 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 2001/7-77
K: 2001/76
T: 1.5.2001
- TOPLU KAÇAKÇILIK ( Uyma Kararının Davanın Esasını Çözümleyen Bir Karar Olup Ara Kararı Niteliğinin Olmaması )
- UYMA KARARI ( Davanın Esasını Çözümleyen Bir Karar Olup Ara Kararı Niteliğinin Olmaması )
- ARA KARAR ( Uyma Kararının Davanın Esasını Çözümleyen Bir Karar Olup Ara Kararı Niteliğinin Olmaması )
- YEREL MAHKEMECE BOZMAYA UYULDUĞU YÖNÜNDE KARAR VERİLMESİ (Mahkemenin Bozma Kararında Gösterilen Esaslar Doğrultusunda İşlem Yapması)
1412/m.261,268
DAVA : Toplu kaçakçılık suçundan sanık Apti Sarıdağ'ın 1918 sayılı Yasanın 27/2-3, 33/son, TCY.nun 81/1-3 maddeleri gereğince 8 yıl 10 ay 4 gün ağır hapis, sanıklar Hüseyin K... ve Abdulvahap K...ın ise 1918 sayılı Yasanın 27/2-3, 33/son maddeleri uyarınca ayrı ayrı 8 yıl 9 ay 18 gün ağır hapis cezasıyla ve her üç sanığın müteselsilen olmak üzere 45.657.784.180 lira ağır para cezasıyla, sanıklar Harun K.... ve Tuncer K...'ın 1918 sayılı Yasanın 27/2-3, 33/son, 33/1. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 4 yıl 4 ay 24 gün ağır hapis ve ikili birli sisteme göre, toplam para cezasının 5.707.223.022 liralık kısmından diğer sanıklarla birlikte sorumlu tutulmalarına ve tüm sanıkların fer'i cezayla cezalandırılmalarına, vekalet ücreti ve nispi harca ilişkin İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesince 11/12/1997 gün ve 252-267 sayı ile verilen kararın katılan idare vekili ile sanıklar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 03/06/1998 gün ve 2330-5031 sayı ile;
"I- Sanıklar Harun K... ve Tuncer K... vekilleri ile bu sanıklara ilişkin müdahil idare vekilinin temyizine göre yapılan incelemede;
l- Sanık Apti S...'ın yurtdışından yasal olmayan yollardan temin ettiği dava konusu altınları eritip takoz haline getirmek için önceden tanıdığı sanık Hüseyin K... ile birlikte kuyumculuk faaliyetiyle iştigal eden sanıklar Harun K... ve Tuncer K...'a giderek altınları takoz haline getirilmesini talep etmeleri üzerine, bu iki sanığın altınları getiren Apti S...'ın nüfus cüzdanı fotokopisini alıp, eriterek takoz haline getirdikleri altınları iade ettikleri, anılan altınları alan sanıklar Apti S... ve Hüseyin K...'ın takoz halindeki altınları piyasaya sürüp satması bakımından sanık Abdulvahap K...'a verdikleri ve ihbar üzerine bu kişinin altınları satmaya çalıştığı sırada suça konu altınlarla birlikte yakalandığı ve ifadeleriyle diğer sanıkları Apti S... ve Hüseyin K...'ın da ele geçirildiği oluş ve dosya içeriğinden anlaşıldığına göre, sanıklar Harun K... ve Tuncer K...’ın eritip takoz haline getirdikleri altınların sanıklar Apti S... ve Hüseyin K... tarafından nasıl temin edildiğini ve yurda yasal yollardan girip girmediğini bilip bilmedikleri hususunda maddi delil bulunmadığı cihetle anılan sanıkların, sanıklar Apti S... ve Hüseyin K...'ın suçlarına bilerek iştirak ettiklerine dair savunmalarının aksini gösteren yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilerek beraatlerine karar verilmesi gerekirken dosya içeriğine uygun bulunmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm tesisi.
