasa zamanında yapılıp kesinleşmiş bir işlem söz konusu değildir Hatta, 2896 sayılı Yasa'nın geçici 2nci maddesi ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği 1.1.1984 tarihinden önce yapılmasına başlanmış, ancak tamamlanmamış orman sınırları dışana çıkarma işlemlerinin, bu Kanunla değiştirilen ilgili madde hükümlerine göre tamamlanması gerektiği açıklanmak suretiyle, 2896 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 1744 sayılı Yasa'nın uygulanmasına son verilmiştir. Bu durumda, davacının 1744 sayılı Yasa'ya göre kazınılmış bir hakkının varlığından da söz edilemez.
Öte yandan, mahkemenin direnme kararında dayandığı 3402 sayılı Kadastro Kanununun 45 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile üçüncü fıkradaki (tapulu yerlerle) ilgili hükümleri Anayasa Mahkemesince iptal edilerek yürürlükten kalkmış bulunduğundan ve iptal kararı henüz kesin hükme bağlanmayan davalarda mahkemeleri bağladığından, bu madde hükmünce tescile karar verilmesi olanağı da kalmamıştır.
Bu nedelerle mahkemece, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Davalı Orman Genel Müdürlüğü ve Hazine vekillerinin temyiz itirazların kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.'nun 429 uncu maddesi gereğince BOZULMASINA 19.10.1988 gününde oyçokluğuyla karar verildi.