Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 2003/6-276
K: 2003/286
T: 9.12.2003

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


  • HIRSIZLIK
  • FAİLİN KASTININ BELİRLENMESİ
  • ÇALINTI EŞYANIN EKONOMİK DEĞERİ
İçtihat Özeti: Hırsızlık suçlarında, çalınan şey TCY.sının 494/1. madde ve btmdinde belirtilen araçlardan değilse, maddede öngörülen 'diğer koşullar gerçekleşmiş olsa bile fail hakkında anılan madde değil, eylem hırsızlık suçlarına ilişkin aynı yasanın 491, 492 ve 493. maddelerindeki hangi suç tipine uyuyorsa fail o hüküm uyarınca cezalandırılır. TCY.sının 522. maddesinin uygulanmasında ise failin kastına bakılarak geçici bir yararlanma ve iade kastıyla hareket ettiğinin belirlenmesi durumunda, aracın yakıt, yağ ve yıpranma bedeli esas alınır,jailin kastının aracın mülkiyetine y(jnelik olduğunun saptanması halinde aracın suç tarihindeki değeri dikkate alınır.
(765 s. TCK. m. 494, 491, 492, 493, 522)
Hırsızlık suçundan sanık Muharrem'in TCY'nın 493/2, 522 ve 59. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile'cezalandırılrryasına ve suçta kullanılan tomavida ile kelebek bıçağın TCY'nın 36. maddesi uyarınca zoralımına ilişkin (Kartal Beşinci Asliye Ceza Mahkemesi)ndenverilen 21.11.2002 gün ve 702-795 sayılı hüküm sanık tarafından temyil edilmekle dosyayı inceleyen YargıtayAltıncı Ceza Dairesince 15.9.2003 gün ve 4588-5254 sayıile;
"1- Sanığın kişisel çeviklikle ve sağlam, muhkem kapı kilidini kırıp girdiği konutta haksız olarak ele geçirdiği anahtarı kullanmak suretiyle otomobili de çaldığının oluşa uygun kabulden anlaşılmasına göre; eylemin TCK'nun 493/1-2 son maddesine uyduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Hırsızlığın otomobilin mülkiyetine yönelik olduğunu gösteren kanıtlar açıklanıp tartışılmadan, TCK'nun 522/1. maddesinin uygulanması sırasında yağ, yakıt ve yıpranma gideri ile evden çalınan bir adet altının toplam değeri yerine araç değeri esas alınarak sanık hakkında fazla cezaya hükmolunması" isabetsizliğinden CYUY'nın 326/son maddesi uyarınca sanığın hükmedilen ceza süresi yönünden kazanılmış hakkı saklı tutulmak üzere bozulmuştur.
Yargıtay C. Başsavcılığı ise 10.11.2003 gün ve 194870 sayı ile;
"Yüksek Altıncı Ceza Dairesi Başkanlığı ile Cumhuriyet Başsavcılığımız arasında nitelikli hırsızlık suçunun oluştuğu konusunda herhangi bir görüş ayrılığı mevcut olmayıp, itiraza konu uyuşmazlık;
1- TCK'nun 494/1. maddesi kapsamına giren araçların çalınmaları halinde iade iradesinin ve kullanım süresinin açıkça belirlenemediği durumlarda eylemin mülkiyete yönelik olup olmadığı,
2- TCK'nun 494/1. maddesindeki şartlardan herhangi birisinin gerçekleşmemesi halinde TCK'nun 522/1. maddesinin uygulanmasında, aracın değerinin mi yoksa kullanım giderlerinin mi esas alınacağına ilişkindir.
Suça konu olayda; Sanık yakalandığında hazırlık soruşturması sırasında karakoıda susma hakkını kullanıp, Cumhuriyet Savcılığında tevilli ikrarda bulunmuş, sorguda hazırlık ifadesini tekrar edip, yargılama aşamasında suçunu inkar etmiştir; Sanık, hiçbir ifadesinde otomobili kullanmak için aldıklarını ya da sonra iade edeceklerini ifade etmediği gibi, dosya içeriğine göre de; hırsızlığın otomobilin mülkiyetine yönelik olmadığına dair hiçbir kanıt yoktur.
