Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 2001/2-104
K: 2001/106
T: 22.5.2001

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • KÜÇÜK SANIKLAR HAKKINDA KAMU DAVASI AÇILMADAN ÖNCE VAZGEÇME
  • DAVANIN DÜŞÜRÜLMESİ
ÖZET:   Küçük sanıklar hakkında takibi şikayete bağlı suçlardan dolayı, kamu davası açılmadan önce şikayetin geri alınmış olduğunun belirlenmesi halinde 2253 sayılı Yasanın 24. maddesindeki "suçtan zarar gören kimselerin vazgeçmesi kamu davasını düşürmez" hükmü uygulanmaz. CMUK.nun 253/3. maddesi uyarınca davanın düşürülmesine karar verilmesi gerekir.
(1412 s. CMUK. m. 253/5, 322)
(2253 s. ÇMK. m. 24)

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
Etkili eylem suçundan sanık Taner hakkında 2253 sayılı Yasanın 24. maddesi gereğince ceza tayinine yer olmadığına, velisine teslimine ilişkin (Ceyhan Sulh Ceza Mahkemesi)nce 14.10.1998 gün ve 263-533 sayı ile verilen kararın Yerel C. Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 22.11.1999 gün ve 11066-15074 sayı ile;
"Sanık hakkında mağdure Keziban'a adiyen müessir fiilde bulunmaktan kamu davası açılmış olduğu, ancak mağdurenin 22.4.1998 tarihinde iddianame ile kamu davası açılmasından önce 20.4.1998 tarihli anlatımda şikayetinden vazgeçtiğini beyan ettiği anlaşılmakla açılan kamu davası nedeniyle CMUK.nun 253/5. maddesi gereğince muhakeme şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisi" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise, 6.4.2000 gün ve 932-187 sayı ile; "Müştekinin 17.4.1998 tarihli hazırlık ifadesinde şikayetçi olduğunu ifade ettiği, daha sonra 20.4.1998 tarihli ifadesinde ise dava ve şikayetinden vazgeçtiğini bildirdiği anlaşılmakla 2253 sayılı Yasanın 24. maddesinde koğuşturma şartının şikayete bağlı bulunduğu hallerde suçtan zarar gören kimsenin şikayetinden vazgeçmesinin kamu davasını düşürmeyeceği açıkça ifade edildiği, bu vazgeçmenin sadece mahkeme aşamasında olmasını kapsadığı yönünde bir açıklık
bulunmadığı, buna göre müştekinin bir kez şikayetçi olduktan sonra ister hazırlık aşamasında isterse mahkemede vazgeçmesinin 2253 sayılı Yasanın 24. maddesinin getiriliş amacı dikkate alınarak kamu davasının düşürülmeyeceğinin hükme bağlandığı" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu kararın da Yerel C. Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C. Başsavcılığının "bozma" istekli 4.5.2001 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, takibi şikayete bağlı etkili eylem suçundan dolayı yakınanın hazırlık soruşturması aşamasında şikayetini geri alması karşısında küçük sanık hakkında 2253 sayılı Yasanın 24. maddesi hükmüne göre yargılamanın sürdürülmesi mi, yoksa CYUY.nın 253/5. maddesi hükmüne göre davanın düşmesine mi karar verilmesi gerektiğinin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümünde sağlıklı bir hukuki çözüme ulaşılabilmesi için, konuya ilişkin yasal düzenlemelerin incelenmesi ve bazı kavramların açıklanmasında yarar vardır.
2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama usulleri Hakkında Yasanın "Soruşturma ve Kovuşturma Usulleri" başlığını taşıyan dördüncü bölümünde yer alan ve "soruşturma ve kovuşturma usulü" başlıklı 18. maddesinde, "Bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümleri uygulanır.";
"Soruşturma" başlıklı 19. maddesinde, "Küçüklerin işledikleri suçlarda hazırlık soruşturması C. Savcısı veya görevlendireceği yardımcıları tarafından bizzat yapılır.
Kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi küçük hakkında tedbir uygulanmasına mani değildir.";
"Şikayetin geri alınması" başlıklı 24. maddesinde ise; "Kovuşturma yapılabilmesi dava ve şikayete bağlı suçlarda, suçtan zarar gören kimselerin vazgeçmesi kamu davasını düşürmez. Ancak, yargılama sonunda suçun sabit olması halinde ceza uygulanmaz. Bu hal 10. maddede yazılı tedbirlerden birinin uygulanmasına mani değildir." hükümleri yer almaktadır.
Maddelerdeki düzenlemelerden de açıkça görüleceği üzere, yasa koyucu, küçük sanıklar hakkında "soruşturma" kavramı ile hazırlık soruşturmasını, "kovuşturma" kavramı ile son soruşturma aşamasını düzenlemiştir. Hazırlık soruşturması bizzat C. Savcısı tarafından yapılacak ve dava açılması gerekli görülmeyen hallerde kovuşturma yapılmasına yer olmadığı, bir başka deyişle takipsizlik kararı verilebilecektir. Soruşturma veya kovuşturma yapılırken, 2253 sayılı Yasada hüküm bulunmayan hallerde CYUY.nın hükümleri uygulanacak, diğer bir anlatımla genel hükümlere başvurulacaktır.
