 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 2003/9-96
K: 2003/104
T: 15.4.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- PARA CEZASI MİKTARININ BELİRLENMESİ
İçtihat Özeti: TCY'mn 4806 sayılı L maddesi ile değişik 30. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen, muvakkat cezalarda bir günün, para cezalarında ise bin liranın küsurunun hesaba katılmayacağı yolundaki kural, temel cezanın belirlenmesi ve takip eden arttırma ve eksiltme işlemleri ile sonuç ceza tutarına hükmedilmesi. aşamaları ve 647 sayılı Yasanın 4. maddesinin 1. fıkrasının l numaralı bendinde öngörülen özgürlüğü bağlayıcı cezanın paraya dönüştürülmesi aşamasında bir güne karşılık tutulan para cezası miktarlarının belirlenmesinde gözönünde tutulmalıdır.
[(765 s. TCK. (4806 s. Kanunla değ.) m. 30/2)]
Taksirle yangına neden olmak suçundan sanık Rüstem'in TCY.nın 383/1, 413, 59, 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddeleri uyarınca 105.416.979 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ve cezasının ertelenmesine ilişkin (Osmancık Asliye Ceza Mahkemesi)nce verilen 15.5.2002 gün ve 41-67 sayılı hüküm, sanık tarafından temyiz olunmakla, dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 27.2.2003 gün ve 2486/154 sayı ile ; "10 Şubat 2003 tarih ve 25020 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanıp, aynı gün yürürlüğe giren 4806 sayılı Kanunla TCK.nun 30. maddesinin 2. fıkrasında yapılan değişiklik karşısında, 1.000 TL. küsurun hesaba katılmamasının gerekmesi bozmayı icabettirmiş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı bozulmasına, bu cihetin yeniden duruşma yapılmaksızın CMUK.nun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkında neticelen hükmedilen 105,416,979 TL. ağır para cezasından 1.000 TL. küsuru olan 979 TL'nin kaldırılarak sanığa tayin olunan ağır para cezasının 105.416.000 TL'ye indirilmesi suretiyle, diğer yönleri doğru bulunan hükmün düzeltilerek onanmasına" karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 21.3.2003 gün ve 106112 sayı ile; "10 Şubat 2003 tarih ve 25020 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanıp aynı gün yürürlüğe giren 4806 sayılı Kanunla, TCK.nun 30. maddesinin 2. fıkrasında yer olan "bir lira" ibaresinin "bin lira" olarak değiştirilmesi karşısında; değişiklikten önceki uygulamada, her aşamada kuruş küsurunun atılması gibi ve anılan Yasa maddesindeki hesaplama ibaresinin, sonuç para cezasının belirlenmesine kadar her aşamada çıkan küsurların atılması anlamını içerdiğinden, 4421 sayılı Kanun ile değişik TCK.nun 19. ve Ek 4. maddeleri uyarınca, yıllara göre para cezalarının alt ve üst hadlerinin belirlenmesinden başlayarak, yasal ve takdiri artırım ve eksiltmeler sırasında ortaya çıkan bin lira küsurları da dahil olmak üzere, yine TCK.na 4421 sayılı Kanun ile eklenen Ek 6. madde uyarınca, 647 sayılı Kanunun 4. maddesinde yer alan, hürriyeti bağlayıcı cezanın para cezasına çevrilmesinde esas alının günlük miktarların hesaplanmasında ve çevirme işlemleri sırasında, her aşamada ortaya çıkan bin lira küsurları atılmak suretiyle sonuç para cezasının, sanık lehine olacak biçimde belirlenmesi gerektiği, aksi halde sadece sonuç para cezasından bin lira küsurunun çıkarılmasının, aynı suçtan mahkum olup da yasal ve takdiri indirim nedenleri yönünden farklı uygulamalara tabi tutulan sanıklar arasında, hükmolunan para cezalarından atılacak küsurat miktarları açısından eşitsizliklere yol açacağı, bu durumda, sanık hakkında Özel Dairenin düzeltilerek onama ilamının kaldırılarak, sonuç cezanın belirlenmesi için yapılan her bir hesaplama aşamasında çıkan bin lira küsurları atılmak suretiyle sonuç ağır para cezasının 105.413.000 liraya indirilmesi suretiyle, hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektiği, görüşüyle itiraz yasa-yoluna başvurmuştur.
Dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü;
Sanığın taksirle yangına neden olmak suçundan cezalandırılmasına karar verilen somut olayda; Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasında oluş ve sübutta bir uyuşmazlık bulunmayıp, çözümlenecek sorun, TCY.nın 30. maddesinin 2. fıkrasındaki "para cezalarında bin liranın küsuru hesaba katılmaz." Kuralının, sonuç para cezasında mı yoksa, temel cezanın tayini aşamasından başlayan tüm hesaplama işlemlerinde mi, dikkate alınacağı noktasında toplanmaktadır.
TCY'nın 30. maddesinin 2. fıkrası 13.3.1926 tarihli Resmi Ceride de yayımlanan ilk metninde; "Muvakkat cezalar için bir günün ve cezayi naktide bir, hafif cezayi naktiyede yarım liranın küsuru hükümde hesaba katılmaz" şeklinde iken, 11.6.1936 gün ve 3038 sayılı Yasa ile, "......para cezalarında on kuruşun küsura hesaba katılmaz". 12.6.1979 gün ve 2248 sayılı Yasa ile de ".......para cezalarında bir liranın küsuru hesaba katılmaz" şeklinde değiştirilmiş, suç ve hüküm tarihinden sonra 10.2.2003 gün ve 25020 sayıh mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4806 sayılı Yasanın 1. maddesi ile de, fıkradaki "bir" ibaresi "bin "olarak değiştirilmek suretiyle, para cezalarının hesabında bin lira küsurunun hesaba katılmayacağı kuralı getirilmiştir. Bu değişikliğinin sanığın lehinde olması ve TCY'nın 2. maddesinin 2. fıkrasının emredici hükmü uyarınca, somut olayda para cezasının yeniden değerlendirme ve hesaplama yapılmak suretiyle belirlenmesi zorunludur.
Konunun tam olarak açıklığa kavuşturulabilmesi bakımından, para cezalarının belirlenmesi, hesaplanması, alt ve üst hadleri ve uygulanması ile ilgili Ceza Yasamızın kimi hükümlerinin 4421 sayılı Yasa ile getirilen sistemde gözönüne alınarak incelenmesi ve TCY'nın 30/2. maddesinde yapılan değişikliğin Yasalardaki para cezalarını ne şekilde etkileyeceği yönünde uygulama sınırlarının ortaya konulması gereklidir.
1 Mart 1926 tarihinde kabul edilerek 1 Temmuz 1926'da yürürlüğe giren Türk Ceza Yasasındaki ve Özel Yasalardaki para cezalarında 10.6.1949 tarihine kadar herhangi bir artırım yapılmamış, ancak para cezalarının günün ekonomik koşullarına göre yetersiz hale gelmesi nedeniyle ilk değişiklik 5435 sayılı Yasa ile yapılmış, bu yasadaki miktarlar da 2248 ve 2790 sayılı Yasalarla arttırılmış. 3506 sayılı Yasa ile 5435 sayılı Yasanın para cezalarının arttıran 2. maddesi yürürlükten kaldırılarak, TCY.na 5 Ek madde eklenmiş, bu maddelerde ise 4421 sayılı Yasa ile değişiklik yapılarak Yasaya Ek 6. madde eklenmiştir.
10.6.1949 tarihinde kabul edilerek 16.6.1949 tarihli Resmi Gazetede yayımlanıp aynı gün yürürlüğe giren 5435 sayılı Yasanın 2. maddesi ile; TBMM.nin kuruluşundan önce ve TBMM.ce kabul olunup 31.12.1939 tarihine kadar yürürlüğe giren yasalardaki para cezaları 3 ila 5 misli, bu Yasanın 2. maddesinde 12.6.1979 tarihinde kabul edilerek 22.6.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2248 sayılı Yasanın 23. maddesi ile yapılan değişiklik ile de 31.12.1977 tarihine kadar yürürlüğe giren yasalardaki para cezaları 3 ila 30 misli, 21.1.1983 tarihinde kabul edilerek 22.1.1983 tarihinde yürürlüğe giren 2790 sayılı Yasanın 1. maddesi ile yeniden düzenlenen 2. maddesi ile 31.12.1980 tarihine kadar yürürlüğe giren yasalardaki para cezaları 150 ila 3 misli arttırılmış, yine aynı şekilde temel para cezalarının alt ve üst sınırlarını gösteren 19 ve 24. maddelerdeki miktarlar da 5435, 2248, 2787 sayılı Yasa değişiklikleriyle yeniden düzenlenmiştir.
