 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 2000/YYB.113
Karar no: 2000/120
Tarih: 30.05.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Görevde yetkiyi kötüye kullanmak suçundan sanık Murat K....'ın TCY.nın 240 ve 80. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle verilen lüzumu muhakeme kararı üzerine yapılan yargılama sırasında Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesince 7.2.2000 gün ve 1172/71 sayı ile; "4483 S.Y.nın 12/a ve 13. madde hükmüne göre Büyükşehir Belediye Başkanları hakkında Yargıtay ilgili Ceza Dairesi görevli kılınmıştır" gerekçesiyle CYUY.nın 7 ve 263. maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verilerek dosya Yargıtay 4.Ceza Dairesine gönderilmiştir.
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 4.Ceza Dairesi 26.4.2000 gün ve 5/6 sayı ile; "4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Yasanın Geçici 1. maddesinde; "Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat hükümlerine göre başlatılmış bulunan işlemler, adı geçen Kanun hükümlerine göre sonuçlandırılır." emredici hükmüne yer verilmiştir. Yargılama işlemlerini bir bütün olarak ele almak zorunludur. Aksi halde, yeni Yasanın yürürlüğe girmesinden önce idari kurullar tarafından ya da Danıştay tarafından verilen yargılamanın gerekliliği (lüzumu muhakeme) kararlarının da yeni Yasaya göre yenilenmesi gerekir. Maddenin değişiklik gerekçesine bakıldığında da: "Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkata göre başlatılmış bulunan işlemler örneğin adı geçen kanun hükümlerine göre açılmış bulunan soruşturmalar, yetkili kurullarca verilen lüzumu veya men-i muhakeme kararları ile ilgili işlemler, anılan kanuna göre sonuçlandırılacaktır." görüşüne yer verilmiştir. Bu noktadan bakıldığında da yargılamanın idare kurulu kararı uyarınca dava açılan mahkemede yapılması zorunludur. Bir an için aksi kabul edilse; bu kez de karşımıza Yargıtay ilgili dairesine temyiz nedeniyle gelip, bozularak yerel mahkemelere gönderilen dava dosyalarına ilişkin sorun karşımıza çıkacaktır ki, bu durumda da ilgili daire, bozma kararı ile ihsas-ı reyde bulunması nedeniyle bakamayacaktır. Bu sonucu ise yasa koyucunun amacıyla bağdaştırmak olanaklı değildir." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, bu şekilde oluşan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosya; Yargıtay C.Başsavcılığının Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasını isteyen 11.02.2000 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Memurların görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri suçlardan dolayı yargılanma usulünü düzenleyen 4 Şubat 1329 (1913) tarihli "Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat", 4.12.1999 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 4483 sayılı, "Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun" 18. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış, bu şekilde 86 yıllık bir uygulamadan sonra "izin" sistemine geçilmiştir.
Hernekadar Yasanın 18. maddesinde "4 Şubat 1329 tarihli Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatın" yürürlükten kaldırıldığı belirtilmiş ise de; geçici 1. maddesindeki "Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat hükümlerine göre başlatılmış bulunan işlemler, adı geçen Kanun hükümlerine göre sonuçlandırılır." şeklindeki düzenleme ile MMHKM. hükümlerinin bir süre daha yürürlükte kalması sağlanmıştır.
Yasanın bu hükmü uyarınca memurların, memuriyet görevlerinden doğan veya memuriyet görevlerinin yerine getirilmesi sırasında, 4.12.1999 tarihinden önce işledikleri ileri sürülen suçlarından dolayı MMHKM. hükümlerine göre işleme başlanılmışsa, adı geçen Kanunda öngörülen usullere göre sonuçlandırılacaktır.
Memurlar ile diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlarla sınırlı olarak, "izin" sistemini getiren 4483 sayılı Yasa, 3 üncü maddesinde izin verecek, 12 nci maddesinde hazırlık soruşturmasını yapacak mercileri göstermiş, 13 üncü maddesinde ise diğer bazı kamu görevlileri yanında Büyükşehir Belediye Başkanlarının görev sebebiyle işledikleri suçlarından dolayı yetkili ve görevli mahkemenin Yargıtayın ilgili Ceza Dairesi olacağını belirtmiştir. Ancak yargılama yetkisine ilişkin bu belirlemenin, Yasanın Geçici 1 nci madde hükmü karşısında MMHKM. hükümlerine göre işleme başlanmış suçlar bakımından uygulama alanı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim;
1-Somut olayda sanığa isnad olunan suçun 4483 sayılı Yasanın yürürlüğünden önce işlendiği ileri sürülmüş olup MMHKM.hükümlerine göre işlem'e başlanmış bulunduğu hususunda da herhangi bir kuşku söz konusu değildir.
2-4483 sayılı Yasanın Geçici 1 nci maddesinde başlatılmış bulunulduğuna değinilen "işlemler" sözcüğü sözlük anlamıyla ele alınıp incelendiğinde; işlem, bir sonuç yaratmaya yönelmiş iradenin açığa vurulması olarak tanımlanmaktadır, "sonuç" terimi ise çok defa ulaşılmak istenilen gaye ile işlemden doğan sonucu ifade için kullanılır. Gaye işlemin içinde olup, ondan ayrılamaz. Sonuç ise işleme bağlanan ve onunla birlikte değerlendirilmesi gereken bir olgudur. Bu itibarla 4483 sayılı Yasanın Geçici 1 nci maddesinde yer verilen işlemler deyimi suçun ortaya çıkması aşamasından başlayıp kesin hükme kadar devam eden ve hukuki sonuç meydana getirmek amacıyla yapılan tüm faaliyetleri kapsadığından MMHKM. hükümlerindeki usullere göre başlatılan soruşturmaların yine aynı yasadaki usul kuralları çerçevesinde sonuçlandırılması gerekmektedir.
3-4483 sayılı Yasanın TBMM.sinde görüşülmesi sırasında geçici 1 nci maddeye ilişkin olarak verilip kabul edilen değişiklik önergesinin, "Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce MMHKM'a göre başlatılmış işlemler, örneğin, adı geçen kanun hükümlerine göre açılmış bulunan soruşturmalar, yetkili kurullarca verilen lüzumu veya men-i muhakeme kararları ile ilgili işlemler, anılan kanuna göre sonuçlandırılacaktır. Buna karşılık, yeni kanunun yürürlüğe girmesinden önce işlenmiş olmakla birlikte, hakkında herhangi bir işlem yapılmamış bulunan suçlar, yeni kanunla getirilen usule tabi olacaktır" şeklindeki gerekçesinden de sanık hakkındaki soruşturmanın MMHKM. hükümlerinde öngörülen usule göre sonuçlandırılacağı anlaşılmakta olup, somut olayda sanığa isnad olunan suçun vasıf ve niteliğine göre yetkili mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.
4-Bir an için aksinin kabulü, Yerel Mahkemelerce verilip temyiz edilmeleri üzerine Yargıtayın ilgili Ceza Dairelerince incelenerek 4483 sayılı Yasanın yürürlüğünden önce bozulmuş olan kararlara ilişkin davaların, aynı dairece bu kez ilk mahkeme sıfatıyla ele alınması gibi usul kurallarına göre çözümlenmesi olanaksız durumlar ortaya çıkarabilir.
Bu nedenlerle Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerek-mektedir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 7.2.2000 gün ve 1172/71 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına, dosyanın anılan mahkemeye gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, isteme uygun olarak 30.5.2000 günü oybirliğiyle karar verildi.