 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 2001/7. HD-179
K: 2001/189
T: 2.10.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ÖNCEDEN DÜZENLENİP BOŞLUKLARI
- DOLDURULAN KARARLARIN KULLANILMASI
ÖZET : Sanığın hükümlülüğüne ilişkin gerekçeli kararın önceden düzenlenip çoğaltılarak sanığın ismi, suç, suç günü kısımlarının daktilo ile doldurularak kullanılması; yasal ya da takdiri indirim nedenlerinin uygulanıp uygulanmayacağı bakımından önceden ortak bir yargıya varılmış olduğu kuşkusunu yaratması ve CYY.nın 32 ve 264. maddeleri hükümlerine ve "cezanın kişileştirilmesi" ilkelerine aykırı olduğundan bozma nedenidir.
(1412 s. CMUK. m. 32, 264)
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taahhüdü ihlal suçundan sanık Yonca'nın İİY.nın 340. maddesi uyarınca 1 ay hafif hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin (Ankara 12. icra Ceza Mahkemesince verilen 10.7.2000 gün ve 1445/2609 sayılı hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Hukuk Dairesince 10.5.2001 gün ve 2714/2668 sayı ile;
"Borçlu sanığın temyiz dilekçesinde ekli makbuz ve dekontlardan borcun büyük bir kısmının mahkemece hüküm verilmeden önce ödendiği anlaşıldığından sanık hakkında TCK.nun 59. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yargıtay C. Başsavcılığı ise 3.7.2001 gün ve 145967 sayı ile,
1- Gerekçeli kararın önceden matbu nitelikte hazırlanarak, sonradan aralarının sanık ismi, suç, suç tarihi kısımlarının doldurulması suretiyle Anayasanın 141 ve CYUY.nın 32. maddelerine aykırı davranıldığı,
2- 4.2.2000 tarihli taahhütte borç miktarının gösterilmediği, taahhüdün hukuken geçersiz olduğu, görüşüyle itiraz yoluna başvurarak Özel Daire kararının kaldırılmasına ve hükmün belirtilen nedenlerle bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
Sanığın taahhüdü ihlal suçundan cezalandırılmasına karar verilen olayda; Özel daire çoğunluğu ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık,
1- Önceden hazırlanıp araları doldurulmak suretiyle gerekçeli karar oluşturmanın usul kurallarına aykırı bulunup bulunmadığı,
2- Ödeme taahhüdünün hukuken geçerli olup olmadığı, noktalarında toplanmaktadır.
1. uyuşmazlık konusu usule ilişkin bulunduğundan öncelikle bu husus ele alınıp değerlendirilmiştir.
Bir ceza mahkemesi kararı, iddia, savunma ve mahkeme arasında geçen yargılama sürecinin son aşamasıdır. Bu nedenle bir kararın (doğru) olduğu ancak gerekçelenerek gösterilebilir. Gerekçe ise, süreklilik gösteren Ceza Genel Kurulu kararlarında da vurgulandığı gibi hükmün dayanaklarının akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun açıklamasıdır. Bu itibarla gerekçenin dosyadaki bilgi ve belgelerin, gerektiğinde sanıkların kişiliklerinin değerlendirildiğini gösterir biçimde yeterli ve yasal olması zorunludur. Yasal ve yeterli olmayan gerekçeye dayanılması yasa koyucunun amacına ters düşeceği gibi uygulamada da keyfiliğe yol açabilir.
Kaldı ki, matbu hale getirilerek bırakılan boşlukları doldurulmak suretiyle oluşturulan gerekçeli kararlar, yasal veya takdiri indirim nedenlerinin uygulanıp uygulanmayacağı bakımından aynı nitelikteki davalar itibariyle önceden ortak bir yargıya varılmış olduğu kuşkusunu da yaratabilir. Nitekim somut olayda Özel Dairenin bozma nedeni yaptığı, sanık hakkında takdiri indirim nedeninin uygulanmasının tartışılmaması hususu, gerekçeli kararın önceden matbu olarak hazırlanmış olmasının ortaya çıkardığı zorunluluktan da kaynaklanmış olabilir.
İncelenen dosyada; sanığın mahkumiyetine ilişkin gerekçeli kararın önceden düzenlenip çoğaltılarak sanık ismi, suç, suç tarihi kısımlarının daktilo ile doldurulmak suretiyle oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Matbu karar kullanılması özde Yargılama Yasamızın buyurucu nitelikteki 32 ve 264. maddeleri hükümleri ile yargılama ve cezanın kişiselleştirilmesi ilkelerine aykırı olduğundan Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının kabulüyle Özel Daire bozma kararının kaldırılarak sair yönleri incelenmeyen Yerel Mahkeme hükmünün öncelikle açıklanan bu usul yanılgısı nedeniyle bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan kurul üyeleri, matbu gerekçeli karar kullanılmasının yasaya aykırı olmadığı görüşüyle itirazın reddi yönünde oy kullanmıştır.
Sonuç : Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının KABULÜNE, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 10.5.2001 gün ve 2714/2668 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA, sair yönleri incelenmeyen Yere! Mahkeme hükmünün öncelikle bu nedenle (BOZULMASINA), 2.10.2001 günü oyçokluğuyla karar verildi.