Kabul ve uygulamaya göre de,
2- Toplu kaçakçılık suçundan mahkumiyetlerine karar verilen Harun K... ve Tuncer K... haklarında 1918 sayılı Yasanın 33/1. maddesi uygulandığına göre ikili birli kural gereği 8 hisse üzerinden 45.657.784.180 lira tazmini ağır para cezası, 1.643.680.200 lira nisbi harç ve 113.871.136 lira nisbi vekalet ücretinin tamamından sanıklar Apti S..., Hüseyin K... ve Abdulvahap K...'ın hisselerine isabet eden 5.707.223. 022 şer lira tazmini ağır para cezası, 205.460.000 er lira nisbi harç ve 14.233.892 şer lira nisbi vekalet ücretinden sanıklar Harun K... ve Tuncer K...’ın sorumlu olmaları koşuluyla sanıklardan müteselsilen alınmasına karar verilmesi gerekirken sanıklar Harun K... ve Tuncer K... için tazmini para cezasında, ayrı ayrı hisselerinin gösterilmemesi ve ayrıca bu sanıklar yönüyle nisbi harç vekalet ücretinin hükmolunan para cezasının tamamı yerine hisseleri üzerinden hesaplanması,
II- Sanıklar Apti S..., Hüseyin K... ve Abdulvahap K... vekilleri ile bu sanıklar yönüyle müdahil idare vekilinin temyizine gelince,
Sanıklar Apti S..., Hüseyin K... ve Abdulvahap K... ile ilgili olarak yapılan duruşma sonunda toplanan deliller karar yerinde irdelenerek suçlarının sübutu kabul edilmiş, olay niteliğine ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç vasfı tayin, cezayı artırıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde aşağıda gösterilen sebepler dışında bir isabetsizlik bulunmamış olduğundan anılan sanıklar vekillerinin temyiz dilekçelerinde ve duruşmalı inceleme sırasında ileri sürdükleri subuta, vasfa ve sair hususlara değinen temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Sanık Apti S... bakımından sürücü belgesi, vekaletname, adli sicil kaydı ve iddianamede adı Abdi olarak belirtildiği halde, nüfus kaydında Apti olarak yazıldığı gözetilerek bu husus araştırılıp kayıtlar arasındaki aykırılığın giderilmesi ve gerektiğinde iddianamenin de düzelttirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve bunun yanında sanığın nüfus kaydında anne adı Gülizar, cilt numarası 059/01 yazılı olduğu halde gerekçeli kararda anne adı Gülizar, cilt numarası 050/01 olarak yazılması.,
2- Sanık Hüseyin K...'ın iddianamede soyadının kardeş ve doğum tarihinin 1975 olarak yazıldığı halde, soyadının K... ve doğum tarihinin 1952 olarak düzelttirilmemesi,
3- Sanık Abdulvahap K...'ın iddianamede doğum tarihinin 1976 ve nüfusa kayıtlı olduğu köyün Gündüz köyü olarak yazıldığı halde nüfus kaydına uygun şekilde doğum tarihinin 1948 ve nüfusa kayıtlı olduğu yerin Taşmış köyü olarak düzelttirilmemesi,
4- Sanık Apti S...'ın tekerrüre esas alınan mahkumiyeti Küçükçekmece Sulh Ceza Mahkemesinin 26/06/1992 gün ve 1992/287 esas, 1992/849 karar sayılı hükmü ile TCK.nun 456/4, 457/1. maddelerinin uygulanması suretiyle ve doğrudan ağır para cezası olarak verilen ve 28/09/1992 tarihinde infaz edilen 160.000 lira ağır para cezası olup, CMUK.nun 305/1 maddesi uyarınca kesin olarak verilen bu kararın aynı maddenin son fıkrası uyarınca tekerrüre esas olamayacağı gözetilmeden hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezanın TCK.nun 81/1-3. madde ve fıkralarıyla artırılması,
5- Sanıklar Apti S..., Hüseyin K... ve Abdulvahap K... vekilinin 09/12/1997 günlü savunma dilekçesinde TCK.nun 59. maddesinin uygulanmasını talep ettiği halde bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi,
