 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1988/162
K: 1988/685
T: 14.09.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki ``alacak'' davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 1. İş Mahkamesindce davanın kabulüne dair verilen .... 7.5.1987 gün ve 29-352 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 24.9.1987 gün ve 7687-8467 sayılı ilamiyle; (....) Davacının çalıştığı işyeri önce Avcılar Belediyesine bağlı iken bu işyeri bilhare İETT'ye devredilmiş, daha sonrada davalı TEK'na geçmiştir. Bu şekilde gelişen olay işyerinin değişimesi şeklinde olmamış, işverenin değişmesi şeklinde olmuştur. Gerek 257 sayılı Yasının 5'ci maddesinde gerekse bundan sonra yürürlüğe giren 2822 sayılı Yasanın 8'inci maddesinde işyerinin değişmesi, uygulanan Toplu İş Sözleşmesinin geçersizliği sonucunu doğurmaz. Bu ilkeye göre işyerinin değişik işverenlere geçmesi halinde davacı eğer Avcılar Belediyesi ile bu işyeri için yapılan Toplu İş Sözleşmesinde taraf işçi sendikasına üye olmadığı halde, sözleşmenin imzalanmasından sonra dayanışma aidatı ödemek suretiyle yararlanıyorsa, sözü edilen sözleşmenin süresi içinde veya süresinden sonra hizmet akti olarak normatif hükümlerinden yararlanmaya devam eder. Bu durumda davacının yeni işverenlerinin başka sendikalarla yaptığı sözleşmelerden yararlanması söz konusu olamaz. Zira değişen işverenlerin yaptığı TİS'ler yapıldığı tarihteki bu işverenlere ait işyerlerini kapsayacaktır. Devralınan işyerinin yapılmış, uygulamaya konulmuş Toplu İş Sözleşmelerinin kapsamında olduğu düşünülemez. Böyle olunca yeni işverenin taraf oludğu Toplu İş Sözleşmesinin işçi yanını oluşturan sendikaya üye olması veya dayanışma aidatı ödemesi dahi durumu değiştirmez. Ve kendi çalıştığı işyerini kapsamayan bu sözleşmelerden davacı yararlanamaz. Bununla beraber davalı her hangi bir sebeple yararlanması mümkün olmayan Toplu İş Sözleşmelerden davacı yararlanamaz. Bununla berebar davalı her hangi bir sebeple yararlanması mümkün olmayan Toplu İş Sözleşmesinden davacıyı yararlandırmışsa ve yararlandırılan haklar kendisinin bağlı olduğu Toplu İş Sözleşmesinin getirdiği haklardan fazla ise, birşey isteyemez. Yararlandırdığı sözleşmedeki haklar bağlı oludğu sözleşmeden daha az ise, ancak aradaki farkı isteyebilir. Her halukarda aynı anda iki Toplu İş Sözleşmeden birden yararlanmaz. Davacının bağlı olduğu sözleşme ile diğer sözleşmelerin getirdiği haklar karşılaştırılırken sözleşmelerin bütünün ve bu bütünlük içinde düzenlenen hakların birlikte değerlendirmesi icap eder.
Bundan başka davacının işyerinde evvelce uygulanan Toplu İş Sözleşmesindeki asgari ücrete ilişkin hüküm Toplu İş Sözleşmesi süresi içinde gerçekleşen asgari ücretlerle ilgili değildir. Toplu İş Sözleşmesi bu konuya ilişkin normatif hükmünü öncelikle kendi içinde sınırlamıştır. Onun için yürürlüğünden sonra giren asgari ücret farklarından yararlanamaz...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yargılama sonunda; mahkemece önceki karada direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenek direnme kararının süresinde temyiz edlidiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
1- Toplanan delilere, yapılan soruşturmaya, dayandığı gerektirici nedenlere göre mahkemece Hukuk Genel Kurul'nca da benimsenen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan Özel Daire bozma nedenlerine uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2- Özel Daire mahkeme kararını ``davacıınn işyerinde evvelce uygulanan Toplu İş Sözleşmesindeki asgari ücrete ilişkin hüküm toplu sözleşmesi süresi içinde gerçekleşen asgari ücrete ilişkin olup, sürenin bitiminden sonra değişen asgari ücretlerle ilgili değildir. Toplu İş Sözleşmesi bu konuya ilişkin normatif hükümün öncelikle kendi içinde sınırlamıştır. Onun için yürürlüğünden sonra giren asgari ücret farkalarından yararlanamaz'' gerekçesiyle de asgari ücret farkları yönünden de bozmuş ise de toplu iş sözleşmesinin 48. maddesinde aynen şu düzenleme getirilmiştir: ``Bu sözleşmenin yürürlük süresi içinde asgari ücretlerin asgari ücret tesbit komisyonunca yeniden saptanması halinde bu yeniden saptanan asgari ücret olan 100 TL. si arasındaki fark, işçiye bu sözleşme ile sağlanan zam, hak ve yararlar dışında ayrıca munzam bir zam olarak verilir'' denilmiştir.
