 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 2000/7-132
Karar no: 2000/142
Tarih: 27.6.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- RUHSATSIZ AV TÜFEĞİ BULUNDURMAK
- ÖN ÖDEME
- ZORALIM
- ZAMANAŞIMI
Karar Özeti: Ruhsatsız av tüfeği bulundurma eylemi TCY.nın 102/5. maddesine göre 2 yıllık "asli dava zaman aşımına" tabidir. CYY.nın 392 ve sonraki maddelerine göre ön ödeme nedeniyle "kovuşturmaya yer olmadığı kararları" zoralıma ilişkin hükümlerin uygulanmasına engel değildir.
Sanığa ait ruhsatsız av tüfeğine 12.1.1996 günü el konulduğu, "zoralım kararı istemi" üzerine Sulh Ceza Mahkemesince 5.5.1997 günlü oturumda "zamanaşımını kesen" sorgu yapıldığına göre 12.1.1999 günü TCY.nın 102/5, 104/2. maddeleri gereğince, zamanaşımı dolmuştur.
(765 s. TCK. m. 102/5,104/2,119)
(2521 s. AKSK. m. 8, 9, 13)
(1412 s. CMUK. m. 392)
Sanık Ferit hakkında açılan belgesiz av tüfeğinin zoralımına ilişkin davanın TCY.nın 102/5, 104/2. maddeleri uyarınca zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına ve emanetteki tüfeğin sanığa iadesine ilişkin (Samandağ Sulh Ceza Mahkemesi)nce 14.5.1998 gün ve 64-51 sayı ile verilen kararın Yerel C. Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 10.4.2000 gün ve 1656-5143 sayı ile;
"TCK.nun 549. maddesine göre ön ödeme sebebiyle Cumhuriyet Savcılığı tarafından takipsizlik kararı verilerek suça konu tüfek hakkında müsadere kararı verilmesi talep edilip mahkemece zamanaşımı süresi dolduğundan bahisle ortadan kaldırma kararı verilmişse de dava konusu tüfeğin ruhsatı bulunmadığından zamanaşımı süresi söz konusu olmadığı cihetle müsaderesi yerine yazılı şekilde iadesine karar verilmesi" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C. Başsavcılığı ise 13.6.2000 gün ve 79865 sayı île;
"Av tüfeğine 12.1.1996 tarihinde el konulmasından sonra bu tarih itibariyle zamanaşımı süresi işlemeye başlamış ve inceleme tarihinde de TCY.nın 102/5 ve 104/2. maddelerine göre zamanaşımı süresi dolmuştur. Av tüfeğinin zoralımı da suçun gerektirdiği cezanın tür ve miktarına göre, yani TCY.nın 549. maddeye göre 2+1=3 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 3.5.2000 gün ve 4311/4889 sayı ile; merciinden ruhsat almaksızın av tüfeği bulundurmak suçuna ilişkin olarak;
"Sanığa atılı suçun gerektirdiği cezaların nev'i ve miktarı itibariyle müsaderede de aynı süre ile kayıtlı olarak zamanaşımı hükümlerine tabi olduğu cihetle TCK.nun 102/5 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 3 yıllık zamanaşımı, suç ve inceleme tarihleri arasında, gerçekleştiğinden hükmün bozulmasına ve gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle de sanık hakkındaki kamu davasının CMUK.nun 322. maddesi gereğince ortadan kaldırılmasına, ruhsatsız av tüfeğinin zabıtaya tevdiine şeklindeki kararı da itirazımızı destekler niteliktedir." görüşüyle itiraz yoluna başvurarak Özel Daire bozma kararının kaldırılmasını ve Yerel Mahkeme hükmünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir,
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu,,, gereği konuşulup düşünüldü.