Sanık olay sırasında kaçmış, takip sonucu kaza sonrası yakalanmış olup suçunu tümden inkar yoluna gitmiş, fakat eylemin mülkiyete yönelik olmadığını ileri sürmemiştir.
Sanığın eyleminin mülkiyete yönelik olup olmadığı sorusunun çözümünde sağlıklı bir hukuki sonuca oluşabilmek için TCK 494/1. maddesinde düzenlenen suç öğeleri üzerinde durmak gerekmiştir.
TCK. 494/1. maddesindeki suçun oluşabilmesi için;
a-) Hırsızlığın özel bir ulaşım aracı hakkında işlenmesi,
b-) Sahiplenme amacı olmadan çalınan aracın kısa bir süre kullanılması,
c-) Aracın zilyedine geri verilmesi veya kolaylıkla bulunabileceği bir yere bırakılması, henüz bırakıımamış ise iade edilmek üzere alındığının açıkça anlaşılması gerekir.
Kullanma hırsızlığı suçunun manevi unsuru, geçici olarak yararlanma kastıdır. Fail; mal edinmek kastıyla değil aracı kullandıktan sonra iade etmek amacıyla hareket etmiş olmalıdır. Araç alınırken iade etmek maksadı olmayıp mal edinmek için alınmışsa kısa bir süre sonra iade edilmiş olsa bile kullanma hırsızlığından sözedilemez.
Çalınan araç kısa bir süre içinde iade edildiğinde ya da zilyedin kolaylıkla bulabileceği bir yere bırakıldığında kullanma kastı mevcuttur. Ancak faii suç teşebbüs aşamasında iken veya olayımızda.olduğu gibi suç işlendikten sonra henüz iade edilmeden yakalanmışsa,> kastı dosya içeriğine göre olaysalolarak belirlenmelidir.
Madde metnine göre özel kastın varlığı için aracın iade edilmek üzere alındığının açıkça anlaşılması gerekmektedir. Kastın iadeye yönelik olduğu somut olayın gelişimi içinde normal yaşam gözlemlerine göre tereddüde yer bırakmayacak bir şekilde kendini göstermelidir. Bir başka deyişle ilk bakışta aracın iade edilmek üzere alındığı anlaşılmalıdır.
Somut olayda ise sanık açık kimliği tesbit edilemeyen arkadaşı ile birlikte gece saat 04.00 sıralarında müştekiye ait eve girip bir altın ile birlikte suça konu otomobilin anahtarını ele geçirip, park halindeki özelotomobili aldığıanahtar ile çalıştırarak olay yerinden uzaklaştıktan bir saat sonra görevli polis ekibince şüphe üzerine takibe alınıp, kovalamaca sonucunda yakalandığında susma hakkını kullanıp, hiçbir aşamada aracı kullanmak için aldığını beyanetmemiştir.
Sanığın savunmalarında ileri sürülmediği gibi aracı iade amacıyla aldığını gösteren"açıkça anlaşılma"kıstasına uygun, dış aleme yansıyan bir be.., lirti sözkonusu değildir. Suçun işlendiği yer ve saat ile suçun oluşumu, sanığın takip sonucu yakalanması değerlendirildiğinde kastın mülkiyete yönelik olduğunun kabulü gerekmektedir.
İkinci uyuşmazlığın çözümüne gelince; TCKnun kullanma hırsızlığını düzenleyen 494. maddesi basit ve nitelikli hırsızlığı- düzenleyen diğer maddelerden ayrı ve istisnai bazı hükümler getirmiştir.'TCK.nun 494/1. maddesinin uygulanabilmesi için yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen şartların tamamının aynı olayda gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartların bulunması halinde TCKnun 522. maddesinin uygulanmasında aracın değeri değil kullanma giderler esas alınmaktadır. TCK 494/1. maddesi kapsamına giren özel ulaşım araçlarının çalınmasında bu maddede öngörülen diğer şartların gerçekleşmemesi halinde geçici bir süre kullanılmış olsalar dahi aracın değeri TCK 522/1. maddesinin uygulanmasına esas alınmalıdır. Zira bu şartlardan birinin. gerçekleşmemesi durumunda aracın mal edinme kastıyla çalındığının kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.
