 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 2002/1-129
K: 2002/261
T: 28.5.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
1412/m.365
Adam öldürmek suçundan sanıklardan Fatma'nın TCY'nın 449/1-3, 59. maddeleri uyarınca 30 yıl ağır hapis ve fer'i cezayla, sanık Mehmet'in TCY'nın 449/1-3, 51/2, 55/3, 59/2. maddeleri uyarınca 11 yıl 1 ay 10 gün ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 24.5.2000 gün ve 205-143 sayı ile verilen ve sanık Fatma yönünden kendiliğinden temyize tabi olan kararın C. Savcısı ve sanıklar vekillerince temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nce 5.6.2001 gün ve 246-2559 sayı ile;
1- Sanık Mehmet yönünden;
a ) Sanık hakkında dosya ve delillere uygun düşmeyen şekilde tahrik hükmünün uygulanması,
b ) 6136 Sayılı Yasaya aykırılıktan kurulan hükümde özgürlüğü bağlayıcı cezanın sanığın yaşı nedeniyle para cezası veya diğer tedbirlerden birine çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi,
2- Sanık Fatma yönünden, mahkûmiyetine yeterli kesin delil bulunmadığı nazara alınarak beraati yerine cezalandırılmasına karar verilmesi isabetsizliğinden, ikinci bozma nedeninde Daire Başkanı T.G. ile Üye O. Ş.'in, sanık Fatma'nın eyleminin adam öldürme suçuna fer'i iştirak olduğu ve hakkında TCY'nın 65/1. maddesinin uygulanması gerektiğine ilişkin karşı oyları ve oyçokluğu ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 3.10.2001 gün ve 260-293 sayı ile bozmanın 1/b bölümüne uyup gereğini yerine getirmiş, diğer bozma nedenleri yönünden önceki hükümde direnmiştir.
Sanık Fatma yönünden kendiliğinden temyize tabi olan bu kararın da C. Savcısı ve sanık Fatma vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C. Başsavcılığının sanık Mehmet yönünden "onama", sanık Fatma yönünden "bozma" istekli, 29.4.2002 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : İncelenen dosya içeriğine göre; 28.7.1997 günü yapılan ilk oturumda, maktülün oğlu Ekrem'in gelerek şikâyet dilekçesi verdiğinin görüldüğü, okunduğunda sanık Fatma'nın cezalandırılmasını istediğinin anlaşıldığı hususlarının tutanağa geçirildiği görülmektedir. Ancak, dosya içerisinde söz konusu dilekçeye rastlanmadığı gibi, yakınan Ekrem'in davaya katılması veya katılmaması konusunda bir karar verilmediği ve yokluğunda verilen hükmün kendisine tebliğ edilmediği de anlaşılmaktadır.
Dosyanın esasına ilişkin temyiz incelemesine geçilmeden önce bu husus Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi gereğince ön sorun olarak ele alınıp incelendiğinde; Ceza Genel Kurulunun ve özel dairelerin süreklilik gösteren kararlarına göre kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye verilen dilekçelerle sanığın cezalandırılmasının istenmesi davaya katılma istemi niteliğinde olup, bu halde yoklukta verilen kararların dilekçe sahibine tebliği gerekmektedir.
Yukarıda da belirtildiği üzere, maktülün oğlu olan yakınan Ekrem'in verdiği belirtilen dilekçenin niteliğinin belirlenebilmesi için öncelikle bu dilekçenin bulunarak dosya içine konulması ve bu husus yerel mahkemece davaya katılma hükümleri yönünden değerlendirilerek yokluğunda verilen hükmün yakınana tebliği gerekmektedir. Bu nedenle söz konusu dilekçenin akibetinin araştırılarak bulunması halinde dosya içine konması ve yokluğunda verilen hükmün dilekçe sahibi yakınan Ekrem'e tebliği ile tebligat evrakının ve hükmü temyiz etmesi halinde temyiz dilekçesinin de eklenmesinin sağlanması, hüküm temyiz edilmese dahi kısmen kendiliğinden temyize tabi olması nedeniyle ve C. Savcısı ile sanık Fatma vekilinin temyizleri yönünden temyiz incelemesi yapılabilmesi için geri gönderilmek üzere dosyanın, incelenmeksizin yerine iadesine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle duruşma tutanağında yakınan tarafından 28.7.1997 günlü oturumda verildiği belirtilen dilekçenin akibetinin araştırılarak, bulunması halinde dosya içine konması ve yerel mahkeme hükmünün yokluğunda karar verilen Ekrem'e tebliği ile tebligat evrakının ve hükmün temyiz edilmesi halinde temyiz dilekçesi de eklenerek, hüküm temyiz edilmese dahi kısmen kendiliğinden temyize tabi olması ve C. Savcısı ile sanık Fatma vekilinin temyizleri yönünden inceleme yapılabilmesi için geri gönderilmek üzere dosyanın incelenmeksizin yerine iadesinin sağlanması amacıyla Yargıtay C. Başsavcılığına tevdiine, 28.5.2002 günü oybirliğiyle karar verildi.