Sanığın oğlu Mehmet'in, sanığa ait olan ve ruhsatı bulunmayan av tüfeği ile kaza sonucu kendisini vurması üzerine, kolluk görevlilerince av tüfeğine el konulmuştur. Sanığın eylemi TCY.nın 549. maddesine uygun bulunarak C. Savcılığınca aynı Yasanın 119. maddesi uyarınca ön ödeme ihtaratında bulunulmuş ve ön ödemenin yerine getirilmesi üzerine hakkında kovuştur-maya yer olmadığına karar vermiş, bilahare ruhsatsız olan av tüfeğinin 2521 sayılı Yasanın 13. maddesi uyarınca zoralımına karar verilmesi Sulh Ceza Mahkemesinden istenmiştir. Sulh Ceza Mahkemesince duruşma açılarak yapılan yargılama sonucunda zoralım için açılan davanın zamanaşımı gerçekleştiğinden bahisle ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
Özel Daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, açıklanan somut olayda ruhsatsız av tüfeğinin zoralımı için açılan davanın zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verilip verilmeyeceğine ilişkindir.
Uyuşmazlık konusunun çözümünde sağlıklı bir hukuki sonuca varabilmek için, bu konudaki yasal düzenlemeleri ve yargısal kararları incelemekte yarar vardır.
15.9.1981 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 2521 sayılı Avda ve Sporda Kullanılan Tüfekler, Nişan Tabancaları ve Av Bıçaklarının Yapımı, Alımı, Satımı ve Bulundurulmasına Dair Yasanın"Amaç" başlığını taşıyan 1. maddesinde, "Kanunun amacı, 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun kapsamı dışında kalan yivsiz av tüfekleri, spor ve nişan tüfekleri ve tabancaları ve av bıçaklarının yapımı ve satışına ilişkin esasları belirlemek, bunların taşınması ve bulundurulmasını belgeye bağlamak suretiyle denetimi sağlamaktır";
13. maddesinde, "Av tezkeresi veya yivsiz tüfek sahipliği belgesi olmadan yivsiz av tüfeği bulunduran veya taşıyanlar hakkında Türk Ceza Kanununun 549. maddesindeki ceza hükümleri uygulanır ve ayrıca tüfeğin müsaderesine hükmedilir";
TCY.nın 549. maddesinde ise, "Merciinden ruhsat almaksızın kanuna göre memnu olmayan silahları şehir ve kasaba içinde taşıyanlar...... cezalandırılır." hükümlerine yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre 2521 sayılı Yasanın 13. maddesinde, av tezkeresi veya tüfek sahipliği belgesi olmadan yivsiz av tüfeği bulundurma veya taşıma suçu tanımlanarak, TCY.nın 549. maddesindeki ceza hükmünün uygulanması öngörülmüş, diğer bir anlatımla yaptırım bakımından bu maddeye yollama yapılmıştır. Ayrıca, aynı madde zoralım konusundaki genel düzenlemeden ayrılmak suretiyle bu suça ilişkin olarak suç konuşu av tüfeği için zoralıma da yer vermiştir. Ruhsatsız av tüfeği taşımak veya bulundurmak suçu, kabahat (üründen olup, ön ödemeye tabi bir suçtur. Bu suç, öngörülen cezanın türüne göre TCY.nın 102/5. maddesi uyarınca 2 yıllık asli dava zamanaşımına tabidir.
TCY.nın 119. maddesinde, ön ödemede bulunulması nedeniyle verilecek kovuşturmaya yer olmadığı kararlarının zoralıma ilişkin hükümlerin uygulanmasına engel olmayacağı belirtilmiştir. Bu konuda bir karar verilmesi için CYUY.nın 392. ve devam eden maddeleri uyarınca, asıl suç için açılacak davayı görmekle görevli ve yetkili olan mahkemeye başvurulması gerekmektedir. Açılacak bu zoralım davası, asıl fiil bakımından kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmeyerek sanık hakkında dava açılmış olsaydı, bu suç için yasada öngörülen zamanaşımı süresine tabi olacaktır. Nitekim Ceza Genel Kurulunun 18.5.1999 gün ve 120 -122 sayılı ve 8.2.1988 gün ve 547-16 sayılı kararlarında da aynı esas kabul edilmiştir.
