 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 2004/8-39
K: 2004/56
T: 02.03.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İzinsiz silah taşıma suçundan sanık Alişan Altuh'un 6136 sayılı Yasamn 13/1 ve TCY'mn 59.maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 118.638.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına, tabanca, şarjör ve mermilerin zoralımına ilişkin Yalova Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 23.5.2001 gün ve 57-647 sayılı hüküm sanık vekili tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 8.Ceza Dairesince 24.4.2003 gün ve 3479-846 sayı ile;
"Oluşa, savunmaya ve dosya içeriğine göre; suçun.işlenmesinde samğın aleyhine.yorumlanacak bir neden bulunmaması karşısında; kişiliğini yansıtmayan, atılı suçun alkollü bulunduğu sırada işlenmiş olmasına dayamlması suretiyle yeterli ve bu nedeme de yasalolmayan bir gerekçe ile sanık hakkında 647 sayılı Yasamn 4. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi" isabetsizliğinden
bozulmuştur.
Yerel Mahkeme 8.9.2003 gün ve 591-797 sayı ile; "gösterilen gerekçe, eylemin oluşundaki vahameti, samğın kişiliğindeki umarsızlığı yansıtmakta olup, yasal ve yeterlidir." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de süresi içinde C.Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay C.Başsavcılığının 28.01.2004 gün ve 176985
sayılı "bozma" isteyen tebliğnanıesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza genel Kurulunca okunup gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURUL KARARI
İnceleme konusu olayda
Sanık, izinsiz silah taşıma suçundan 6136 SY'nun 13/1 ve 59/2 maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 118.638.000 lira ağır para cezasına mahkum edilmiş "suçun oluş şekli alkollü olarak bulunduğu bir sırada işlendiği" gerekçe gösterilmek suretiyle sanık hakkında 647 sayılı Yasanın 4.maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Özel Daire, suçun işlenmesinde sanığın aleyhine yorumlanacak bir neden bulunmaması karşısında, kişiliğini yansıtmayan, atılı suzun alkollü bulunduğu sırada işlenmiş olmasına dayanan yeterli ve yasal olmayan bir gerekçe ile sanık hakkında 647 SY'nın 4.maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi isabetsizliğinden hükmü bozmuş, Yerel Mahkeme ise gerkeçenin yasal ve yeterli bulunduğunu ileri sürerek önceki hükümde direnmiştir.
647 sayılı Yasanın 4.maddesine göre; kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalar suçlunun kişiliğine sair hallerine ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre mahkemece para çezasına veya maddedeki öncelmerden birine cevrilebilir. Çeşitli yargısal kararlarda vurgulandığı üzere maddede öngörülen yasal olanak, cezanın sanığın kişiliğine uygurulmasını öngören yargısal kişiselleştirme kurumudur. Anılan maddenin uygulanmasına veya uygulanmasınaye olmadığına karar verilirken gösterilen gerekçe sanığın kişiliği ile ilgili bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır. Bu uygulama nedeniyle sanığın sair halleri irdelenmeli ve suçun işleniş biçimi ile işlenmesindeki özellikler nazara alınmalıdır.
Sanığın kişiliği sair hallerinden maksat sabıkasının bulunup bulunmadığı, medeni hali, işi , muhitindeki durumu, duruşmadaki tutum ve davranışları, mahkemeye karşı tavrıdır. Bunların olumlu olup olmadıkları mahkemece belirlenerek sanığın kişiliği ve sairhalleri hakkında bir yargıya varılmalıdır.
Suçun işlenmesindeki özellikler ise sanığı suç işlemeye iten sebep ae saiklar, kast ve taksirdeki yoğunluk, suçun işlenmesinden sonraki davranışlarının gözetilmesidir.
Sonut olayda, sanığın bir arkadaşından tahsil edemediği alacağına karşılık olmak üzere ruhsatsız tabanca aldığı, olay tarihinde de doğum gününü kutlamak amacıyla arkadaşlarıyla birlikte gittiği tavernada birmiktar alkol aldıkları burada olağan denetim yapan kolluk görevlilerinin tabancayı sanığın üzerinde buldukları anlaşılmaktadır. Sanık evli ve iki çocuklu olup, sabıkası bulunmamaktadır. Hakkındaki suçlamayı kabul ederek yargılanmanın kısa süre içinde sonuçlanmasına katkıda bulunması ve duruşmadaki olumlu tavırları nedeniyle cezasında takdire dayıl indirim yapılmış, duruşma sürecine yansıyan ve kişiliğinden kaynaklanan herhangi bir olumsuzluk da saptanamamıştır. Öte yandan, sanığa yüklemen suç alkolle bağlantılı değildir. Kaldı ki, herhangi bir saldırgan eğilim gösterdiği taşkınlıkta bulunduğu ileri sürülmeyen ve bu konuda, aldırılmış bir rapor ve başkaca kanıt bulunmadığı halde alkol aldığını ifadesi sırasında kendiliğinden söyleyen sanığın doğum gününü kutladığı sırada bir miktar alkol almış olması, kişiliğinde var olan ve cezanın kişiselleştirilmesi sırasında dikkate alınması gereken bir olumsuzluk olarak değerlendirilemez. Bu itibarla, sanık hakkında 647 sayılı YAsanın 4.maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilirken gösterilen gerekçe dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli olmadığından Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Kurul Üyesi ise; Yerel Mahkemenin gösterdiği gerekçenin yasal ve yeterli bulunduğunu belirterek direnme hükmünün onanması geretiği görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkenıe direnme hükmünün BOZULMASINA, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C,Başsaycılığına gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 02.03.2004 günü tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oyçokluğu ile karar verildi.