 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 2001/7-292
K: 2002/147
T: 29.1.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* İKİNCİ KEZ SÜRÜCÜ BELGESİZ ARAÇ KULLANMAK
ÖZET: 17.9.1999 günü sürücü belgesiz araç kullanması nedeniyle yapılan ön ödeme uyarısına uyacak TCY.nın 119. maddesine göre ortadan kaldırılan davası 23.11.1999 günü kesinleşen sanık, esas alınan "kesinleşme gününden itibaren bir yıl içinde ve 14.10.2000 günü yeniden sürücü belgesiz araç kullanırken yakalandığından 2. kez sürücü belgesiz araç kullanmak" suçundan cezalandırılması yasaya uygundur.
(2918 s. Trafik K. m. 36/3, 112/son)
(765 s. TCK. m. 81)
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Sürücü belgesiz araç kullanmak suçundan sanık Hasan'm 2918 sayılı Yasanın 36/3, TCY.nın 119/7 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 189.090.000 lira hafif para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin (Şalpazarı Sulh Ceza Mahkemesi)nce 26.3.2001 gün ve 138-64 sayı ile verilen kararın Yerel C.Savcıları tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 1.11.2001 gün ve 12093- 16818 sayı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı 7.12.2001 gün ve 68218 sayı ile;
"2918 sayılı Yasanın 36/3. maddesinde "sürücü belgesi sahibi olmadan trafiğe çıkanlara ilk tespitte bir aydan iki aya kadar, tekrarı halinde iki aydan üç aya kadar hafif hapis cezası verilir" hükmü getirilmiştir.
Aynı Yasanın 112/son maddesinde ise; "Bu kanunda yer alan suçun tekrarından maksat daha önce verilmiş hükmün kesinleşme tarihinden itibaren 1 yıl içinde aynı suçun tekrar işlenmesidir." hükmü yer almaktadır. Görüldüğü üzere TCY.81. maddede tekerrür için infaz arandığı halde burada hükmün kesinleşmesi aranmaktadır. Ceza Genel Kurulunun 1.6.1997 gün ve 190-333 sayılı kararında belirtildiği üzere suçun tekrarlandığının kabulü için hukuken
geçerli bir mahkumiyet kararı verilmesi ve bu kararın da kesinleşmiş olması gerekir.
2918 sayılı Yasanın 112/son maddesinde belirtilen bir suçun işlendiğinin kabulü için o suç için açılan davada yargılama yapılarak mahkumiyet kararı verilmesi ve bu mahkumiyet kararının kesinleşmesi icap eder. Olayımızda sanık hakkında daha önce aynı suç nedeniyle açılan dava önödeme nedeniyle ortadan kaldırıldığından suçun işlenip işlenmediği kesinleşmiş mahkumiyet kararıyla anlaşılamamıştır. Bu nedenle de önceki eylem tekerrüre esas alınamaz.
Aynı konuda verilen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.1.2001 gün ve 3-9 sayılı ilamı da görüşümüzü doğrulamaktadır." görüşüyle itiraz yoluna başvurarak Özel Daire kararının kaldırılmasına ve Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki çözümlenmesi gereken uyuşmazlık somut olayda, sanığın sürücü belgesiz araç kullanmak suçunu, 2918 sayılı Yasanın 36. maddesinin 3. fıkrası hükmünde gösterildiği şekilde tekrar işlenmiş olup olmadığının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
Konuya ilişkin yasal düzenlemeler incelendiğinde; 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 36. maddesinin 3. fıkrasında, "sürücü belgesi sahibi olmadan trafiğe çıkanlara ilk tespitte bir aydan iki aya kadar, tekrarı halinde iki aydan üç aya kadar hafif hapis cezası verilir" hükmü getirilmiştir.
Aynı Yasanın 112. maddesinin 5. fıkrasında, "Bu Kanunun uygulanmasında, suçun tekrarından söz edilen maddelerinin dışında tekerrür hükümleri uygulanmaz";
fıkrasında, "Bu Kanuna göre verilen hükümler diğer kanunlara göre, diğer kanunlara göre verilen hükümler bu Kanuna göre işlenen suçlarda tekerrüre esas olmaz."; fıkrasında ise, "Bu Kanunda yer alan 'suçun tekrarından maksat, da ha önce verilmiş hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıl içinde aynı suçun tekrar işlenmesidir" hükümleri yer almaktadır.
Görüleceği üzere 2918 sayılı Yasa, 112. maddesiyle bu Yasada belirtilen suçlara ilişkin olarak tekerrür hükümlerinin uygulanması bakımından TCY. sının genel hükümlerinden ayrılıp tamamen kendine özgü özel bir düzenleme getirmiştir.