Öte yandan, ruhsatsız av tüfeği münhasıran zoralıma tabi bir eşya da değildir. 4521 sayılı Yasanın 1. maddesinde açıklandığı üzere amaç, av tüfekleri ile yasada belirtilen diğer eşyanın belgeye bağlanması suretiyle denetimini sağlamaktır. Yasa koyucu bu nedenle ateşli silahları ve bıçakları düzenleyen 6136 sayılı Yasadan ayrı olarak 2521 sayılı Yasa ile özel bir düzenleme yapmış ve ruhsatsız av tüfeği bulundurma veya taşıma suçunu bu yasa kapsamında değerlendirmiştir. Kaldı ki 2521 sayılı Yasanın 13. maddesinde ceza hükümleri için yollama yapılan TCY.nın 549. maddesinde de yasak olmayan silahların ruhsatsız taşınmasının yaptırıma bağlandığı nazara alındığında ruhsatsız av tüfeklerinin TCY.nın 36/2. maddesi gereğince münhasıran zoralıma tabi olmayacağı açıktır. Aksinin kabulü, yasa koyucunun açıklanan amacına ve 2521 sayılı Yasanın 13. maddesinde suça bağlı olarak öngörülen özel zoralım hükmüne aykırıdır. Av tüfeklerinin münhasıran zoralıma tabi olmadığı Ceza Genel Kurulunun 3.2.1998 gün ve 333-8 sayılı kararında da vurgulanmıştır. Bu niteliği itibariyle kişinin malvarlığının bir parçası durumunda olan av tüfeklerinin zoralımına karar verilemeyen hallerde, 2521 sayılı Yasanın 1. maddesinde açıklanan amaç doğrultusunda, denetimin sağlanabilmesi için belgeye bağlanmasını sağlamak üzere kolluk makamlarına tevdiine karar verilmelidir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde,
Sanığa ait ruhsatsız av tüfeğine 12.1.1996 tarihinde el konulduğu ve C. Savcılığınca 9.4.1997 günü Sulh Ceza Mahkemesinden zoralım kararı verilmesi istenip, Sulh Ceza Mahkemesince 5.5.1997 günlü oturumda sanığın sorgusunun yapıldığı anlaşılmaktadır. Olayda zamanaşımını kesen en son işlem sorgudur ve Yerel Mahkemenin karar verdiği 14.5.1998 tarihinde zamanaşımı gerçekleşmemiştir. Ancak, Özel Dairece inceleme yapılan 10.4.2000 gününden önce 12.1.1999 tarihinde TCY.nın 102/5, 104/2. maddeleri gereğince zamanaşımı dolmuştur.
Bu itibarla zoralım davası zamanaşımına uğradığından Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Dairenin kararı kaldırılarak Yerel Mahkeme hükmünün saptanan bu nedenle bozulmasına, bozma yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden CYUY.nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak davanın zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına, ruhsatsız av tüfeğinin kolluk makamlarına tevdiine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan kurul üyeleri ise "Av tüfeklerinin 2521 sayılı Yasanın 8. ve 9. maddelerince ruhsata bağlanması veya av tezkeresine kayıt edilmesi öngörülmüştür. Yasanın 13. maddesinde de ruhsatsız kullanımın yaptırımı ve zoralım düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre, ruhsat alınmamış ise zamanaşımı söz konuşu olmayacağı gibi av tüfeği bizatihi zoralıma tabidir. Bu itibarla Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir." görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının (KABULÜNE), 7. Ceza Dairesinin 10.4.2000 gün ve 1656-5 M3 sayılı kararının kaldırılmasına, Samandağ Sulh Ceza Mahkemesinin 14.5.1998 gün ve 64-51 sayılı hükmünün (BOZULMASINA), bozma nedenine göre yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden CYUY.nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak zoralım davasının zamanaşımı nedeniyle (ORTADAN KALDIRILMASINA), adli emanetin 1996/3 sırasında kayıtlı ruhsatsız av tüfeğinin gereği için kolluk makamlarına tevdiine, dosyanın yerine gönderilmesi için Yargıtay C. Başsavcılığına verilmesine, 27.6.2000 günü oyçokluğu ile karar verildi.