 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 2001/4 MD-25
K: 2001/33
T: 27.2.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- GÖREVİNDE DİKKATSİZLİK VE ÖZENSİZLİK
- 4416 SAYILI YASAYA GÖRE DAVANIN ERTELENMESİ
- İTİRAZ - TEMYİZ
ÖZET: Davayı sonuçlandırmayan ve nihai hükümden önce verilip, mahkemenin dava ile bağlantısını kesmeyen, ancak kanıt değerlendirmesi yaparak nihai hükme ulaşma olanağını kaldıran kararların temyizi olanaklı değildir.
Sanığın 4616 sayılı Yasa uygulanarak hakkında verilen bu erteleme kararına karşı yargılamanın sürdürülerek beraat karan verilmesine ilişkin başvurduğu yasa yolu temyiz değil itiraz niteliğindedir.
CYUY. nın 299. maddesinin 1. fıkra 4/C bendi uyarınca, verilen erteleme kararına karşı sanığın itirazını incelemek görevi, Yargıtay 4. Ceza Dairesini sıra numarası bakımından takip eden Yargıtay 5. Ceza Dairesinindir.
(1412 s. CMUK. m. 223, 253, 299/1-4/C)
(765 s. TCK. m. 230)
(4616 s. ŞSEK. m. 1)
Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.8.2000 gün ve 228/272 sayılı kararı ile sanık Nurettin'in görevi savsama suçundan dolayı TCY.sının 230. maddesi uyarınca cezalandırılması için son soruşturmanın Yargıtay 4. Ceza Dairesinde açılmasına karar verilmiştir.
Yapılan yargılama sırasında Yargıtay 4. Ceza Dairesi 25.1.2001 gün ve 17/3 sayı ile; suçun tür ve niteliğine, suç tarihine göre, 4616 sayılı Yasanın 1. maddesinin 4. bendi uyarınca davanın ertelenmesine karar vermiştir.
Bu karara karşı sanık tarafından temyiz davası açılması üzerine dosya, Yargıtay C. Başsavcılığının "onama" istekli 2.2.2001 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
Cumhuriyet Savcısı olan sanığın, 4.11.1997 günü üç kişinin ölümü ile sonuçlanan olayda yeterli inceleme yapıp kanıtları yöntemince toplamadan kovuşturmaya yer olmadığına karar vermek suretiyle görevinde dikkatsiz ve özensiz davrandığı iddiasıyla TCY.nın 230. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan davada, Yargıtay 4. Ceza Dairesince 4616 sayılı Yasanın 1. maddesinin 4. bendi uyarınca davanın ertelenmesine karar verilmiştir.
Sanık, yargılamanın sürdürülerek hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle anılan karara karşı süresinde yasa yoluna başvurmuştur. Ancak, Özel Dairece davanın esası hakkında bir hüküm kurulmamış olması da nazara alındığında, söz konusu karara karşı başvurulan yasa yolunun "temyiz" mi yoksa, "itiraz" mı olacağı ön sorun olarak ele alınıp öncelikle değerlendirilmelidir.
4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Daire Yasanın 1. maddesi ile üç hal düzenlenmektedir. Bu haller, maddenin 5. bendinde onbir alt bent halinde sayılarak kapsam dışı bırakılmış suçlar dışında kalan ve 6, 8 ve 9. bentlerde öngörülen koşullar söz konusu edilemeyen suçlar için, cezadan indirim, şartla salıverilme ile cezanın üst sınırı on yılı geçmeyen suçlardan dolayı dava açılmasının ya da davanın kesin hükme bağlanmasının ertelenmesi hususlarıdır. Uyuşmazlığa konu olan hal maddenin 4. bendinde, gösterilen süreler içinde suç işlenmemesi halinin gerçekleşmesine kadar davanın kesin hükme bağlanmasının ertelenmesi kuralıdır.
