 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 2000/7-259
Karar no: 200175
T:30.1.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- İÇİME HAZIR HİNT KENEVİRİ BULUNDURMAK
- İDDİANAMENİN KONUSU
Karar Özeti: İddianamede, yapılan aramada sanığın cebinde içime hazır 2 gram "hint keneviri bulunduğunun" anlaşıldığı bildirildiğine, "izinsiz hint keneviri ektiği" yazılmadığına göre CYY.nın 257. maddesi gözönüne alınarak TCY. nın 404/2. maddesine göre cezalandırılması gerekir.
(765 s. TCK. m. 404/2)
(1412 s. CUMK. m. 150,163, 257)
(2313 s. UMMK. m. 23/son)
2313 sayılı Yasaya muhalefet suçundan sanık İsmet'in 2313 sayılı Yasanın 23/son ve TCY. nın 59. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hint kenevirinin zoralımına ilişkin (Dörtyol Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 8.10.1998 gün ve 1/317 sayılı hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 7. Ceza Dairesince 27.10.2000 gün ve 11355/13786 sayı ile;
"Münhasıran esrar yapmak için kenevir eken ve içmek için esrar elde edilebilecek durumda hint kenevirinin dal, sap, yaprak ve tohumunu bulunduran sanık hakkında hem 2313 sayılı Yasanın 23/4-son cümlesi hem de TCK.nun 404/2. maddesinin uygulanabileceği cihetle, eylemin TCK. nun 404/2. maddesine uyduğu gerekçesiyle tebliğnamede bozma isteyen düşünceye iştirak edilmediği" belirtilerek onanmıştır.
Yargıtay C. Başsavcılığı bu karara karşı 13.12.2000 gün ve 146070 sayı ile;
"31.12.1997 tarihli tutanak içeriğine göre aynı tarihte cezaevinde yapılan açık görüş nedeniyle ziyarete gelen sanığın üst aramasında ceketinin sağ dış cebindeki sigara paketi içine konulmuş ve gazete kağıdına sarılmış ve Adli Tıp Kurumu Adana Grup Başkanlığı Kimyasal Tahliller İhtisas Dairesi Başkanlığının 31.7.1998 tarihli raporunda 0,20 gram toz esrar elde edilebileceği ve 1 gram olduğu belirtilen kenevir bitkisinin dal, sap, yaprak ve tohumundan ibaret bitkisel madde ele geçirilmiş sanık gerek poliste ve gerekse duruşmada alınan ifadesinde ele geçirilen kenevir bitkisini içmek amacıyla üzerinde bulundurduğunu ve evinde saksıya 3 kök dişi hint keneviri ekmek suretiyle elde ettiğini beyan etmiştir.
Dörtyol Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 31.12.1997 gün ve 1997/409 sayılı iddianamede sanığın eylemi içime hazır 2 gram dişi hint keneviri bulundurmak şeklinde anlatılmış ne var ki şevkte 2313 sayılı Yasanın 23/son maddesinin uygulanması talep edilmiştir.
31.12.1997 tarihinde evinde yapılan aramada ekili hint keneviri ve uyuşturucu madde bulunamayan sanığın olay tarihinde ziyaret için geldiği cezaevinde görevlilerce yapılan üst aramasında ele geçirilen suça konu uyuşturucu maddeyi bulundurmak şeklindeki eyleminin bir bütün olarak ve iddianamede anlatımı yapıldığı şekilde TCK.nun 404/2. maddesinde yazılı suçu oluşturacağı ve izinsiz hint keneviri ektiğine dair her türlü kuşkudan uzak kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı gözetilmeden aşamalardaki soyut beyanlarına itibar edilmek suretiyle sanık hakkında yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır." görüşü ile itiraz yoluna başvurarak Özel Daire onama kararının kaldırılarak Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
Sanığın izinsiz kenevir ekmek suçundan cezalandırılmasına karar verilen olayda Özel Daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, suçun vasfının belirlenmesine ilişkindir.
Somut olayda; Dörtyol kapalı cezaevinde yapılacak açık görüş için oğlunu ziyarete gelen sanık İsmet'in üzerinde infaz koruma memurlarınca yapılan aramada sigara paketinin içinde küçük bir kağıda sarılı biçimde ve içime hazır durumda yaklaşık 2 gram ağırlığında kenevir dal, yaprak, sap ve tohumundan oluşan uyuşturucu madde bulunmuş, sanık aynı gün kollukta alınan beyanında; on yıldır esrar içtiğini, esrarı evdeki saksı içinde yetiştirdiğini, üzerinde yakalanan maddenin tam olarak işlenmemiş yapraklardan oluşan ve ot tabir edilen madde olduğunu, bu esrarın küçük bir kısmını içtikten sonra cezaevindeki oğlunu ziyarete gittiğinde kalan kısmının üzerinde yakalandığını, duruşmada ise; içmek amacı ile evindeki zeytinyağı tenekesine 3 kök dişi hint keneviri ektiğini ve ara sıra içtiğini savunmuştur.
Aynı gün sanığın evi ile eklentilerinde yapılan aramada kenevir bitkisine rastlanılmamıştır.
Sanıkta bulunan maddenin niteliği konusunda Adli Tıp Kurumu Adana Grup Başkanlığı Kimyasal Tahliller Dairesince düzenlenen 31.7.1998 gün ve 1868 sayılı raporda; "net ağırlığı 1 gram olan bitkisel maddenin, kenevir bitkisinin dal, sap, yaprak ve tohumundan ibaret olduğu ve 0,20 gram (20 miligram) toz esrar elde edilebileceği" belirtilmiştir.
Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında 2313 sayılı Kanunun 3. maddesinde; "Münhasıran esrar yapmak için kenevir ekilmesi ve her ne şekilde olursa olsun esrarın ihraç, ithal, ihraç ve satışı yasaktır." hükmü konulmuş, aynı Kanunun 23/son maddesinde, bu yasak hilafına kenevir ekenlerin bir yıldan az olmamak üzere hapis cezası ile cezalandırılacakları Türk Ceza Kanununun 404/2, maddesinde ise; "Uyuşturucu maddeleri kullananlar ile bu maksatla yanında bulunduranlara, bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası verileceği" hükmü getirilmiştir.
Görüleceği üzere, izinsiz kenevir ekmek suçu ile kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak suçu iki ayrı yasa maddesinde tanımlanmış, unsurları ve yargılama yöntemleri farklı, birbirinden bağımsız iki ayrı suçtur. Sanığın üzerinde içime hazır durumda uyuşturucu madde bulunduğu gibi, sanık hazırlık ve son soruşturmadaki savunmalarında, esrar elde etmek amacıyla evinde dişi hint keneviri yetiştirdiğini de ileri sürmektedir.
Bu aşamada, uyuşmazlığın çözümü için öncelikle sanık hakkında izinsiz kenevir ekmek suçundan mı yoksa kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak suçundan mı kamu davası açıldığının saptanması gerekir. Bunun için de hangi maddi olayın dava konusu yapıldığı araştırılmalıdır.
CMUK.nun, "Tahkikat ve hükmün hududu" başlığını taşıyan 150. maddesinde;
"Tahkikat ve hüküm, yalnız iddianamede beyan olunan suça ve zan altına alınan şahıslara hasredilir.
Bu hudut dahilinde olarak, mahkemeler istiklal ile hareket etmek hak ve görevini haiz olup ceza kanunun tatbikinde kendilerine arz edilen iddialar ile bağlı değildirler." hükmü yer alırken,
"Kamu davasının açılması" başlığını taşıyan 163. maddesinde de; "Yapılan hazırlık tahkikatı sonunda, toplanan deliller kamu davasının açılmasına yeterli ise Cumhuriyet Savcısı mahkemeye bir iddianame vermek suretiyle kamu davasını açar.
İddianamede sanığın açık kimliği, isnat olunan suçun neden ibaret olduğu, suçun kanuni unsurlarıyla uygulanması gereken kanun maddeleri, deliller ve duruşmanın yapılacağı mahkeme gösterilir." hükmüne yer verilmiştir.
"Hükmün mevzuu ve suçu takdirde mahkemenin yetkisi" başlığını taşıyan 257. maddesinde ise;
"Hükmün mevzuu, duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibarettir.
Fiili takdirde mahkeme, iddia ve müdafaalarla bağlı değildir." hükmü yer almaktadır.
Bu maddelerde öngörülmüş bulunan kuralların birlikte değerlendirilmelerinden çıkan sonuç, ceza mahkemelerinin, ancak iddianame ile dava konusu yapılan maddi olayı yargılamakla görevli olmalarıdır. Başka bir anlatımla, dava konusu yapılmayan bir olayın, ceza mahkemesinde yargılanmasına ve hüküm kurulmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
Somut olayda, Dörtyol C. Başsavcılığının 31.12.1997 gün ve 735 sayılı iddianamesi ile; "... sanığın açık görüş için ziyarete geldiği Dörtyol Kapalı Cezaevinde yapılan üst aramasında cebindeki sigara paketi içinde 2 gramlık, içime hazır dişi hint kenevirinin bulunduğu, iddiasıyla 2313 sayılı Yasanın 23/son ve TCK. nun 36. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmıştır. CMUK.nun 150. ve 257. maddelerinde öngörülen yasal düzenlemeler doğrultusunda iddianame değerlendirildiğinde; hükmün konusunun, duruşmanın sonucuna göre iddianamede gösterilen eylemden ibaret ofduğu yolundaki kural gereği, iddianamede suç oluşturduğu belirtilip, sanığın yargılanması istenilen ve hükmün konusunu oluşturan eylem, sanığın üzerinde içime hazır durumda uyuşturucu madde bulundurması eylemidir.
Görüldüğü üzere iddianamede, sanığın izinsiz kenevir ektiği belirtilmemiş, bu suçun unsurları gösterilmemiştir. Bu durumda, izinsiz kenevir ekmek suçundan açılmış bir kamu davası bulunduğundan söz edilemez. İddianamede açıkça tanımlandığı üzere, sanığa yüklenen eylem, uyuşturucu madde bulundurmak eylemidir.
Sanığı bu eylemi nedeniyle yargılayan Yerel Mahkeme, sabit kabul ettiği bu eylemin farklı kanunlarda yazılı suç tiplerinden hangisine uyduğunu iddia ve savunma ile bağlı kalmaksızın serbestçe takdir etmelidir.
Bu itibarla, uyuşturucu madde kullandığını ve bu amaçla bulundurduğunu savunan sanığın iddianamedeki suçlama doğrultusunda sübuta eren, Yerel Mahkeme kabulü, Özel Daire bozma ilamı ve Yargıtay C. Başsavcılığı itirazında benzer biçimde tanımlanıp, dosya içeriği ile oluşa da uygun düşen eylemi, kullanma amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak olup, bu eylem TCK.nun 404/2. maddesinde yazılı suçu oluşturmaktadır. Bu nedenle, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının kabulü ile Özel Daire onama kararı kaldırılarak, Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım Kurul üyesi; "Özel Daire onama kararında gösterilen gerekçenin isabetli bulunduğu düşüncesiyle, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının reddi gerektiği yolunda karşı oy kullanmışlardır.
Sonuç: Açıklanan nedenle; Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının KABULÜNE Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 27.10.2000 gün ve 11355/1-3786 sayılı kararının KALDIRILMASINA, Dörtyol Asliye Ceza Mahkemesinin 8.10.1998 gün ve 1/317 sayılı kararının suç niteliğinin belirlenmesindeki isabetsizlik nedeniyle ve CYUY.nın 326. maddesinin 4. fırkrası hükmünün de gözetilmesi koşuluyla (BOZULMASINA), dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına tevdiine, 30.1.2001 günü oyçokluğu ile karar verildi.