Oysa 2918 sayılı Yasanın 36. maddesinin üçüncü fıkrasında sürücü belgesi olmadan trafiğe çıkma suçunun tekrarına değinilmesi tekerrür hükümlerinin uygulanmasına değil, eylemin tekrar edilmesinin bu suçun bir tür nitelikli hali kabul edilerek yaptırımının belirlenmesine ilişkin bir düzenlemedir. Diğer bir anlatımla maddede kullanılmış olan (tekrar) sözcüğü, suçun 112. maddede belirtildiği şekilde tekerrürüne ilişkin olmayıp sürücü belgesiz araç kullanmanın tekrar tesbitine yöneliktir. Bu doğrultudaki kabul yasa koyucunun, ülkede olağan artışlar gösteren, giderilmesi olanaksız can ve mal kayıplarına neden olan trafik kazalarını önleme bakımından madde metninde yaptığı yasal değişikliklerdeki gerekçelerine de uygun bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen düşünceler ışığında Ceza Genel Kurulunun önceki iki kararında ulaşılan çoğunluk görüşünden ayrılınmasının uygun olacağı kabul edilmiştir. O halde, bu özel yasa ile getirilen düzenleme çerçevesinde, ilk eylemden dolayı mahkemece önödeme nedeniyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına ilişkin verilen karar ile sürücü belgesiz araç kullandığı tespit edilen kişinin, bu suçu "tekrar" işlediğinin belirlenmesi halinde, ikinci kez sürücü belgesiz araç kullanmak suçundan dolayı cezalandırılması gerekmektedir.
Kaldı ki, ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 5.2.1990 gün ve 367-6 sayılı kararında da açıklandığı üzere, özel yasa gereği doğrudan doğruya mahkemeye intikal eden bir davada, yapılan uyarı üzerine önödemede bulunulması nedeniyle ortadan kaldırma kararı verilmesi halinde, bu karar bitirici (son) karar, hüküm niteliğindedir. Bu niteliği nazara alındığında ve 2918 sayılı Yasanın 112. maddesinin 7. fıkrasında önceki hükmün kesinleşmesinden söz edilmesi karşısında, önödeme nedeniyle ortadan kaldırma kararının, bu özel tekerrür düzenlemesine esas alınması da olanaklıdır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alınarak değerlendirildiğinde;
14.10.2000 tarihinde yapılan trafik kontrolünde sanık Hasan'ın sürücü belgesi olmadan araç kullandığı saptanmış, düzenlenen suç tutanağı ile birlikte Sulh Ceza Mahkemesine gönderilmiş ve ikinci kez sürücü belgesiz araç kullandığı bildirilmiştir. Yapılan araştırma sonucunda, daha önce sanık hakkında 17.9.1999 tarihinde sürücü belgesiz araç kullanmak suçundan dolayı trafik suç tutanağı düzenlendiği ve sevk edildiği Beşikdüzü Sulh Ceza Mahkemesince 30.9.1999 gün ve 92-77 sayı ile önödeme ihtarına uyduğundan TCY.nm 119. maddesi uyarınca, hakkındaki davanın ortadan kaldırılmasına karar verildiği, bu kararın 23.11.1999 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Sanık, savunmasında ikinci kez sürücü belgesiz araç kullanırken yakalandığını, suç tutanağının doğru olduğunu beyan etmiştir. O halde, önödeme nedeniyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına ilişkin önceki hükmün kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde tekrar aynı eylemi icra eden sanığın, ikinci kez sürücü belgesiz araç kullanmak suçundan cezalandırılmasına ilişkin Yerel Mahkeme hükmü ile bu hükmü onayan Özel Daire kararı isabetli ve yasaya uygundur.
Bu itibarla Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan kurul üyeleri ise, "Ceza Genel Kurulunun 30.1.2001 gün ve 3-9 sayılı ve 1.6.1987 gün ve 190-333 sayılı kararlarında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere suçun tekrarlandığının kabul edilebilmesi için, sanık hakkında usulüne uygun şekilde açılan bir davada, hukuken geçerli mahkûmiyet kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi gerekir. Önödeme nedeniyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına ilişkin kararların ise, mahkûmiyet hükmü niteliğinde olmamaları nedeniyle özel de olsa tekerrür uygulamasına esas alınması olanaksızdır. Bu itibarla haklı nedenlere dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir." görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
Sonuç : Açıklanan nedenlerle Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının (REDDİNE) dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına tevdiine, 29.1.2002 günü oyçokluğu ile karar verildi.