Yasamızda istisnai olarak belirtilen ve bazı şartlarıngerçekleşmesine bağlanan bir hükmün, genel hükümlerden ayrılarak bu istisnai şartlar dışında uygulanması mümkün değildir. Yüksek Yargıtay peza Genel Kurulu benzer bir olayda 6.4.1970 tarih ve 6/36-149 sayılı içtihadında "evin önüne park edilen aracın çalınması halinde olayın vasıta hırsızlığı olarak kabulü halinde otomobilin değerinin,intifa kastıyla hırsızlık halinde ise kullanmagiderlerinin
TCK 522. maddesinin tatbiki. yönünden r;ıazara alınacağını" hükme bağlamıştır.
Olayımızda TCKnun 494/1. maddesinin uygulanma şartları mevcut değildir. Bu durumda aracın değeri esas alınarak TCKnun 522/1. maddedeki "pek fahiştı değere ilişkin hükmünü uygulayan Mahkeme Kararında bir isabetsizlik görülmemiştir" görüşü ile itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün bozma ilamının 1. bendinde belirtilen neden yönünden aleyhe temyizbulunmaması nedeniyle eliştirilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
Sanığın hırsızlık suçundan TCY'nın 493/2, 522 ve 59. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilen olayda, Özel Daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, hırsızlığın aracın mülkiyetine yönelik olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
İnceleme konusu olayda;
Sanığın açık kimliği tespit edilemeyen bir arkadaşı ile birlikte İstanbul'un Topkapı semtinden Küçükyalı'ya gelip, 04.00 sıralarında şikayetçinin oturduğu apartman dairesinin 3 metre yüksekliğindeki balkonuna kişisel çeviklikle tırmanıp, muhkem nitelikteki balkon kapısını tornavida ile kanırtmak suretiyle açarak evden buldukları bir adet çeyrek altın ile bir şirket adına kayıtlı olup sanığın kullandığı otomobilin anahtarı ve ruhsatını aldıktan sonra, dışarıda park halindeki otomobilin kapısını haksız yere ellerinde bulundurdukları anahtarla açıp çalıştırarak olay yerinden ayrıldıkları, aynı semtte polislerin kuşkulanıp durdurmak istemeleri üzerine kaçtıkları, kovalamaca sonucu aracın bankete çarptığı. araçtan inen sanığın yakalandığı, arkadaşının ise kaçtığı anlaşılmaktadır.
Sanığın üzerinde yapılan aramada tornavida ile bıçak ele geçirilmiş, olay; yerinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda, şikayetçinin evine girişte kullanılan balkonun yerden 3 metre yüksekliğinde olduğu, tırmanmanın kişisel çeviklik gerektirdiği; PVC'den yapılmış balkon kapısının muhkem olduğu ve sert bir cisimle kanırtılarak açıldığı belirtilmiş, ekspertiz raporunda aracın suç tarihindeki değerinin 20.000.000.000 lira olduğu bildirilmiştir.
TCY.sının 522. maddesi uygulanırken suça konu aracın suç tarihindeki değerinin mi yoksa yakıt, yağ ve yıpranma bedelinin mi esas alınacağına ilişkin uyuşmazlığın çözümünde sağlıklı bir hukuki sonuca ulaşabilmek için, sa,nığın kastı belirlenmeli, dolayısıyla TCY.sının 494/1. maddesinde düzenlenen suç öğeleri üzerinde de durulmalıdır.
TCY.nın 494/1. maddesindeki suçun oluşabilmesi için;
a) Hırsızlanan şeyin ücret karşılığı yük ve yolcu taşımacılığına tahsis edilmiş olmayan özel bir ulaşım aracı olması,
b) Çalınan aracın kısa bir süre kullanılması,
c) Aracın, geçici olarak kısa bir süre kullanılıp zilyedine geri verImesiveya kolaylıkla bulabileceği bir yere bırakılması, henüz bırakıımamış ise taşıtın iade edilmek üzere alındığının açıkça anlaşılır olması gerekir.
Öğretide Ord. Prof. Dr. S. Dönmezer, bu suç bakımından aranan ölçütleri, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler isimli eserinde; "Failde özel bir kastın bulunması gerekmektedir. Fail alma hareketini yaparken, ulaşım aracını mal edinmek "animus domini" kastını taşımayacak tam tensine aracı kullandıktan sonra iade etmek maksadıyla hareket etmiş olacak, failde geçici bir yararlanma kast i olacaktır. Ayrıca, kastın bu çeşıtten olduğu, olaylarin seyri içinde açıkça anlaşılır biçimde ortada bulunacak, özel kastın belirlenmesinde hiçbir güçlük sözkonusu olmayacaktır.