14.12.1988 tarihinde yürürlüğe giren 3506 sayılı Yasa ile 5435 sayılı Yasanın para cezalarına ilişkin düzenlemeleri yürürlükten kaldırılmış, TCY.na 5 Ek madcıe eklenerek, para cezalarının arttırılması katsayı sistemine bağlan
mış, yasalardaki para cezaları, hürriyeti bağlayıcı cezaların paraya çevrilme ve mahsup miktarları yeniden belirlenmiştir.
3506 sayılı Yasa ile TCY.na eklenen Ek 1. maddeye göre "Nisbi nitelikteki vergi ve resim cezaları, nisbi para cezaları ve tazminat kabilinden olup mütezayit nispete tabi bulunan para cezaları hariç olmak üzere TBMM.nin kuruluşundan önce yürürlüğe giren yasa ve tüzüklerdeki para cezaları ile TBMM.nin kuruluşundan 31.12.1987 tarihine kadar kabul edilen yasalardaki para cezaları (idari ve disiplin cezaları dahil) 300 ila 3 misli arttırılmış,
Ek 2. maddede ise Ek 1. madde kapsamına giren cezaların ve bu madde yürürlüğe girdiği tarihten sonra kabul edilecek yasalardaki para cezalarının nasıl hesaplanacağı hükme bağlanmıştır; buna göre 1988 yılı bütçesi ile belirlenen 84 memur maaş katsayısı sabit kabul edilerek, müteakip yıllarda Bütçe Kanunundaki her 75 puanlık artış bir birim kabul edilmek suretiyle bulunacak miktarın Ek 1. maddeye göre tespit edilen ceza miktarı ile çarpılması sonucu yeni cezanın belirleneceği, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra kabul edilen yasalardaki para cezalarının ise yasanın yürürlüğe girdiği tarihteki Bütçe Kanunundaki Devlet Memurları aylıkları katsayısının başlangıç alınmak suretiyle saptanacağı hükme bağlanmıştır.
28.7.1999 tarihinde kabul edilerek 1 Ağustos 1999 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 4421 sayılı Yasa ile TCY.nın 19 ve 24. maddeleri, 647 sayılı Cezaların infazı Hakkındaki Yasanın 4 ve 5. maddeleri değiştirilmiş, TCY.na 3506 sayılı Yasa ile eklenen Ek 1,2,4 ve Ek 5. maddelerinde değişiklik yapılarak, Yasaya Ek 6. madde eklenmiş, para cezalarının belirlenmesinde uygulanan katsayı sisteminden vazgeçilerek "Yeniden Değerleme Oranı" kabul edilmiştir
Yasanın 1. maddesi ile TCY.nın 19. maddesindeki ağır para cezasının alt sınırı "altmış milyon, üst sınırı on beş milyar liraya, 2. maddesi ile de TCY.nın 24. maddesinde belirtilen hafif para cezasının alt sınırı on beş milyon, üst sınırı bir miyar beş yüz milyon liraya yükseltilmiş, 4. madde ile TCY.nın Ek 1. maddesinin (a) ve (b) fıkraları değiştirilerek TBMM.nin kuruluşundan önce yürürlüğe giren ve daha sonra değiştirilmeyen kanun ve tüzüklerdeki para cezaları ile 31.12.1998 tarihine kadar yürürlüğe giren yasalardaki para cezaları 39300 ila 8 misli artırılmış, 5. maddesinde ise; 1.8.1999 tarihine kadar yürürlüğe giren ve bu tarihten sonra kabul edilen yasalardaki para cezalarının her takvim yılı başından geçerli olmak üzere 213 sayılı Yasanın Mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında arttırılarak uygulanacağı belirtilmiş, 6. madde ile Ek 4 ve Ek 5. maddelerde yer alan "Ek 2. maddeye göre bulunacak birim saya-sıyla" ibaresi "Ek 2. maddeye göre uygulanan yeniden değerleme oranıyla" şeklinde değiştirilmiştir.