6- Olaya el konmasını müteakip görevlilerce düzenlenen ifadeli olay tutanağı ve 02/09/1997 günlü zabıta yazısı içeriğine göre ifadesiyle oluşu, eylemin niteliğini açıklayıp şerikleri Apti S... ve Hüseyin K...'ın adlarını bildirmek suretiyle olayın etrafıyla meydana çıkarılmasına yardım ve hizmet etmiş bulunan sanık Abdulvahap K... hakkında 1918 sayılı Yasanın 49/2. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması" isabetsizliklerinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada bir kısım bozma gerekleri yerine getirilmiş ve yargılama sonucunda 09/06/1999 gün ve 169-89 sayı ile gerekçeli kararda bozma ilamının ( I ) numaralı kısmı yönünden bozmaya uyulmadığı bildirilmek suretiyle, "Zira sanıklar Harun K... ve Tuncer K... altın eritme işi ile iştigal eden kimselerdir. Erittikleri altının kaçak olup olmadığını bilecek durumdadırlar. Kaldı ki sanıklardan, Harun hazırlık ifadesinde altınları kontrol ettiğini ve bunların yeni vitrin malı olup bu nedenle eritmek istemediğini bilahare Apti Sarıdağ'ın kimlik suretini alarak erittiğini söylemekle bu altınların kaçak olduğunu Öğrendiği, ancak diğer sanıkların ısrarları karşısında bu eylemi işlediği ve ileride kendisini suçtan kurtarmak için Apti Sarıdağ'ın kimliğini aldığı açıktır. Kardeşi olan Tuncer K...'ın ise ifadesinde altınları kontrol etmeden Hüseyin K...'ın sözüne güvenerek erittiğini bildirmiş bilahare çelişkili ifadeler vermiş olması karşısında bunun da bu altınların kaçak olduğunu bildiği ortadadır." gerekçesiyle sanıkların önceki hükümdeki gibi cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
Bu kararın da katılan idare vekili ve sanık vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay C. Başsavcılığının "düzeltilerek onama" istekli 26.1.2001 günlü tebliğnamesiyle 7. Ceza Dairesine ve özel Dairece de 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunda duruşmalı inceleme yapılmasına olanak bulunmadığından, bu hususa ilişen isteğin reddiyle evrak okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Yerel Mahkemece 19/06/1998 günlü oturumda Özel Daire bozma kararına uyma karan verilmesine karşılık, 09/06/1999 gün ve 169-89 sayılı gerekçeli kararda bozma ilamının ( I ) numaralı kısmı yönünden bozmaya uyulmadığı bildirilip, sanıklar Harun ve Tuncer'in eylemlerinin sabit olduğu gerekçeleriyle açıklanarak önceki hükümdeki gibi cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
Ceza Genel Kurulunun yerleşik ve süreklilik gösteren kararlarında da vurgulandığı üzere, "uyma karan" davanın esasını çözümleyen bir karar olduğundan "ara kararı" niteliğinde değildir. Yerel Mahkemece bozmaya uyulduğu bildirilmekle artık bozma kararında gösterilen esaslar doğrultusunda işlem yapıp, uygun karar verme ödevi doğar. Sonradan bu kararın bir kısmından veya tümünden açıkça ya da zımnen geri dönülerek ilk hükmün aynen ve yeniden kurulması, önceki "uyma" kararının hüküm ve sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
Bu itibarla Yerel Mahkeme hükmünün, diğer yönleri incelenmeksizin öncelikle bu usul yanılgısı nedeniyle bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme hükmünün diğer yönleri incelenmeksizin öncelikle saptanan usul yanılgısı nedeniyle BOZULMASINA, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına tevdiine 01/05/2001 günü tebliğnamedeki isteme aykırı olarak oybirliği ile karar verildi.