Toplu İş Sözleşmesinin metni yukarıya alınan hükmünün normatif nitelikte bir hüküm olduğu tartışmasızdır. O halde burada tartışılması gereken yön söz edilen hüküm, Toplu İş Sözleşmesinin süresi bittikten sonra asgari ücretin yeniden belirlenmesi halinde uygulama yerinin bulunup bulunmayacağı yönüne ilişkin olmaktadır.
Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanununun 3. maddesinin 1 sayılı bendinin son fıkrası hükmünce ``Her ne sebeple olursa olsun sona eren toplu iş sözleşmesinin hükümleri yenisi yürürlüğe girinceye kadar, bir hizmet akdi hükmü olarak devam eder'' Görülüyor ki yasa koyucu burada toplu iş sözleşmesi sona ermesine rağmen açık bir biçimde sona eren toplu iş sözleşmesi hükümlerinin yenisi yapılıncaya kadar hizmet akdi hükmü olarak devam edeceğini öngörmüştür. Bu hükmün doğal sonucu sona eren toplu iş sözleşmesinde yer alan hüküm sanki davacı işçinin hizmet sözleşmesinde mevcutmuş gibi hukuki sonuçları doğurmaya yenisi yapılıncaya kadar devam edecektir. Bu yorum tarzı Yasa koyucunun iş barışının korunması amacına ve ücret dağılımında hakkaniyete de uygun düşecektir.
Toplu iş sözleşmelerine konulan önceki ve sonraki asgari ücret arasındaki farkın ayrıca ücretlere eklenmesi yolundaki uygulamanın bir amacı da eski tecrübeli, işyerine uzun emeği geçmiş işçilerle işe yeni girenlerin ücretleri arasında dengenin sağlanmasıdır. Böyle bir hüküm konulmaması bir yerde işe yeni girenle eski bir işçinin ücretlerini bazı hallarde aynı duruma getirme sonucunu doğurabilir. Özel Daire bozma kararında ve Hukuk Genel Kurulundaki görüşmelerde bazı üyeler sona eren toplu iş sözleşmesi hükümlerinin toplu iş sözleşmesinin yürürlük süresi içinde gerçekleşen haklar için söz konusu olduğunu başka bir anlatımla toplu iş sözleşmesi ile sağlanan hakların toplu iş sözleşmesini sona ermesinden sonraki dönemde de devam etmesi amacına yönelik bulunduğunu, diğer taraftan toplu iş sözleşmelerinin ancak yürürlük süresi ile sınırlı olarak hükler getirilebileceği, sözleşmenin sona ermesinden sonraki dönem için tarfların düzenleme yapmak yetkilerinin bulunmadığı görüşleri savunulmuş ise de çoğunluk şu gerekçelerle bu görüşlere katılmamıştır.
Toplu iş sözleşmesinin ücretler konusunda getirdiği haklar toplu iş sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunun 3/1. maddesinin ``yenisi yürürlüğe girinceye kadar hizmet akdi hükmü olarak devam eder'' hükmü dışında da yasal himaye altındadır. Başka bir anlatımla, kazanılmış hak oluşturan bir unsurun toplu iş sözleşmesi sona erince geri alınması düşünülemez. Olayda örneğin 49. maddeye göre toplu iş sözleşmesi süresi içinde gerçekleşen asgari üret farkını sözleşme sona erdi diye işveren geri alamaz. Diğer taraftan toplu iş sözleşmesinin acak ilişkin bulunduğu dönem için düzenlemede bulunabileceği onun dışında gelecek için düzenlemede bulunulmayacağı hususu Özel Daire bozmasında da açıklandığı üzere Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanununun temel ilkelerindendir. Ne varki olayda toplu iş sözleşmesine süresinin dışında bir düzenleme mevcut olmayıp yenisi yapılıncaya kadar sona eren toplu iş sözleşmesinin toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanununun 3/1'nci madde uyarınca hükmünü icra etmesi, etkisini sürdürmesi sözkonusudur.
Burada Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunun 3/1'nci maddesinin uygulanması açısından şu husus da özellikle belirtilmelidir. Sona eren toplu iş sözleşmesi hükmünün hizmet akdi olarak devamı toplu iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra işyerine giren için sözkonusu edilemez.
Bütün bu açıklamaların sonucu olarak normatif hüküm niteliğinde bulunan Toplu İş Sözleşmesinin 48. maddesi hükmünün sözleşme sona erdikten sonra yenisi yapılıncaya kadar hizmet akdi olarak devam edeceği ve iki asgari ücret arasındaki farkın istenilebileceğinin kabulü gerekir. Meğer ki sonradan yapılan toplu iş sözleşmesi ile ödenmemiş asgari ücret farkları dikkate alınarak düzenlemede bulunmuş olsun. Bu nedenlerle 48. maddenin uygulama yeri bulunduğu takdirde bu yöne ilişki bozmaya karşı direnmenin yerinde oludğunun kabulü icabeder.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile direnme kararının, yukarıda 1. sayılı bentte açıklanan nedenlerden dolayı HUMK.'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 14.9.1988 gününde, oyçokluuğuyla karar verildi.