Bu hükümler uyarınca, müteakip yıllarda TCY.nın 19. maddesinde düzenlenen ağır, 24. maddesinde belirtilen hafif, 647 sayılı Yasanın 4. maddesinin 1. fıkrasındaki özgürlüğü bağlayıcı cezanın para cezasına çevrilme ve aynı Yasanın 5. maddesindeki mahsup miktarları yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç duyulmaksızın, her yıl yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle belirlenmiştir.
TCY.nın 29. maddesinde; Yasanın belirli bir oranda cezayı arttırıp eksiltmeyi emrettiği hallerde, mevcut olan ağırlatıcı ve hafifletici nedenler nazara alınmaksızın, o fiil için ne ceza tayin edilecekse artırma ve indirme keyfiyetinin o ceza üzerinden uygulanacağı bir çok nedenin birleşmesi halinde arttırma ve eksiltme hususunun "ondan evvelki artırma ve eksilme neticesi olan ceza miktarı" üzerinden yapılacağı öngörülmüş, 30. maddesinin 4806 sayılı Yasa ile değişik 2. fıkrasında ise; "Muvakkat cezalar için bir günün ve para cezalarında bin liranın küsuru hesaba katılmaz" hükümlerine yer verilmiştir.
TCY.nın 30. maddesinin ikinci fıkrası, muvakkat cezalarda bir günün ve para cezalarında bin liranın küsurunun hesaba katılmayacağını söylemekle, bu kesirlere hiçbir suretle hükmedilemeyeceğini belirtmek istemiştir. (Dönme-zer-Erman, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku, 12. Bası, Cilt 3, s.92) Bu ilke nis-bi para cezaları hakkında da uygulanır. Bu ölçütler aksine bir hüküm ihtiva etmeyen özel ceza Yasaları için de geçerlidir, (içel, Yaptırım Teorisi, 1. Bası, Sh.172) Anılan fıkrada, günün kesiri ile bin liranın kesiri aynı hükme tabi kılınmıştır. Fıkrada geçen "hesaba katılmaz" ibaresi, bir hesaba başvurulması zorunlu her aşamayı, başka bir deyişle yasa koyucu tarafından 30. maddeye istisna oluşturması gayesiyle doğrudan doğruya belirlenmiş olmavan. gerek hesaplama sonucu bulunan gerekse üzerinden hesaplama yapılacak olan her miktar ve süreyi kapsamına almaktadır.
4421 sayılı Yasa ile para cezalarının her takvim yılı için yeniden değerleme oranında arttırılması uygulaması başladıktan sonra, bazı yıllar için öngörülen yeniden değerleme oranlarının ondalık kesirler taşıması nedeniyle, temel para cezaları ile hafif ve ağır para cezalarının aşağı ve yukarı hadleri belirlenirken ortaya çıkan kusurlu miktarlar, yapılan hesaplama sonucu bulunmuşlardır. Yasa koyucu tarafından doğrudan doğruya belirlenmediklerinden, yasa koyucunun, bu miktarların TCY'nın 30/2. maddesindeki kuralın istisnasını oluşturmasını amaçladığından da söz edilemez. Dolayısıyla, temel hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmedilirken günün kesiri sayılacak bir zaman birimine hükmedilemeyeceği gibi, muvakkat cezalarla aynı hükme tabi kılınmış olan temel para cezası küsuruna da hükmedilemez. Nitekim "bir lira küsurunun hesaba katılmayacağı hükmünün yürürlükte olduğu dönemde; temel ağır para cezasının alt sınırı 2002 yılında 218.104.099,20 lira, 2003 yılında 346.785.517,41 lira olduğu halde, ağır para cezasının alt sınırı bir liranın küsuru dikkate alınmaksızın 2002 yılında 218.104.099 lira, 2003 yılında ise 346.785.517 lira olarak uygulanmıştır. Bu nedenle 2001 yılı için %(56), 2002 yılı için %(53,2), 2003 yılı için ise %(59) olarak belirlenen yeniden değerleme oranının uygulanması sonucu belirlenen temel para cezalarının alt ve üst sınırlarının da "binlira kesirinin" atılması suretiyle, TCY.nın 19. maddesindeki ağır para cezasının alt ve üst sınırlarının 2001 yılı için 142.365.000-35.591.400.000 lira, 2002 yılı için 218.103.000-54.526.024.000 lira ve 2003 yılı için ise 346.783.000-86.696.378.000 lira olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