Özel Dairenin bu kararına karşı başvurulacak yasa yolunun belirlenmesi bakımından konuya ilişkin yasal düzenleme ve yargısal kararların incelenmesinde yarar vardır.
4616 sayılı Yasanın 1. maddesi hükmü ele alındığında Mahkemelerce, maddenin 5. bendiyle kapsam dışı bırakılmamış olan ve 6, 8 ve 9 bentlerinde öngörülen KOŞULLAR söz konusu edilemeyen suçlardan dolayı açılmış olan davaların, maddenin 4. bendinin alt bendinde gösterilen süreler içinde suç işlenmemesi halinin gerçekleşmesine kadar kesin hükme bağlanmalarının ertelenmesi kuralının getirildiği anlaşılmaktadır.
CYUY.nın 253. maddesinin 2. fıkrasında ise; "Sanığın beraatine veya mahkûmiyetine, davanın reddine veya düşmesine ve muhakemenin durmasına dair kararlar hükümdür" diye belirtilmiş; aynı maddenin 4. Fıkrasında ise, "Kovuşturmanın ve dolayısıyla muhakemenin yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın gerçekleşmediği anlaşırsa, gerçekleşmesini beklemek üzere, muhakemenin durmasına karar verilir" hükmüne yer verilmiştir. Yukarıda niteliği açıklanan davanın kesin hükme bağlanmasının ertelenmesi kararının, muhakemenin yapılmasını koşula bağlayan ve gerçekleşinceye kadar usuli işlemlerin durdurulmasını gerektiren ve CYUY. nın 253/4 maddesinde ön görülen duruma uygun bir karar olduğunda kuşku yoktur.
17.12.1930 gün ve 23/31 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, CYUY.nın 223 ve 253. maddeleri gereğince verilen duruşmanın tatili kararlarının, usulü işlemleri durdurmaktan ibaret, nihai hüküm niteliğinde bulunmayan ve dolayısıyla ancak itirazı kabil kararlar olduğu kabul edilmiştir. Bu karara göre, davayı sonuçlandırmayan ve nihai hükümden önce verilip, mahkemenin dava ile olan bağlantısını kesmeyen, ancak kanıt değerlendirmesi yaparak nihai hükme ulaşma olanağı kaldıran bu tür kararların temyizi olanaklı değildir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun ve Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında da aynı uygulamaya yer verilmektedir.
Öte yandan, sanığın başvurusu yargılanmanın sürdürülerek hakkında nihai hüküm kurulmasına yönelik olup, yargılamaya konu suçun 4616 sayılı Yasa kapsamında olmadığı ya da öngörülen cezanın üst sınırı itibariyle 10 yıldan fazla özgürlüğü bağlayıcı ceza gerektiren bir suç olduğuna ilişkin de değildir. Çünkü, erteleme kararına karşı yapılacak başvuruların, ceza miktarı ya da nitelendirme yönünden yargılama konusu suçu 4616 sayılı Yasada öngörülen kamu davasının ertelenmesi halinin kapsamı dışına çıkartması durumunda, "temyiz davası" olarak kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.
. O halde sanığın, yukarıda içeriği açıklanan yasa yolu başvurusu, "itiraz" niteliğinde olup CYUY.nın 299 maddesinin 1. fıkrasının 4/C bendi uyarınca, bu başvuruyu inceleme görevi, kamu davasının kesin hükme bağlanmışını ertelemeye ilişkin kararı veren Yargıtay 4. Ceza Dairesini sıra numarası bakımından takip eden 5. Ceza Dairesine aittir. Bu itibarla sanığın istemi "itiraz" niteliğinde olduğundan dosyanın inceleme yapılmak üzere 5. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle sanık Nurettin'in yasa yolu başvurusu "itiraz" niteliğinde olduğundan dosyanın bu hususta inceleme yapmakla görevli Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmesi için Yargıtay C. Başsavcılığına tevdiine, 27.2.2001 günü tebliğnamedeki isteme aykırı olarak oybirliği ile karar verildi.