 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2004/15-18
K: 2004/82
T: 18.2.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İçtihat Özeti: Tasarrufun iptali davasının ön koşullarından birisi borcun doğumunun tasarruf tarih,inden önce olmasıdır.
Borcun vade veya takip tarihinden dolayısıyla da tasarruf tarihinden önce doğduğu iddia edilmişse bunun araştırılması gerekir. Bu yön dava şartı olup, temyiz edenin sıfatle na bakılmaksızın incelenmelidir.
Taraflar arasındaki "tasarrufu n iptali," davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Kadıköy Asliye Üçü,ncü Ticaret Mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen 19.2.2002 gün ve 2001/624-2002/119 sayılı kararın incelenmesi Davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 19.11.2002 gün ve 2002/3919-5336 sayılı ilamı ile; (..Dava, İİK. nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptaline ilişkin olup, tasarrufun borcu doğumundan önce yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekten de icra takibine konulan bononun tasarrufun yapıldığı tarihten sonra düzenlendiği anlaşılmakta ise de tatbikatta
borcun daha önce doğmasına rağmen senetlerin sonraki bir tarihte yazılarak düzenlendiği sıkça görülmektedir. Bu nedenle mahkeme davacı alacakliya asıl alacağın daha önce doğduğuna dair delilleri varsa ibraz ettirilip, iptal davasının diğer koşulları da gözetilerek davanın karara bağlanması gerekirken eksik inceleme ile davanın reddi doğru olmamış kararın bozulmasıgerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacı vekili.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süreısinde te my iz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, tasarrufu n borcun doğumundan önce yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Özel Dairece karar "davacı alacaklıya asıl alacağın daha önce doğduğuna dair delilleri varsa ibraz ettirilip, iptal davasının diğer koşullarıda gözetilerek davanın karara bağlanması gerekirken eksik. inceleme ile davanın reddinin doğru olmadığı" gerekçesiyle bozulmuş, mahkeme "temyiz aşamasına kadar davacının borcun tasarruftan önce doğduğu konusunda bir iddiasının olmadığı" gerekçesiyle önceki kararında direnmiştir.
Uyuşmazlık; borcun doğumunun tasarruf tarihinden önce olup olmadığının araştırılmasının gerekip gerekmediği noktasındadır.
Öncelikle belirtmekte yarar vardır ki, tasarrufu n iptali davasının ön koşullarından birisi borcun doğumunun tasarruf tarihinden Önce olmasıdır. Bazı durumlarda, özellikle de kambiyo senetlerine dayalı alacaklarda borcun daha önce doğmasına karşın senetlerin daha sonraki bir tarihte düzenlendiği yada düzenleme tarihinden sonraki bir tarihin yazıldığı uygulamada sıkça görülen bir husustur. Eğer bu şekilde borcun vade veya takip tarihiden dolayısıyla da ta'sarruf tarihinden önce doğduğu iddia edilmişse bunun araştırılması gerekir. Su yön dava şartı olup, temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın incelenmelidir. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında
hüküm kurulamaz. Bu husus daha önce de Hukuk Genel Kurulunun. 26.6.2002 gün ve 2002/15-543 E, 2002/552 K. sayılı ilamında da vurgulanmıştır.
Nitekim, somut olayda da icra takibinin dayanağı bononun tasarruf tarihinden sonraki bir tarihi taşıdığında uyuşmazlık yoktur.
Ne var ki, davacı/alacaklı dava dilekçesinde "alacağın doğum tarihinin iptale konu tasarruf tarihinden önce olduğunu" ileri sürmesine karşın bunun üzerinde durulmamış; davacıya bu konudaki delillerini sunma olanağı tanı nmadan yargılama sonlandırılmıştır. Davacı alacaklı taraf bu hususu temyiz dilekçesinde de ayrıca açıklamış ve iddiasını tekrarlamıştır. Ilk defa temyiz dilekçesinde ileri sürmüş değildir.
Bu nedenle, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle davacının dava dilekçesinde açıkça "alacağın doğum tarihinin iptale konu tasarruf tarihinden önce olduğunu" iddia etmiş olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 18.2.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.