Bir başka örnek vermek gerekirse; 2002 yılında taksirle yangına neden olmak suçundan TCY'nın 383 maddesi uyarınca temel cezası 7 gün hapis ve 218.104.099 lira ağır para cezası olarak belirlenen kişinin cezasından TCY'nın 413. maddesi gereğince 1/2 oranında indirim yapıldığında, günün artığı olan 12 saatlik süre ve 50 kuruş hesaba katılmaksızın cezası 3 gün hapis ve 109.052.049 liraya indirilecek, ardından TCY'nın 59 maddesi uyarınca cezasından 1/6 oranında indirim yapıldığında yine günün artığı olan 12 saatlik süre ve liranın artığı olan 50 kuruş hesaba katılmayarak cezası 2 gün hapis ve 90.876.707 lira olarak belirlenip, takiben bu cezanın para cezasına dönüştürme işlemi gerçekleştirilecektir. Görüleceği üzere, cezalarda hesaba katılmayacak sure ve miktarları gösteren TCY'nın 30/2. maddesi, muvakkat hürriyeti bağlayıcı cezalar ile para cezalarının arttırılması ve eksiltilmesi sırasında gözönünde tutulmaktadır. O halde bu kural ara işlemlerde de uygulanmalıdır.
Öte yandan, 647 sayılı Yasanın 4. maddesinin 1. fıkrasının 1 numaralı bendindeki para cezası miktarları, cezanın kişiselleştirilebilmesi bakımından hürriyeti bağlayıcı cezanın kamu para cezasına çevrilmesi işlemi sırasında zorunlu olarak buşvurulması gereken bir temel para cezası ölçüsü olup, suç ile ceza arasında bir denge bulunması gerektiği ilkesine ve cezası dönüştürülecek suçun cürüm veya kabahat nev'inden olmasına göre ayrı ayrı değerlerde belirlenmiş, bir gün hürriyeti bağlayıcı cezaya karşılık tutulan para cezası niteliğindedir. 4421 sayılı Yasa ile çeşitli yasalardaki para cezalarının yanında, 647 sayılı Yasının 4. maddesi ile beher gün hürriyeti bağlayıcı cezaya karşılık tutulan para cezası miktarlarının da her yıl yeniden değerlendirme oranında arttırılması kabul edilmiş, kısa sureli hürriyeti bağlayıcı cezaların, cürümlerde beher gün karşılığı 2.000.000 ila 3.000.000 lira hesabıyla hafif para cezasına çevrilebileceği öngörülmüş, Yasanın yürürlüğünü takip eden yıllar bakımından ise ilan edilen yeniden değerleme oranlarında arttırılacağı belirtilmiş, 2000 yılı için %(52,1), 2001 yılı için %(56) ve 2002 yılı için %(53,2) 2003 yılı için ise %(59) olarak belirlenen bu oranlar üzerinden cürümlere ilişkin kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaların para cezasına dönüştürülmesinde, beher gün karşılığı 2000 yılı için 3.042.000 ila 4.563.000 lira, 2001 yılı için 4.745.520 ila 7.118.280 lira, 2002 yılı için 7.270.136.64 ila 10.905.204.96 lira ve 2003 yılı için ise 11.559.516,24 ila 17.339.274,36 lira ağır para cezası olarak bulunmaktadır.
Görüleceği üzere, 647 sayılı Yasanın 4. maddesindeki miktar belirlenirken liranın küsuru ilk kez 2002 yılında ortaya çıkmış ve Ceza Genel Kurulumuz ile Özel Daireler, TCY'nın 30. maddesinin 4806 sayılı Yasa ile değişiklik yapılmasından önceki biçiminde yer alan, "para cezalarında bir liranın küsuru hesaba katılmaz" kuralından hareketle, 2002 yılı için dönüştürmelerin lira kesirlerinin atılması suretiyle bir gün karşılığı 7.270.136 ila 10.905.204 lira hesabıyla yapılmasını isabetli bulmuşlar ve bu uygulamayı 4806 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesine değin istikrarlı biçimde sürdürmüşlerdir.