Şikayetin geri alınması konusuna gelince; Öğretide "şakiyetten feragat" ile "şikayetin geri alınması" kavramları farklı olarak mütalaa edilmektedir. Şikayetten feragat, şikayet hakkı doğduktan sonra yasada öngörülen şikayet süresi içerisinde bu hakkın kullanılmayacağı iradesinin tek taraflı olarak bildirilmesi şeklinde tanımlanmıştır. Şikayetin geri alınması ise, yapılmış olan şikayetin iş aleniyete döküldükten sonra geri alınması olarak tanımlanmıştır. Şikayetin geri alınması iki taraflı bir işlem olup, kural olarak karşı tarafın kabulüne bağlıdır ve takibi şikayete bağlı suçlarda kovuşturma açıldıktan sonra söz konusu olur. Yasa koyucunun ise böyle bir ayrım gözetmeden düzenleme yaptığı, her iki kavrama eş anlam verdiği kabul edilmektedir.
(DÖNMEZER ERMAN, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku, 3. c. sh. 357 vd, KUNTER -YENİSEY, Ceza Muhakemesi Hukuku, sh. 73 vd.)
O halde bu konuda 2253 sayılı Yasadaki düzenleme değerlendirilmek suretiyle bir sonuca varılmalıdır. Şikayetin geri alınması halinde madde metninde "kovuşturma" yapılabilmesinden sözedildiği nazara alındığında, son soruşturma aşamasının amaçlandığı ve artık iddianame düzenlenerek son soruşturma açıldıktan sonra şikayetten vazgeçilmesinin kamu davasının düşürmeyeceğinin hükme bağlandığı açıkça anlaşılmaktadır. Yoksa, bu madde hazırlık soruşturması aşamasında vaki şikayetten vazgeçmenin varlığına rağmen, C. Savcısına dava açmak zorunluluğu yükleyen bir hüküm taşımamakta, yargılama şartı gerçekleşmediği hallerde C. Savcısının kovuşturmaya yer olmadığına karar vermesini engellememektedir. Zira, takibi şikayete bağlı suçlarda "şikayet" bir yargılama şartıdır ve şikayet şartı gerçekleşmemişse kamu davası açılamaz. Nitekim gerek 19. maddedeki takipsizlik kararı verilmesinin küçük sanık hakkında tedbir uygulanmasına engel olmayacağı, gerekse 24. madde gereğince ceza verilmemesi halinde bunun tedbir uygulanmasını engellemeyeceğine ilişkin hükümlerin paralelliği de bu saptamayı doğrulamaktadır. Kaldı ki, madde gerekçesinde, "Çocuğu suç işlemeye sevk eden sebep ve amillerin isabetle tespit ve teşhisi, ancak yapılan kovuşturma sonucunda anlaşılacaktır. Bu bakımdan çocuklar hakkında takibi dava ve şikayete bağlı hususlardan dolayı açılan kamu davalarının, şikayetin geri alınması sebebiyle düşürülmemesi esası kabul edilmiş, ancak yargılama sonucunda suçun tespit olunması halinde cezai mesuliyet bertaraf olunmuştur. Bu halde dahi 10. maddede yazılı tedbirlerden biri uygulanabilecektir." açıklamasına yer verilmiş ve açıkça bu madde ile kamu davasının açılmasından sonra şikayetin geri alınması halinin düzenlendiği vurgulanmıştır. Görüldüğü gibi, yasa koyucunun iradesinin haricinde ve hukukun genel ilkelerinin dışında, şikayet şartı bulunmadığı halde 24. madde gereğince kamu davasının açılmasının zorunlu olduğunun kabul edilmesi olanaksızdır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alınıp değerlendirildiğinde;
Mağdure Keziban 17.4.1998 tarihinde darp edildiğini belirterek hastaneye başvurmuş ve aynı gün hastanede görevli kolluk görevlisine verdiği ifadede sanığın tekme ve yumrukla kendisini dövdüğünü, şikayetçi olduğunu belirtmiştir. Sonra 20.4.1998 günü yine kolluk görevlilerince alınan ifadesinde ise daha önce şikayetçi olduğunu belirtmişse de dava ve şikayetinin olmadığını bildirmiştir. Ancak, C. Savcılığınca 22.4.1998 tarihli iddianame ile kamu davası açılarak, suç tarihinde 14 yaşında olan küçük sanığın cezalandırılması talep edilmiştir. Yakınanın, hazırlık soruşturması aşamasında şikayet süresi içerisinde bu hakkından feragat ettiği nazara alınarak C. Savcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yargılama şartı bulunmadığı halde kamu davası açılması; keza, yargılama şartı bulunmadığı halde Yerel Mahkemece kamu davasının düşürülmesi yerine, yargılamaya devamla esas hakkında hüküm kurması yasaya aykırıdır. Zira, CYUY.nın 253. maddesinin 5. bendinde yargılama şartı bulunmayan hallerde davanın düşmesine karar verileceği hükmü yer almakta olup, bu buyurucu hükme aykırı olarak işlem yapılmıştır. Bu nedenle isabetsiz olan direnme hükmünün bozulmasına, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CYUY.nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak kamu davasının düşürülmesine karar verilmelidir.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün (BOZULMASINA), ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CYUY.nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak şikayete ilişkin yargılama şartı gerçekleşmediğinden aynı Yasanın 253/3. maddesi gereğince kamu davasının (DÜŞÜRÜLMESİNE), dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına tevdiine, 22.5.2001 günü tebliğnamedeki isteme uygun olarak oybirliğiyle karar verildi.
 
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini