Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 2004/5-29
K: 2004/63
T: 2.3.2004

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


DAVA : Reşit olmayan mağdureyi rızasıyla alıkoymak, ırzına geçmek ve kızlık bozmak suçlarından sanık Erdoğan'ın TCY.nın 416/son, 418/2, 80, 430/2 ve 71. maddeleri uyarınca 16 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Küçükçekmece 4. Asliye Ceza Mahkemesince 26.06.2001 gün ve 215-1359 sayı ile verilen kararın sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 01.12.2003 gün ve 8903-6811 sayı ile;
"Hakim, C.Savcısı ve katip adı ile sicillerinin gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi suretiyle, CMUK.nun 265. maddesine muhalefet edilmesi" isabetsizliğinden hükmün diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 10.02.2004 gün ve 7825 sayı ile;
"Olayımızda, hükmün esasını teşkil eden kısa kararın yer aldığı duruşma tutanağının başlık kısmında, duruşmaya katılan hakim ve Cumhuriyet Savcısının ad ve sicil numaraları, zabit katibinin adı yazılmış olup, kararın altında zabıt katibinin imzası ve hakimin sicil numarası ile imzası mevcut bulunmaktadır. Kısa kararın devamı olan gerekçeli kararda da yine aynı hakimin sicil numarası ile imzası ve zabıt katibinin imzası mevcuttur. Duruşma tutanağı ile gerekçeli karardaki hakim ve zabıt katibi imzalarının aynı kişilerin elinden çıktığı çıplak gözle anlaşılabilmektedir. Bu imzaların başkaları tarafından atıldığı şüphesini doğuracak bir durumda görülmemektedir. Zuhul eseri olduğu anlaşılan söz konusu eksikliğin gerekçeli karara sonradan ilavesinin mümkün olduğu düşünülmektedir.
Öte yandan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesi, davaların makul süre içinde görülmesini öngörmektedir. Hükmün, Yüksek Dairenin gösterdiği gerekçeyle bozularak mahalline iadesi ile davanın sonuçlanması uzayacak, dava sürüncemede kalmış olacaktır" görüşüyle itiraz yoluna başvurarak Özel Daire kararının kaldırılmasına ve hükmün onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dosyanın incelenmesinde;
Hükmün esasını oluşturan kısa kararın da bulunduğu 26.06.2001 günlü oturuma ait duruşma tutanağı başlığında hakim, C.Savcısı ad ve sicil numaraları ile tutanak katibinin adının yazılı bulunduğu, tutanak altının mühürlenip hakim ve tutanak katibi tarafından imzalandığı;
Gerekçeli karar başlığında ise hakim, C.Savcısı ve tutanak katibinin adlarının bulunmadığı, diğer hususların yer aldığı, mahkeme mührü ile mühürlenip hakim ve tutanak katibi tarafından imzalanmış olduğu anlaşılmaktadır.
Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, gerekçeli karar başlığında hakim, C.Savcısı ve tutanak katibinin ad ve sicil numaralarının bulunmamasının Yargılama Yasasına aykırılık oluşturup oluşturmayacağının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
Ceza yargılaması işlemlerinin belgelenmesi ve onlara belge kanıtı değeri tanınması amacıyla düzenlenen ve yargılamanın, yasa emirlerine uygun cerayan edip etmediği hususunda yegane kanıt olan duruşma tutanaklarının şekli ve içeriği CYUY.nın 264 ila 267. maddelerinde düzenlenmiştir.
"Duruşma tutanağı" başlığını taşıyan 264. maddede, duruşma için tutanak tutulacağı ve tutanağın mahkeme başkanı ile zabıt katibi tarafından imzalanacağı, yargılama aşamalarının teknik araçlarla tespit olunması halinde, bu tespite dayanılarak sonradan düzenlenen duruşma tutanaklarının, duruşma safahatına uygun olduğunun mahkeme başkanı ve düzenleyen zabıt katibi tarafından onaylanacağı, mahkeme başkanının özürlü bulunması halinde tutanağın üyelerin en kıdemlisi tarafından imzalanacağı belirtilmiştir.
"Muhakeme tutanağının ihtiva edeceği noktalar" başlığını taşıyan 265. maddede ise,
1- Duruşmanın yapıldığı yer ve tarihin,
2- Hakimlerin, Cumhuriyet Savcısının, zabıt katibinin ve varsa tercümanın adının,
3- İddianamede nitelendirildiği gibi suçun ne olduğunun,
4- Sanıkların, katılanların ve avukatlarının adlarının,
5- Yargılamanın açık mı, yoksa gizli mi yapıldığının, duruşma tutanaklarında belirtileceği ayrıntılı olarak düzenlenmiş, bunun dışında aynı Yasanın 266. maddesinde; duruşmanın nasıl cereyan ettiği, esaslı merasime uyulup uyulmadığı, duruşmada okunan belgeler, ileri sürülen iddia ve savunmaların özetleri, verilen kararlar ve hüküm fıkrası, Sulh Ceza Mahkemesindeki duruşmalarda sorgularla, tanık beyanlarının özetlerinin yer alacağı belirtilmiş, 267. maddesinde ise, "Duruşmanın nasıl yapılacağı hakkındaki kanuni merasime riayet edilip edilmediği ancak tutanak ile ispat olunabilir. Tutanağın bu kısmına karşı yalnız sahtecilik iddiası yapılabilir." hükümlerine yer verilmiştir.
"Hükmün gerekçesi ve hüküm fıkrasının ihtiva edeceği noktalar" başlığını taşıyan CYUY.nın 268. maddesinde ise; "Hükmün gerekçesi tamamiyle tutanağa derç edilmemişse tefhimden üç gün içinde dava dosyasına raptolunur.
Hüküm ve kararlar buna iştirak eden hakimler tarafından imzalanır.
Hükmün beyaz edilmesinde, hakimlerden biri imza edemeyecek halde ise maniin sebebi reis tarafından ve bunun da bulunmaması halinde hükümde hazır bulunan hakimlerin en kıdemlisi tarafından hükmün altına yazılır.
Hüküm fıkrasında, 253'üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurmanın mümkün olup olmadığının tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir.
Hükümlerin ikinci nüshaları ve hülasaları reis ve zabıt katibi tarafından imzalanır ve mahkeme mühürüyle mühürlenir" düzenlenmesi yer almıştır.
Görüldüğü gibi; CYUY.nın 265 ve 266. maddelerinde, duruşma tutanağının ihtiva edeceği noktalar ile tutanakta yazılacak diğer hususlar ayrıntılı olarak belirtilmiş, 268. maddede ise gerekçeli kararda yer alacak hususlara yer verilmiştir. Yerleşmiş yargısal kararlarda da vurgulandığı üzere, gerekçeli karar, duruşma tutanağının devamı niteliğinde olup, onun hükümlerine tabidir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun 27.03.1995 gün ve 53-82 sayılı, 09.05.1994 gün ve 119-145 sayılı kararlarında da bu husus vurgulanmıştır.
Öte yandan bu konu öğretide de ele alınmış olup, hüküm fıkrasının tutanağa geçirilip okunmasından sonra gerekçenin hazırlandığı hallerde, hükmün duruşma tutanağından bağımsız bir biçimde tekrar yazılması ve başlık kısmının CYUY.nın 265. maddesine uygun olarak düzenlenmesi, duruşmada hazır bulunanların ( hakim, savcı, ...katip ) adlarına yer verilmesi gerektiği belirtilmiştir. ( Prof. Dr. N. Centel ve Doç. Dr. H. Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, sh.578 )
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Yerel Mahkemece, gerekçeli karar başlığında hakim, C.Savcısı ve tutanak katibinin kimler olduğunun belirtilmemesi CYUY.nın 265. maddesine aykırıdır. Gerekçeli kararın tutanak katibi ve hakim tarafından imzalanmış olması, duruşmaya hakim ve katibin katıldığını gösterirse de bu husus yargılama yasasının buyurucu nitelikteki hükmüne mutlak aykırılığı gidermeye yeterli değildir. Öte yandan bu aykırılığın, C.Başsavcılığı itirazında ileri sürüldüğü gibi, hakim, C.Savcısı ve tutanak katibinin adlarının gerekçeli karara sonradan mahallinde yazılması suretiyle giderilmesi de yasal olarak olanaksızdır. Yerel Mahkemenin gerekçeli kararı, yasada belirtilen koşullara uymayıp belgelendirme özelliğine sahip olmadığından, Özel Dairece hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmesi isabetlidir.
Bu itibarla Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Başkanı, CYUY.sının 264 ila 267 nci maddeleri, madde başlıkları ile kapsamlarından da anlaşıldığı üzere münhasıran duruşma tutanaklarını düzenlemekte olup gerekçeli kararlar bakımından nazara alınması olanaklı değildir. Hükmün gerekçesi ile hüküm fıkrasında bulunması gerekli noktalar ise aynı Yasanın 268 nci maddesinde gösterilmiştir. Anılan madde gerekçeli karara hakim, c.savcısı ve zabıt katiplerinin adlarını taşıma zorunluluğu getirmediğinden ve bu hususlar itirazda da belirtildiği gibi yerinde tamamlanabileceğinden CYUY.sının 308 nci maddesinde belirtilen kanuna muhalefet hallerinden değildir görüşüyle haklı nedenlere dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmesi yönünde oy kullanmıştır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının REDDİNE, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 24.02.2004 tarihinde yapılan birinci müzakerede yasal çoğunluk sağlanamadığından 02.03.2004 günü yapılan ikinci müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini