 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 2000/7-98
Karar no: 2000/103
Tarih: 09.05.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Alkollü araç kullanmak suçundan sanık Şerafettin Y...'in 2918 sayılı Yasanın 48/5. maddesi uyarınca 1 ay 10 gün hafif hapis, 22.900.000 lira hafif para cezası ile cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin 5 yıl süre ile geri alınmasına ilişkin Eskişehir Trafik Mahkemesince verilen 16.7.1999 gün ve 3298/3143 sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7.Ceza Dairesi 27.1.2000 gün ve 13887/239 sayı ile;
"Sanığın temyizi üzerine 2918 sayılı Yasanın 4262 sayılı Yasa ile değişik 48/5. maddesi, yönetmelikte belirtilen miktarın üzerinde alkollü araç kullandığı tespit edilen sürücülerin 3. defasında 5 yıl süreyle sürücü belgelerinin ellerinden alınacağı ve 1 aydan 2 aya kadar hafif hapis cezası ile birlikte suç tarihi itibariyle 22.900.000 lira hafif para cezası öngördüğü cihetle, atılı suçun hafif hapis ve hafif para cezası yönüyle TCY.nın, 3506 sayılı Yasa ile değişik 119. maddesi kapsamına girdiği ve ön ödemeye tâbi olduğu gözetilmeden, sanığa ön ödeme ihtarında bulunulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme 23.3.2000 gün, 581/723 sayı ile, " 2918 sayılı Yasanın 112/son. maddesine göre sürücü belgesinin geri alınması cezasının öngörüldüğü hallerde TCY.nın 119. maddesinin uygulanması mümkün olmadığından ön ödeme ihtaratında bulunulmamıştır." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtayca incelenmesi sanık tarafından süresinde istenildiğinden dosya; Yargıtay C.Başsavcılığının "onama" istekli 20.4.2000 tarihli tebliğnamesi ile 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın, üçüncü kez alkollü olarak araç kullanmak suçundan 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 48/5. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilen olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, TCY.nın 119. maddesi gereğince sanığa ön ödeme ihtaratında bulunulup bulunulmayacağına ilişkindir.
Sanığın mahkemeye gelip gitmesinin önlenmesi ve mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla ön ödeme kurumu kabul edilmiş ve 3506 sayılı Yasa ile kapsamı genişletilmiştir. Ceza Yasasının 119. maddesine göre, "yalnız para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen özgürlüğü bağlayıcı cezanın yukarı sınırı üç ayı aşmayan hallerde; a) Para cezası maktu ise bu miktarı, aşağı ve yukarı hadleri gösterilmiş ise aşağı haddini,
b) Özgürlüğü bağlayıcı cezanın aşağı haddinin her gün için 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının bir nolu bendinde belirtilen aşağı hadler üzerinden hesaplanacak miktarı,
c) Özgürlüğü bağlayıcı ceza ile birlikte para cezası da öngürülmüş ise, hürriyeti bağlayıcı ceza için yukarıdaki şekilde belirlenecek miktar ile para cezasının aşağı haddini, soruşturma giderleri ile birlikte tebliğden itibaren on gün içinde merciine ödemesi için ihtaratta" bulunulacaktır. Maddenin 8. fıkrasında da "Kanun maddesinde ayrıca bir meslek veya sanatın tatili cezasının bulunması bu madde hükmünün uygulanmasına engel olmaz" hükmü yer almaktadır.
Yasa koyucu, bazı suçlarda suçun niteliğini, vehametini, korunan hukuki yararı dikkate alarak, maddedeki cezanın TCY.nın 119/1. maddesindeki sınırlar içinde kalmasına rağmen bu hükmün uygulanmayacağını, diğer bir söylemle ön ödeme ihtaratında bulunulamayacağını kabul etmiştir. Örneğin İİY.nın 352/a ve 3628 sayılı Yasanın 16. maddeleri gibi.
Öte yandan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 112/son maddesinde ise "Bu kanunun, hafif para cezası veya hafif para cezası ile birlikte hafif hapis cezası yanında veya tek başına belgelerin geri alınması, iptali veya işyerlerinin kapatılması cezası öngörülmüş olan maddelerindeki suçlarda, TCK.nun 119. maddesindeki, "kanun maddesinde ayrıca bir meslek veya sanatın tatili cezasının bulunması bu madde hükmünün uygulanmasına engel olmaz" hükmü uygulanmaz" denilerek Karayolları Trafik Yasasıyla cezalandırılan bazı suçlarda TCY.nın 119. maddesinin uygulanmasına kısıtlama getirilmiş ve bu maddenin uygulanma olanağı belirlenen hallerde ortadan kaldırılmıştır.
Bu bağlamda alkollü araç kullanma suçlarının artması ve bu yüzden meydana gelen trafik kazala-rının önlenmesi amacıyla, Karayolları Trafik Yasasının 48. maddesinin 5. fıkrasında, idari para cezasının yanında sürücü belgesinin de geçici olarak geri alınması kabul edilmiştir. Bu hükme göre alkollü araç kul-lanıldığında ilk kez üç ay, ikinci defada ise bir yıl süreyle sürücü belgesi geri alınacaktır. Suçun üçüncü kez işlenmesi diğer bir anlatımla alışkanlık halini almasında ise; maddede yer alan özel tekerrür hükmü uygulanacak beş yıl süreyle sürücü belgesinin alınması yanında bir aydan iki aya kadar hafif hapis cezası ile her yıl yeniden değerleme oranına göre belirlenen maktu hafif para cezasına hükmolunacaktır. Hükmolunacak cezanın nevi ve miktarı ile TCY.nın 119. maddesinin 8. fıkrası nazara alındığında üçüncü kez alkollü araç kullanma suçu ön ödemeye tâbi olacaktır. Ancak yasa koyucu, cezanın örnek olma ve caydırıcılık amacının gerçekleşmesi ve etkinliğinin sağlanması amacıyla Karayolları Trafik Yasasının yukarıya alınan 112. maddesinin son fıkrasını kabul etmiş ve 3. kez alkollü araç kullanma suçunda sürücü belgesinin geri alınmasıyla birlikte bu suçu ön ödeme kapsamı dışında tutmuştur. 2918 sayılı Yasanın kabulünden sonra 3506 sayılı Yasa ile Ceza Yasasının 119. maddesinde yapılan değişiklikle ön ödeme kapsamının genişletildiği ve sürücü belgesinin geri alınması cezasını kendi içinde düzenleyen KTK.nun 48/5. maddesinde yer alan cezanın üst haddinin, TCY.nın 119. maddesi kapsamı dışında kalacak şekilde değiştirilmemesi nedeniyle yasa koyucunun "suçun ön ödemeye tâbi olmaması" biçimindeki amacının ortadan kalktığı ve 112/son maddenin uygulanamaz hale geldiği de ileri sürülemez.
Bu itibarla, üçüncü kez alkollü olarak araç kullanan ve eylemi 2918 sayılı yasanın 48/5 maddesine uygun bulunan sanığa, TCY.nın 119. maddesi uyarınca ön ödeme ihtaratında bulunulmasına olanak bulunmadığından, sair yönleri de usul ve yasaya uygun bulunan direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme direnme hükmünün ONANMASINA dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine 9.5.2000 günü tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oybirliğiyle karar verildi.