 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 2000/8-88
Karar no: 2000/97
Tarih: 02.05.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Özgürlüğü kısıtlama ve çalışma özgürlüğünü sınırlama suçlarından sanık Nuri Y...'un, değişen suç vasfına göre TCY.nın 308/2. maddesi uyarınca 4 ay hapis ve 300.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 7.2.1999 gün ve 266/9 sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi 23.9.1998 gün ve 9073/11617 sayı ile;
"Oluşa ve dosya içeriğine göre sanıkların, köylerine ait ve öteden beri kullanmakta oldukları suyun komşu köye götürülmesini engellemeye yönelik eylemlerinin TCY.nın 308/1 ve 61. madde ve fıkralarına uyduğu gözetilmeden aynı Yasanın 308/2. maddesiyle uygulama yapılması" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme 10.3.1999 gün ve 229/41 sayı ile; eylemin kalkışma aşamasında kaldığına ilişkin bozmaya uymuş, vasıfla ilgili bozmaya ise, "Sanık ve arkadaşları şikayetçileri ölümle tehdit etmişler, iş makinalarını ve yakınıcıları köye götürerek bir süre tutmuşlardır. Bu suretle kişilere karşı cebir ve tehdit kullanıldığından eylem TCY.nın 308/2. maddesine uygundur." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtayca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde istenildiğinden dosya; Yargıtay C.Başsavcılığının "onama" istemli 7.4.2000 tarihli tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın, kendiliğinden hak alma suçundan cezalandırılmasına karar verilen olayda, Özel Daire ile Yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık; eylemin, Ceza Yasasının 308. maddesinin birinci fıkrasına mı yoksa ikinci fıkrasına mı uygun bulunduğuna ilişkindir.
Adliye aleyhine işlenen suçlar arasında ve Ceza Yasasının 308. maddesinde düzenlenen kendiliğinden hak alma suçunun oluşması için; kişinin yetkili makama başvurarak hakkını alması yerine, iddia ettiği hakkı kendiliğinden ve zor kullanarak elde etmesi gerekir. Bu suretle fail, resmi makamlara ait yetkiyi kullanarak toplum düzenini bozmaktadır. Suç; eşya veya kişiler üzerinde zor kullanarak işlenmektedir.
Maddenin birinci fıkrasında, suçun eşya üzerinde kuvvet kullanılarak işlenmesi hali düzenlenmiştir. Eşyanın kırılması, bozulması, zarar verilmesi, özgülendiği durumun ve kullanım alanının değişmesi, o eşyadan yararlanılması ya da gelişmesinin engellenmesi sözkonusudur. Maddenin ikinci fıkrasında ise kişilere karşı tehdit veya zor kullanmak cezayı ağırlaştırıcı neden olarak kabul edilmiştir.
Tehdit (manevi cebir), ağır bir zarara uğratılacağı hususunda mağdur üzerinde yaratılan korkudur. Baskı yapma, sindirme, yıldırma, korkutma şeklinde yapılabilen tehdit, mağdur üzerinde bir etki yapmalı ve ciddi olmalıdır.
Şiddet ise, mağdur üzerinde uygulanan ve onun direnişini kıran fiziki bir güçtür. Mağdur, güç kullanılarak etkisiz hale getirilmekte ve iddia edilen hak kendiliğinden alınmaktadır. Suçun oluşması için hak sahibi olunduğu düşüncesiyle hareket edilmesi yeterlidir.
Somut olayda; Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından, Dışkaya Köyü sınırla-
rı içinde bulunan 98 lt/sn. debili su kaynağının 10 lt/sn. debilik kısmı, içme suyu olarak kullanılması amacıyla Barakfakı köyüne tahsis edilmiştir. Bu tahsis üzerine Barakfakı Belediyesi tarafından içme suyu isale hattı yapımı ihaleye çıkarılmış ve gerekli işlemler yapılarak içme suyu nakil hattının yapımına başlanmıştır. Olay günü müteahhit, dozer operatörü ve belediyeye ait traktör sürücüsü olan şikayetçiler içme suyu için yol çalışması yaparken köy muhtarı olan sanık ile birlikte kalabalık bir grup dozerin yanına gelerek, "çalışmayın, sizi öldürtürüz" demişler, şikayetçileri itiklemişler ve çalışmalarına engel olmuşlardır. Şikayetçileri traktöre bindirip kendi köylerine götürdükleri gibi, C.Savcısı tarafından düzenlenen kaset izleme tutanağında belirtildiği üzere, yol yapımında çalışan dozeri yürümesi sakıncalı olduğu halde köyden geldikleri traktörlerin eşliğinde, köye götürmüşler, köydeki konuşmalarda "dozere el koyduk, yetki belgesini getirip dozeri alsınlar, suyumuzu kimseye vermeyeceğiz" demişlerdir. Köy muhtarı da "köylü herşeyi göze aldı, cinayet çıkar" diye söylemiş, köyde tutulan şikayetçiler, iki saat süren konuşmalar sonunda serbest bırakılmışlardır. Köye götürülen dozer ise ancak ertesi gün getirilen TIR ile götürülebilmiştir.
Görüldüğü üzere sanık ile haklarındaki mahkumiyet kararı temyiz edilmeyen sanıklar, yasal yollara başvurma olanağı varken bu yola başvurmayıp sularının azalacağı ve bahçelerinin kuruyacağı düşüncesiyle, şikayetçilere gerek maddi gerekse manevi cebirle baskı yapmışlardır. Cebir ve tehdit, şikayetçilerin şahsına karşı işlendiğinden, sanıkların eylemi Ceza Yasasının 308. maddesinin 2. fıkrasına uygundur. Bu nedenle direnme kararı doğru olup bozmaya uyulan kısmın incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme kararı yerinde görüldüğünden bozmaya uyulan kısmın incelenmesi için dosyanın 8. Ceza Dairesine gönderilmesine, 2.5.2000 günü tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oybirliği ile karar verildi.