Ancak, 4806 sayılı Yasa ile TCY'nın 30/2. maddesinde değişiklik yapılarak para cezalarında hesaba katılmayacak kısmın lira küsurundan bin lira küsuruna yükseltilmesi ve TCY'nın 2/2. maddesi hükmü karşısında, mevcut yasa değişikliğinin fail lehine olması nedeniyle, 647 sayılı Yasanın 4. maddesindeki miktarların 2000 yılından itibaren bu kez bin lira küsurlarının atılması suretiyle yeniden hesaplanıp belirlenmesi zorunlu hale gelmiştir. Bu-yeni ilke doğrultusunda yapılan hesaplama sonucu, cürümlere ilişkin hürriyeti bağlayıcı cezaların, beher günü 2000 yılı için 3.042.000 ila 4.563.000 lira, 2001 yılı için 4.745.000 ila 7.118.000 lira 2002 yılı için 7.269.000 ila 10.904.000 lira ve 2003 yılı için de 11.557.000 ila 17.337.000 lira hesabıyla ağır para cezasına dönüştürülmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; TCY'nın 30/2.maddesi düzenlenen, muvakkat cezalarda bir günün, para cezalarında ise bin liranın küsurunun hesaba katılmayacağı yolundaki kuralın, gerek temel belirlenmesi ve takip eden arttırma ve eksiltme işlemleri ile sonuç ceza tutarına hük-medilmesi aşamalarında, gerekse 647 sayılı Yasanın 4. maddesinin 1. fıkrasının 1 numaralı bendinde öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezanın paraya dönüştürülmesi aşamasında bir güne karşılık tutulan para cezası miktarlarının belirlenmesinde gözönünde tutulması zorunludur.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanığın 3.1.2002 tarihinde işlediği taksirle yangına neden olmak suçundan TCY.nın 383. maddesi uyarınca temel ağır para cezasının 218.104.099 lira olarak belirlendiği ve özgürlüğü bağlayıcı cezanın para cezasını çevrilmesi sırasında bir gün hapis cezasının 7.270.136 lira ağır para cezasını karşılık tutularak uygulama yapıldığı ve Özel Dairece hükmün, sonuç ceza olan, 105.416.979 lira ağır para cezasından bin lira küsuru olan 979 liranın kaldırılarak, hükmolunan ağır para cezasının 105.416.000 liraya indirilmesi suretiyle düzeltilerek onandığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulü ile Özel Daire kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün açıklanan bu gerekçe ile bozulmasını, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, CYUY'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmelidir.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının (KABULÜNE) Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 27.2.2003 gün ve 2486-154 sayılı düzelterek onama kararının (KALDIRILMASINI) Yerel Mahkeme hükmünün TCY'nın 2/2 ve hükmünden sonra yürürlüğe giren 4806 sayılı Yasa ile değişik TCY'nın 30/2. maddesi hükümleri karşısında sanığa fazla para cezası tayin edilmiş olması nedeniyle (BOZULMASINA) ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CYUY'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, Yerel Mahkeme hükmünün "sanık Rüstem'in taksirle yangına neden olmak suçundan" TCY.nın 383/1. maddesi uyarınca 7 gün hapis ve 218.103.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, cezasında TCY.nın 413. madde uyarınca 1/2 oranında indirim yapılarak 3 gün hapis ve 109.051.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına, TCY.nın 59.madde uyarınca cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak 2 gün hapis ve 90.875.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına kısa süreli özgürlüğü bağlayıcı cezanın 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca günlüğü 7.269.000 liradan paraya çevrilmek suretiyle 14.538.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına aynı cins para cezaları TCY.'nın 72. maddesi uyarınca toplanarak 105.413.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının 647 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca ertelenmesine" karar verilmesi suretiyle (DÜZELTİLEREK ONANMASINA) dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 15.4.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.