 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 2001/6-111
K: 2001/116
T: 29.5.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- DAVAYA KATILMA ZAMANI
- TEMYİZ İSTEMİ
ÖZET : CYUY.sının 365 ve 366. maddeleri hükümlerine göre kamu davasına katılma, kamu davasının açılması ile hüküm kurulması arasında geçen süreç içerisinde olanaklıdır. Hüküm kurulup mahkemenin işten el çekmesinden sonra vukubulan katılma talebine dayalı temyiz isteğinin reddine karar verilmelidir.
(1412 s. CMUK. m. 365,366)
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Hırsızlık suçundan sanıklar Yusuf, Serkan, Ömer, Ali, Erdal ve Zahrettin'in beraatlerine ilişkin (Bahçe Asliye Ceza Mahkemesi)nce 29.6.1999 gün ve 60-83 sayı ile verilen kararın yakınan Botaş şirketi vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 9.4.2001 gün ve 5449-5163 sayı ile;
"Müşteki idare vekili 16.7.1999 havale tarihli dilekçesi ile davaya katılma isteminde bulunduğu halde, bu konuda olumlu ya da olumsuz karar verilmemesi" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Yargıtay C.Başsavcılığı ise 17,5.2001 gün ve 105304 sayı ile; "Bahçe C.Başsavcılığınca 24.5.1999 gün ve 73-56 sayılı iddianame ile tüm sanıklar hakkında hırsızlık suçundan kamu davası açılmış ve olayın müştekisi olarak Botaş A.Ş. İşletme Müdürlüğü gösterilmiştir. Yerel Mahkemece müşteki kuruma duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılmış, ancak kurum temsilcisi ya da vekili duruşmaya katılmamış, 29.6.1999 tarihli, celsede duruşma sonuçlandırılarak tüm sanıkların beraatlerine karar verilmiş, gıyabi gerekçeli kararın müşteki kuruma tebliği üzerine vekili kararı yasal süresinde temyiz etmiştir.
Kamu davasına katılmayı düzenleyen CYUYnın 365. maddesinde vurgulanmak istenen husus, hazırlık aşamasında açılmış bir kamu davasından söz edilemeyeceğine göre, son soruşturma aşamasında yani iddianame ile kamu davasının açılmasından, yargılamanın bitirilip hüküm verilinceye kadar geçen süreçte kamu davasına katılmanın olanaklı olacağı hususudur.
Somut olayda müşteki kurum iddianame düzenlenmesinden sonra, sanıklar hakkında beraat kararı verildiği tarih olan 29.6.1999 tarihine kadar davaya usulen başvurup müdahil olmamıştır. Bilahare hüküm tarihinden sonra gönderdiği 14.7.1999 havale tarihli dilekçeyle davaya katılma isteminde bulunmuştur.
Yerel Mahkemenin kararı ile ilgili C.Savcısı ya da sanık temyizlerinin de bulunmadığı nazara alınarak yasa yolu aşamasında davaya katılmak olanaklı değildir." görüşüyle itiraz yoluna başvurarak Özel Daire kararının kaldırılması, yakınan kurumun temyiz isteminin CYUY.nın 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
Somut olayda çözümlenmesi gereken sorun özde,hüküm kurulduktan sonra kamu davasına katılma olanağı bulunup bulunmadığının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
Kamu davasına katılma konusu CYUY.nm 365 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir. Yasanın 365. maddesinin 1. fıkrasında, "Suçtan zarar gören her şahıs, tahkikatın her halinde müdahale yolu ile kamu davasına iltihak edebilir.";
366. maddesinde ise, "Müdahale, merciine verilecek bir dilekçe veya tutanak tutulmak üzere zabıt katibine yapılacak bir beyanla olur. Bu tutanak reis veya hakime tasdik ettirilir.
Bu merci, Cumhuriyet Savcısını dinledikten sonra davaya müdahale talebinin kabule şayan olup olmadığına karar verir." hükümleri yer almaktadır.
Görüldüğü gibi, suçtan zarar gören kişilerin, merciine verecekleri bir dilekçe veya bu konuda tutanak düzenlenmek üzere tutanak katibine yapacakları beyanın hakime onaylattırılması ile kamu davasına katılmaları olanaklıdır. Kamu davasına katılmada bir süre bulunup bulunmadığı sorununa gelince; yasada bu konuda açık bir hüküm yer almamaktadır. Ancak yukarıda değinilen başvurma yöntemi ve Ceza Genel Kurulunun 16.4.1996 gün ve 71-83 sayılı kararı ile süreklilik gösteren diğer kararlarına göre davanın açıldığı andan itibaren hüküm verilinceye dek, bir başka anlatımla ancak son soruşturma aşamasında davaya katılma isteminde bulunulabilir.
Bu sürecin dışında, kamu davası açılmadan ya da hüküm verilip mahkeme elini işten çektikten sonra katılma isteminde bulunması olanaksız olup, yakınan artık katılan sıfatını alamayacağından davayı takip ve hükmü temyiz etme yetkisi de yoktur.
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alınıp incelendiğinde; Sanıklar hakkında hırsızlık suçunu işledikleri iddiasıyla Bahçe C.Başsavcılığınca 24.5.1999 gün ve 144-73 sayılı iddianame ile kamu davası açıldığı, Yerel Mahkemece aynı gün düzenlenen tensip tutanağında duruşmanın 29.6.1999 gününe bırakıldığı tensip karan gereğince duruşma günü ve iddianamenin bir örneğinin yakman şirkete 3.6.1999 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve belirtilen tarihte yapılan oturumda yakman şirketin yokluğunda sanıkların beraatlerine karar verildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, hazırlık soruşturması aşamasında yakınan şirket yetkili memuru aracılığıyla C.Savcılığına başvurup soruşturma evrakının bir örneğini de almıştır.
Sanıklar hakkında yapılan hazırlık soruşturmasından ve usulünce yapılan tebligat ile açılan kamu davasından ve duruşma gününden haberdar olan yakınan şirket, duruşmaya vekilini gönderip davaya katılma isteğinde bulunmamıştır. Buna rağmen, 29.6.1999 tarihinde hüküm verilmesinden sonra, vekilleri Adana Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi aracılığıyla gönderdikleri 14.7.1999 havale tarihli dilekçe ile davaya katılma isteminde bulunmuşlar, gerekçeli kararırı 10.8.1999 tarihinde tebliği üzerine de 13.8.1999 havale tarihli dilekçe ile hükmü temyiz ettiklerini bildirmişlerdir.
Bu oluşa göre, son soruşturma aşamasında CYUY.nın 366. maddesi uyarınca davaya katılma isteminde bulunmayan ve hüküm verildikten sonra davaya katılması olanaksız olan yakınan şirketin hükmü temyiz etme yetkisi de yoktur. Bu itibarla haklı nedenlere dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
Sonuç : Açıklanan nedenlerle Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının (KABULÜNE), Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 9.4.2001 gün ve 5449-5163 sayılı kararının (KALDIRILMASINA), hükmü temyiz etme yetkileri bulunmayan yakınan vekillerinin temyiz istemlerinin CYUY.nın 317. maddesi gereğince (REDDİNE), dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 29.5.2001 günü oybirliğiyle karar verildi.