 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1988/174
K: 1989/65
T: 08.02.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Zonguldak 2. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 26.12.1986 gün ve 3601-2189 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 16.2.1987 gün ve 659 - 735 sayılı ilamı; (.. Davacı, yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığı konusunda davalı Kurumun gerekli bilgileri sağlıklı ve gerçeğe uygun bir biçimde verme yükümlülüğünü yerine getirmeyerek yanlış bildirimde bulunması sonucu, bu cevaba güvenerek yaşlılık aylığı bağlanacağı inancıyla işinden ayrılmasından dolayı uğramış, olduğu zararın giderilmesini istemiştir.
Dosya içeriğine göre, olayda uyuşmazlık sadece zararın kapsamının, diğer bir anlatımla zarar miktarının saptanması yönteminin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
Bu durumda, zararın kapsamının saptanmasında haksız eylemin niteliği ile davacının istek ve amacının gözönünde tutulması gerekir. Hal böyle olunca da, Kurumun haksız eylemi sonucu davacının mal varlığında husule gelen zararın, davacıya bağlanması gereken yaşlılık aylığı olduğu yönü açıktır. Başka bir anlatımla, Kurumun cevabı yanıltıcı nitelikte olmasaydı, davacının mal varlığında gelecekte ortaya çıkacak çoğalmanın, yaşlılık aylığı tutarı kadar olacağı kuşkusuzdur. Böylece, zararın ve tazminatın belirlenmesinde, davacıya olağan olarak bağlanması gereken yaşlılık aylığına ilişkin kazanç miktarının gözönünde tutulması gerektiği ortadadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmuş bulunması usul ve Kanuna aykırıdır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinin temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Haksız eylem olayda gerçekleşmiştir. O halde, zarar haksız eylem olmasaydı mal varlığı ve olacak idiyse, haksız eylemin gerçekleşmesiyle meydana gelen mal varlığı durumu arasındaki farktan ibarettir. Bu da kural olarak davacının açıkta kaldığı döneme ilişkin olarak kazanç kaybından ibaret olup genel kural olarak B.K.nun 325 nci maddesininde uygulanması gerekir. Olayda işin özelliği de dikkate alındığında hükmedilen miktarın belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 14.9.1988 günü yapılan ilk görüşmede üçte iki karar çoğunluğu sağlanamadığından, ikinci görüşmede salt çoğunlukla 8.2.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.