 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1988/160
K: 1988/343
T: 20.04.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Kadıköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen 15..9..1986 gün ve 939-785 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 22.12.1986 gün ve 10831-11229 sayılı ulamı ile; (..Dava, boşanmaya ilişkin olup, davalı iddianın yerinde olmadığını savunmuştur. Toplanan delillere göre; kadının, devamlı olarak (adi, yetini kırdığı gerçekleşmiştir. Bu haksız tutum ve davranış karşısında, davacı koca için boşanma davası açmak hakkı doğmuştur. Kocanın sadakatsiz hali, mahkemece ağır kusur sayılarak dava reddolunmuştur. oysa koca, sadakatsiz davranış içinde olsa bile, bu; kadının, kocasına devamlı şekilde hakaret hakkı vermez. Davanın bu sebeple reddi, neticesi bakımından kadına bundan sonra kocaya sövme imkanı verir ki, böyle bir düşünün bizzat (ihkakı hakkı) imkan vermek sonucunu doğurur. Koca sadakatsiz diye kadının ona (adi, pezevenk, orospu çocuğu) demesine hak vermek izahı güç bir hukuki düşünüş tarzı olup, bu kanun eliyle karısını kendisine karşı zulüm aleti haline getirmeye ve kadına (söme hakkı) vermeye yol açar. Kocanın sadakatsizliği dolayısıyle boşanma davası açma hakkını kullanmamakla kadın hakaret etmek hakkı elde edecekse koca için o yuva kanunun korunmaya değer gördüğü bi yuva olmaktan çıkar. Bu itibarla boşanma kararı verilmesi gerekirken davanın reddedilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz eden: Davacı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Medeni Kanunun 150/4. maddesi hükmünce hakim boşanma davasında delilleri serbestçe takdir eder. Hakimin bu serbest takdir hakkı kuşkusuz sınırsız olmayıp objektif esaslara dayanması gerekir. Diğer taraftan hakimin takdirinde sebest oluşu Yargıtay'ın bu konudaki denetimini önlemez. Objektif esaslarla bağdaşmaz, maddi olaylarla çelişir biçimde takdirde fahiş hataya düşülmesi halinde Yargıtay'ın müdahale edeceği doğaldır. Diğer taraftan esas no: 1985/5, karar no: 1978/6 sayı ve 3.7.1978 günlü İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararının gerekçesinde açıklandığı üzere, evlilik birliğine sadakatsizlik eden kocanın bu nedenle kendisine karşı onur kırıcı davranışta bulunan karısına karşı daha fazla kusurlu sayılıp sayılamayacağı, başka bir anlatımla kocanın aile birliğine sadakatsiz sayılan davranışının mı, yoksa karının onur kırıcı tepkisinin mi daha ziyade kusur sayılacağı konusunda takdir hakkını kullanan hakim olayların kendi yapı ve oluşlarını dikkate alacak ve gene her olayı kendi koşulları içerisinde değerlendirecektir. Bu konuda önceden somut bir kural ve ölçü konulmasının da hakimin takdir hakkını önleyici ve bağlayıcı sonuç doğuracağı da doğaldır. Olayda yerel mahkeme geçimsizliğin meydana gelmesinde, sadakat görevini yerine getirmeyen davacı kocanın kusurunun daha fazla olduğu sonucuna vararak boşanma davasını reddetmiştir. Gerçekten yukarıda açıklanan takdire ilişkin esaslar uyarınca böyle bir sonuç olayına göre benimsenebilir. Temyize konu olayda; mahkemece davacı koca sadakatsiz bulunmuştur. Davalının ise kocasına devamlı olarak adi, pezevenk orospu çocuğu" ve benzeri sözlerle hakaret ettiği tanık sözleriyle doğrulanmıştır. Davalının bu hakaretleri devamlı olarak süregeldiğinden ve oluş biçimi de dikkate alındığında tehevvüren söylendiğinin kabulüne de dosyadaki deliller elverişli olmadığından boşanmaya karar verilmek icabederken delillerin değerlendirilmesinde fahiş hataya düşülerek davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 13.4.1988 günü yapılan ilk görüşmede üçte iki karar çoğunluğu sağlanamadığından, 20.4.1988 günü yapılan ikinci görüşmede salt çoğunlukla karar verildi.