 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E : 2002/1-303
K : 2002/433
T : 17.12.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- SANIĞIN DURUŞMADA BULUNDURULMA ZORUNLULUĞU
- DURUŞMADAN VARESTE TUTULMA
- SAVUNMA HAKKININ KISITLANMASI
765 s. TCK/55
1412 s. CMUK/223-226,326
Kasten adam öldürmek suçundan sanıklardan S. B.'ın TCY.nın 448, 55/3, 59/2. maddeleri uyarınca 13 yıl 4 ay ağır hapis cezasıyla, sanık Ü. A.'nın ise TCY.nın 448, 59. maddeleri uyarınca 20 yıl ağır hapis ve feri ceza ile cezalandırılmalarına ilişkin Kartal 1. Ağır Ceza Mahkemesince 31.10.2000 gün ve 259-363 sayı ile verilen ve sanık U. yönünden resen de temyize tabi olan hükmün sanıklar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 26.06.2002 gün ve 1677-2749 sayı ile;
"Sanık Ü.'e TCK.nun 55/3. maddesi uygulanması sırasında indirim sonucu cezanın 14 seneyi aşmaması gerekirken sanığa fazla ceza tayini, Yargılama giderinin tayininde sanıkların ayrı ayrı muhakeme giderinden sorumlu ol maları gerekirken yazılı şekilde müteselsilen sorumlu tutulmalarına karar verilmesi" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 22.08.2002 gün ve 372-253 sayı ile;
"Dosya kapsamına ve sanık Ü.'in doğum kayıtlarına göre, hakkında TCY.nın 55/3. maddesinin uygulanması mümkün olmadığından bozma ilamındaki gerekçeye katılmak mümkün olmamıştır.
Ancak, diğer sanık S. hakkında TCY.nın 55/3. maddesinin önceki kararda uygulanmış olması ve bu sanık hakkında tayin edilecek cezanın 14 seneyi geçmemesi bu sanık yönünden mümkün olduğu halde bir bozma yapılmamış olduğundan ve bozmanın sadece Ü. yönünden yapılmış olduğu" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu kararın da sanık Ü. yönünden kendiliğinden temyize tabi olması ve sanıklar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istekli 25.11.2002 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü,
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanıkların kasten adam öldürmek suçundan cezalandırılmalarına karar verilen olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanık Ü. hakkında TCY.nın 55/3. maddesi ile uygulama yapılırken fazla ceza tayin edilip edilmediği ve yargılama giderlerinin sanıklardan müteselsilen alınıp alınamayacağı noktalarında toplanmaktadır.
Ancak, incelenen dosya içeriğine göre;
Bozmadan sonra yapılan yargılamada, 24.07.2002 tarihinde tensiple, yargılandıkları kasten adam öldürmek suçundan tutuklu bulunan sanıklardan S. li.'ın bulunduğu Bakırköy Kadın ve Çocuk Cezaevinden, sanık Ü. A.'nın ise Metris Cezaevinden getirtilerek duruşma gününde hazır bulundurulmaları için C. Savcılığına müzekkere yazılmasına karar verildiği;
22.08.2002 tarihinde yapılan oturumda bu müzekkerelere cevap verilmemiş olduğunun tutanağa geçirildiği, hazır bulunan katılan vekili ile sanık vekillerinin bozma kararına karşı diyeceklerinin sorulması ile yetinilmek sureliyle, dinlenmelerinden vazgeçilmesi yönünde bir karar da verilmeden sanıkların yokluklarında önceki hükümde direnmeye ilişkin hüküm kurulduğu, bu suretle CYUY.nın 223, 226 ve 326. maddelerine aykırı davranılarak sanıkların savunma haklarının kısıtlandığı anlaşılmaktadır.
Ceza Genel Kurulunun 16.06.1998 gün ve!45-21 sayılı ve 07.07.1998 gün ve 216-271 sayılı kararlarında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, CYUY.nın 223. maddesi gereğince sanık hazır olmadan yargılama yapılması olanağı bu lunmayıp bunun istisnası aynı yasanın 224, 225, 226 ve 379/2. maddelerinde gösterilmiştir. Bunlardan CYUY.nın 226. maddesinde düzenlenen "duruşma dun vareste tutulma" hali ise isteğe bağlı olup, sanığın yargılandığı suçtan tu lııklu olmaması gerekir. Yargılandığı suçtan tutuklu olan sanık duruşmada ha/ıı bulundurulmalıdır. Öte yandan CYUY.nın 326. maddesi gereğince, bozmadan sonra yapılan yargılamada taraflardan bozmaya karşı diyeceklerinin sorulması için duruşmaya çağrılmaları gerekir.
Bu itibarla yargılandıkları suçtan tutuklu olan sanıklar, duruşmada ha/n bulundurulmadan ve bozma kararına karşı diyecekleri sorulmadan direnme kararı verilmesi suretiyle savunma haklarının kısıtlanması yasaya aykırı olup, diğer yönleri incelenmeyen hükmün öncelikle saptanan bu usulü nedenlerle bozulmasma karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün diğer yönleri incelenmeksizin öncelikle saptanan bu usulü nedenlerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Hnşsaveılığına tevdiine, 17.12.2002 tarihinde tebliğnamedeki isteme uygun oltmık oybirliğiyle karar verildi.