Esasen taşıt iade olduğunda veya zilyedin kolaylıkla bulabileceği bir yere bırakıldığında özel kast açık seçik ortada olur, mesele taşıt kullanılırken failin yakalanması halinde ortaya çıkar, bu gibi hallerde olayların cereyan şekline, failin kişilik ve tutumuna göre hakimin, faildeki kastın cinsini tayin etmesi gerekecektir" şeklinde belirtmektedir.
Görüldüğü üzere, Türk Ceza Yasasının 494/1. maddesindeki suçun oluşabilmesi için yukarıda sayılan üç koşulun bir arada bulunması gerekmektedir. Bu koşulların tümü birden gerçekleştiğinde, hırsızlık fiili aracın mülkiyetine yönelik bulunmadığından, failin eylemi nedeniyle TCY'nın 494/1. maddesi uyarınca cezalandırılacağı ve TCY'nın 522. maddesi uygulanırken de, aracın harcadığı yakıt, yağ ve yıpranma bedelinin esas alınacağında herhangi bir kuşku bulunmamaktadır. Ancak, hırsızlanan şeyin TCY'nın 494/1. maddesinde belirtilen araçlardan olmaması halinde, diğer koşullar gerçekleşsedahi fail hakkında TCY'nın 494/1. maddesi uygulanamayacak, eylem hırsızlık suçuna ilişkin olarak TCY'nın 491, 492 ve 493. maddelerinde öngörülen suç tiplerinden hangisine uyuyorsa fail o hüküm uyarınca cezalandırılacak, TCY'nın 522. maddesinin uygulanmasında ise failin kastına bakılarak, geçici bir yararlanma ve iade kastıyla hareket ettiğinin belirlenmesi durumunda, aracın yakıt, yağ ve yıpranma bedeli esas alınacak, failin kastının aracın mülkiyetine yönelik olduğunun saptanması halinde, aracın suç tarihindeki bedeli dikkate alınacaktır.
Inceleme konusu somut olayda; sanık, kişisel çeviklikle ve sağlam, muhkem kapı kilidini kırıp arkadaşı ile birlikte girdiği şikayetçinin konutundan bir adet attınını çalmış, ayrıca yine burada görüp haksız olarak ele geçirdiği anahtarı kullanmak suretiyle binanın önündeki otomobilini de çaldıktan sonra araçla giderken kendilerinden kuşkulanıp durma!arını isteyen polislerin uyarılarına uymayıp kaçtığı sırada takip sonucu yakalanmıştır. Sanığın aracı geçici olarak yararlanmak ve iade etmek üzere aldığı yönünde bir savunması olmadığı gibi, aracın iade edilmek üzere alındığı konusunda da herhangi bir kanıt bulunmamakta, olayın oluş şekli de hırsızlığın aracın mülkiyetine yönelik olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Bu itibarla, TCY'nın 522. maddesinin uygulanması sırasında aracın suç tarihindeki değerinin esas alınması gerektiğine ilişkin Yargıtay C.Başsavcılığı itirazı isabetli bulunduğundan, kabulüne karar verilmelidir.
Öte yandan, sanığın kişisel çeviklikle.ve sağlam, muhkem kapı kilidini kırıp girdiği konuttan bir adet altın ile burada görüp haksız olarak ele geçirdiği ahahtarı kullanmak suretiyle binanın önündeki otomobili de çaldığının anlaşılması karşısında, eylemin TCY'nın 493/1-2 son maddesine uyduğu gözetilmeden, TCY'nın 493/2. maddesi ile uygulama yapılması isabetsiz ise de bu husus aleyhetemyiz bulunmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım Kurul Üyeleri, Özel Daire bozma ilamının haklı nedenlere dayandığını belirterek itirazın reddi gerektiği görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle; Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının (KABULÜNE), Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 15.9.2003 gün ve 4588-5254 sayılıbozma kararının (KALDIRILMASINA), eleştiri konusu yapılan husus dışında, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan Yerel Mahkeme hükmünün (ONANMASINA), dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına tevdiine, 9.12.2003 günü oyçokluğu ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini