 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E : 2000/9-186
K : 2000/191
T : 10.10.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Yasa dışı örgüt üyesi olmak suçundan sanık Mehmet Kara'nın TCY.nın 168/2, 3713 sayılı Yasanın 5, TCY.nın 55/3 ve 59. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Diyarbakır 4 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesince verilen 2.9.1996 gün ve 732/285 sayılı hükmün sanık vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesi 20.4.1998 gün ve 4812/1230 sayı ile;
"Sanığın örgütün işlediği suçlara iştirak etmeksizin kendiliğinden örgütten çekildiğinin anlaşılması karşısında 3419 sayılı Kanunun l/a maddesi gereğince ceza tertibine yer olmadığına karar verilmesi yerine yazılı düşüncelerle mahkumiyeti cihetine gidilmesi" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme 12.10.1999 gün ve 112/279 sayı ile;
"Sanık, gönüllü olarak örgüte katılıp kod adı almış, kendisine silah verilmiştir. Katıldığı gruptan ayrılıp yol kenarındaki petrol ofisine gelen sanık, benzinlik sahibinden sivil elbise ve para almış, silahı ile örgüt elbiselerini bırakmış, ihbar ettiği takdirde benzinliği yakacağım söylemiştir. Minibüsle Muş'a gitmiş, İstanbul'a gitmek isterken yakalanmıştır. Duruşmada ise suçu inkâr etmiş, örgütten kaçmadığını beyan etmiştir. Sanık kendiliğinden teslim olmadığı gibi duruşmada alınan ifadesinde de pişman olmadığını söylemiştir. Bu nedenle 3419 sayılı Yasa uygulanamaz." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtayca incelenmesi sanık vekilleri tarafından süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının onama istemli 22.5.2000 tarihli tebliğnamesi ile 1. Başkanlığa gönderilmiş ve Ceza Genel Kurulunun 13.6.2000 gün ve 124/125 sayılı kararı ile "yokluğunda verilen hükmün Nüfus Müdürlüğüne tebliği için dosyanın mahalline iadesine" karar verilmiştir. Mevcut eksiklik giderildikten sonra dosya; Yargıtay CBaşsavcılığınca 19.9.2000 tarihinde Ceza Genel Kuruluna gönderilmekle okundu, Ceza Genel Kurulunda duruşmalı inceleme yapılacağına dair yasal bir hüküm olmadığından sanıklar vekillerinin duruşma isteğinin reddi ile dosya üzerinde inceleme yapılmasına karar verildikten sonra gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yasa dışı silahlı çete niteliğindeki PKK örgütünden kaçtığı tespit edilen Hamdin kod adlı Mehmet K..., güvenlik güçlerince Muş şehir merkezinde yakalanmıştır. Sanık, emniyette alınan ifadesinde, yasa dışı örgütün amacını anlattıktan ve bazı örgüt üyelerinin kod adlarını bildirdikten sonra 1993 yılı temmuz ayında örgüte katılıp gittiği eğitim kampında askeri ve siyasi eğitim gördüğünü, kış geçince yeni gruplar oluşturulduğunu, örgüte yeni katılanları eğitmek, zorda olanlara takviye güç sağlamak, yiyecek, giyecek ve silah temin etmekle görevli 40 kişilik karargah takımına verildiğini, 1994 yılı mayıs ayında Alaniçi Köyünden küçük ve büyükbaş hayvan gasbedilmesi olayında köyün dışında savunma grubunda olduğunu, Hasköy yakınlarına geldiklerinde su içmek için gruptan ayrıldığını, takip eden olmayınca Hasköy'e doğru yürüdüğünü, saat 20.00 sıralarında bir benzin istasyonuna geldiğini, kimseyi bulamayınca arkadaki evlere gittiğini, evde bulunan bayanların "erkekler evde yok" diyerek kapıyı açmadıklarını, sabahleyin karşılaştığı benzinlik sahibine, "bana elbise temin et, silahımı sakla gelip alacağım" dediğini, getirilen elbiseleri giyip verilen parayla Muş'a gittiğini, babasının "Seni güvenlik güçlerine teslim edeyim" teklifini kabul etmediğini, teslim olmayı hiç düşünmediğini ve istemediğini, sahte bir kimlik temin ederek İstanbul'a gidip izini kaybettirmek istediğini, İstanbul'a gidemediği takdirde geri dönüp benzin istasyonundan silahını alarak örgüte katılacağını, bu nedenle silahının saklanmasını istediğini, söylemiştir.
C.Savcılığında alınan ifadesinde 1993 yılı temmuz ayında kırsala çıktığını, bir ay eğitimden sonra dağ kadrosunda görev yaptığını, İstanbul'a gitmek için 16.6.1994 günü örgütten kaçtığını, silahı benzinlikte bırakıp gelip alacağını, güvenlik güçlerine haber vermemesini tembih ettiğini, Sulh Ceza Hakimliğinde de örgüte katıldığını, hazırlık ifadelerinin doğru olduğunu bildirmiştir.
Duruşmada ise suçu inkarla yasa dışı örgüte katılmadığını, önceki ifadelerini kabul etmediğini, ifadenin zorla imzalatıldığını savunmuş, 8.7.1994 tarihli dilekçesinde de benzer beyanda bulunduktan sonra hiçbir fiilde bulunmadığını, yaptıklarından pişmanlık duymadığını, 5.2.1996 tarihli ve takip eden oturumlarda ise eyleme katılmadığını, ifadelerin düzmece ve bunların özel savaş taktiği olduğunu, örgütten kaçmadığını, pişman olmayıp Kürt olduğu için yakalandığını, silahını teslim etmediğini beyan etmiştir.
Tanık Salih İ... aşamalarda; benzin istasyonunun arkasındaki evlerde kaldığını, akşam kapı çaldığında kadınların "evde erkek yok, taziyeye gittiler" diyerek kapıyı açmadıklarını, sabahleyin benzinliği açtığı sırada sanığın elbise istiyip "arkadaşlarım yukarıda bekliyor, Muş'a gideceğim, alışveriş yapıp döneceğim, silah burada kalacak, haber verirsen petrolü yakarız" dediğini, elbiselerini değiştirip silah, 3 şarjör ve örgüt elbiselerini bırakıp aldığı yüzbin lirayla minibüse binip Muş'a doğru gittiğini söylemiş ve sanığın bıraktığı, atışa salih Kalashnikov marka tüfeği güvenlik güçlerine teslim etmiştir.
Tanık olarak dinlenen güvenlik görevlileri tutanakların doğru olduğunu, sanığın şehir merkezinde yakalandığını, serbest iradesi ile ifade verip yer gösterdiğini anlatmışlardır. Doktor raporlarına göre sanıkta darp ve cebir izine rastlanmamıştır.
Açıklanan olayda; Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık,sanık hakkında 3419 sayılı Yasanın değişik l/a maddesinin uygulanıp uygulanmayacağına ilişkindir.
3419 Sayılı Yasanın genel gerekçesinde "ceza mevzuatımızda yer alan bazı suçlan işleyenlerin suçu ve diğer failleri son soruşturma açılıncaya kadar açıklamaları halinde cezalarından indirim yapılması öngörülmekte, bir kısım suçlan işleyenler için ise mensubu bulundukları teşekkül, silahlı çete veya cemiyeti dağıtmaları veya ortaya çıkarmaları veya suç işlenmesini engellemeleri veya gizli ittifaktan çekilmeleri halinde ceza verilmemektedir. TCK.nun 141, 142, 170, 171, ve 404. maddeleri buna örnek olarak gösterilebilir. Ancak yine Türk Ceza Kanununda yer alan ve Devlet düzenini yıkmaya yönelik bazı anarşik ve terör nitelikli suçlar için bu imkan tanınmamıştır. Halbuki böyle bir imkanın tanınması, bazı örgütsel suçların tamamıyla ortaya çıkarılmasına yardımcı olacaktır" denilmiştir. 1. maddenin gerekçesinde de "TCY.nın 170. maddesine benzer bir hükmün daha geniş kapsamlı olarak düzenlendiği ve 1. maddenin kapsamına TCY.nın 141 ve 142. maddeleri ile 146. maddeden 163.maddeye kadar olan maddelerle 171 ve 313. madde hükümlerinin dahil edildiği" belirtilmiştir.
Yasa koyucunun amacı, suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak topluma kazandırmaktır. Bu amaçla, Bazı Suç Failleri Hakkında uygulanacak Hükümlere Dair 3419 sayılı Yasa kabul e-dilmiş, Yasanın yürürlük süreleri bazı eklemelerle birlikte 3618, 3853, 4085 ve en son olarak da 4450 sayılı Yasalarla uzatılmıştır.
21.3.1990 tarihinde kabul edilen 3618 sayılı Yasanın Ek l nci maddesi "Bu Kanun kapsamında kalan ancak hükmü kesinleşmeden önce hakim huzurunda önceki itiraflarından vazgeçerek, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak istemediğini beyan eden fail hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz" hükmünü taşımaktadır.
3419 sayılı Yasanın suç tarihini de kapsayan 3853 sayılı Yasa ile değişik 1. maddesinde; "Siyasi ve ideolojik amaçla suç işlemek için Türk Ceza Kanununun 313. maddesine göre kurulmuş teşekkül, Türk Ceza Yasasının 125 ve 131. maddeleri ile 146 ila 162 maddelerinde yazılı suçları işlemek üzere kurulmuş silahlı çete ve cemiyet mensubu olup da;
a) Bu teşekkül, çete veya cemiyet tarafından işlenen suçlara iştirak etmeyenlerden,
b) Bu teşekkül, çete veya cemiyet tarafından bu kanunun yayımı tarihinden önce işlenen suçlara iştirak etmiş olmakla beraber ballarında tahkikata başlanmamış olanlardan,
Teşekkül, çete veya cemiyetin teşekkülü ve faaliyetleri hakkında bilgi vermek suretiyle teşekkül, çete veya cemiyetin dağılmasına veya meydana çıkarılmasına sebep olanlar veya teşekkül, çete veya cemiyet üyeliklerinden mukavemet göstermeksizin kendiliklerinden çekilerek güvenlik kuvvetlerine silah ve malzemelerini teslim edenler veya verecekleri bilgi ve belgelerle veya bizzat gösterecekleri çaba ile teşekkül çete veya cemiyetin amaçladığı suçun işlenmesine engel olanlar hakkında ceza verilmez" hükmü yer almaktadır.
Madde metninden açıkça anlaşıldığı üzere, yasa dışı örgüt tarafından işlenen suçlara katılmayanlar ile yasanın yayınlanmasından önce işlenmiş suçlara iştirak edip de haklarında soruşturmaya başlanmamış olanlar şeklinde bir ayırıma gidilmiş ve örgüt hakkında bilgi vermek suretiyle örgütün dağılmasına veya meydana çıkarılmasına neden olanlar veya örgüt üyeliğinden kendiliğinden çekilerek güvenlik güçlerine silah ve malzemelerini teslim edenler veya verecekleri bilgi ve belgelerle veya bizzat gösterecekleri çaba ile teşekkül,çete veya cemiyetin amaçladığı suçun işlenmesine engel olanlar hakkında ceza verilemeyeceği kabul edilmiştir.
Somut olayda sanık, yasa dışı örgütten çekilip kendiliğinden güvenlik güçlerine teslim olmamıştır. Sanık; güvenlik güçlerinin çalışmaları sonucu Muş şehir merkezinde yakalanmış, mensup olduğu yasa dışı PKK. Örgütü ve faaliyetleri hakkında yeterli açıklamalarda bulunmamıştır. Yaptığı açıklamalar sonucu da herhangi bir örgüt mensubu veya silah, mühimmat, doküman ele geçirilmemiş, bilinmeyen olaylar aydınlığa kavuşmamıştır. Sanık, örgütte bulunan bazı kişilerin kod adlarını vermiş ise de, bu kişilerin kimlikleri hakkında yeterli bilgi vermemiş, yakalanmalarını sağlamamıştır. Kaldı ki, duruşmadaki anlatımında, hazırlık soruşturmasındaki beyanını geri almış, örgütle ilgisi olmadığım, silah teslim etmediğini söylemiş, yasa dışı örgüt ve üyeleri hakkında hiçbir açıklamada bulunmamış, pişman olmadığım söylemiştir. Sanığın yasa dışı örgüt üyesi olduğu tanık beyanı, Sulh Ceza hakimi önündeki ikrarını doğrulayan ve ele geçen silahla diğer malzemeler ve tüm dosya kapsamıyla sabit olmuştur. Sanık, güvenlik kuvvetlerine teslim olmayı hiç düşünmemiş, sahte bir kimlik temin ederek İstanbul'a kaçmayı amaçlamış, babasının "teslim ol" önerisini de kabul etmemiştir. Sahte kimlik edinemediği takdirde tekrar örgüte geri döneceği anlaşılmaktadır. Bunun için de silah ve elbiselerinin gizlenmesini tanıktan istemiş, ihbar etmemesi konusunda tanığı tehdit etmiştir. Bu itibarla sanığın, pişmanlık duyarak yasa dışı örgütten çekildiğine dair delil bulunmadığından direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım kurul üyeleri, "3419 sayılı Yasanın amacı, sanığın hazırlık soruşturmasındaki ikrarı, samimi olarak örgütten çekilip silahının bulunduğu yeri göstermesi, örgüt elemanlarının adlarını vermesi, son soruşturma sırasındaki ifadelerini tutuklanması üzerine örgütün baskısıyla değiştirmiş olması nedeniyle direnme hükmü bozulmalıdır."gerekçesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün ONANMASINA,
dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 10.10.2000 günü
tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oyçokluğuyla karar verildi.