 |
T.C
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 2000/6-94
Karar no: 2000/101
Tarih: 09.05.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Zorla senet imzalatmak suçundan sanık Celil T...'un, değişen suç vasfına göre TCY.nın 308/2, 59, 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 966.666 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Zonguldak 2.Ağır Ceza mahkemesince verilen 6.3.1998 gün ve 8/6 sayılı hükmün sanık vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6.Ceza Dairesi 22.6.1998 gün ve 6963/6732 sayı ile;
"Oluşa, dosya içeriğine ve mevcut delillere göre sanığın eyleminin TCK.nun 308/1. maddesine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı madde ile hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme 24.9.1998 gün ve 137/63 sayı ile,
"Tanık Davut İ..., sanıklardan Murat K... şikayetçiyi döverken yanında bulunan sanık Celil T...'un da onunla birlikte hareket ettiğini söylemiştir." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtayca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde istenildiğinden dosya; Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istemli 13.4.2000 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Kendiliğinden hak alma suçundan sanığın cezalandırılmasına karar verilen olayda; Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık sanık hakkında TCY.nın 308. maddesinin birinci fıkrasının mı yoksa ikinci fıkrasının mı uygulanacağına ilişkindir.
Kendiliğinden hak alma suçu, "adliye aleyhine işlenen suçlar" arasında ve Ceza Yasasının 308. maddesinde düzenlenmişdir. Suçun oluşması için; kişinin yetkili makama başvurarak hakkını alması yerine iddia ettiği hakkı kendiliğinden ve zor kullanarak elde etmesi gerekir. Fail, bu suretle yetkili makamlara ait yetkiyi kullanmakta ve toplum düzenini bozmaktadır. Suç eşya veya kişiler üzerinde zor kullanılarak işlenmektedir. Suçun oluşması için hak sahibi olunduğu düşüncesiyle hareket edilmesi yeterlidir.
Maddenin birinci fıkrasında, suçun eşya üzerinde kuvvet kullanılarak işlenmesi hali düzenlen-miştir. Eşyanın kırılması, bozulması, zarar verilmesi, özgülendiği durumun ve kullanım alanının değişmesi, o eşyadan yararlanılması ya da gelişmesinin önlenmesi sözkonusudur.
Maddenin ikinci fıkrasında, kendiliğinden hak alma suçu işlenirken kişilere karşı tehdit veya zor kullanılması ağırlatıcı neden olarak kabul edilmiştir.
Tehdit (manevi cebir), ağır bir zarara uğratılacağı hususunda mağdur üzerinde yaratılan korkudur. Baskı yapma, sindirme, yıldırma, korkutma şeklinde yapılabilen tehdit; mağdur üzerinde etkili ve ciddi olmalıdır.
Şiddet ise, mağdur üzerinde uygulanan ve onun direncini kıran fiziki bir güçtür. Mağdur, güç kullanılarak etkisiz hale getirilmekte ve iddia edilen hak kendiliğinden alınmaktadır.
Somut olayda sanık, bir kısmı peşin olmak üzere şikayetçiye bir otomobil satmış ve kalan bedel için senet almıştır. Vadesi geldiğinde senet bedeli ödenmeyince kendisini dükkanına götürmesini şikayetçiden istemiştir. Şikayetçinin bir başka otomobili ile dükkana gittiklerinde kontak anahtarını alıp otomobili vermemiştir. Şikayetçi, hakkındaki mahkumiyet hükmü temyiz edilmeyen sanık Murat Kaya'dan yardım istemiştir. Murat Kaya, sanıkla görüşmüş ve yardımcı olacağından bahisle her ikisi birlikte yanlarında iki kişi daha olduğu halde şikayetçiyi saat 13.00 sıralarında ıssız bir yere götürmüşlerdir. Tanık Davut İnan'ın da belirttiği gibi sanıklardan Murat Kaya elindeki sopayla ve tekme, tokat vurarak şikayetçiyi yaralamıştır.
Sanık, alacağına karşılık senedi olmasına rağmen yasal yollara başvurmamış, aracı almak için kendisine başvuran diğer sanıkla anlaşıp birlikte ıssız yere götürdükleri şikayetçiyi maddi ve manevi cebirle baskı altında tutmuşlardır. Sanık, diğer sanık Murat Kaya'nın;müştekiyi doktor raporunda belirtildiği şekilde "her iki parietalde oksipitalle sınırda 0,2 mm'lik kesi oluşturacak biçimde" dövmesi sırasında da yanında bulunmuş, tehdit ve zor kullanmış olup eylemi, Ceza Yasasının 308. maddesinin 2. fıkrasına uygun bulunmaktadır. Bu nedenle direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün ONANMASINA, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine 9.5.2000 günü tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak oybirliği ile karar verildi.