 |
T.C
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 2000/6-36
Karar no: 2000/ 41
Tarih: 29.02.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Hırsızlık suçundan sanık Mirze Mehmet D...'ın TCY.nın 492/1 ve 55/3. maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 95/2. maddesi gereğince erteli cezasının aynen infazına ilişkin Manisa 2.Asliye Ceza Mahkemesince 10.6.1998 gün ve 296/391 sayı ile verilen karar sanık müdafiinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen 6.Ceza Dairesince 23.12.1999 gün ve 8126/7974 sayı ile;
Sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek;
"1- Bilirkişi görüşü alınmadan ve kabule esas dayanaklar da gösterilmeden suç eşyasının değerinin normal kabulü,
2- TCY.nın 55/3. maddesinin uygulanması sırasında hesap hatası sonucu sanık hakkında fazla ceza tayini" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 14.2.2000 gün ve 75924 sayı ile;
Sanığın adli sicil kaydı incelendiğinde sanığın tek erteli cezası, Manisa Sulh Ceza Mahkemesinin 11.3.1996 gün ve 8/397 sayılı kararı ile TCY.nın 491/4, 522, 523, 2253 S.Y.nın 12, 647 sayılı Yasanın 4-6. maddeleri gereğince hükmedilen ve ertelenen 200.000 TL.ağır para cezasıdır.
Hakkında 2253 sayılı Yasanın 12. maddesi uygulanan sanık hakkında verilen cezanın aynı yasanın 38. maddesi yerine 647 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca ertelenmesi sanık hakkında aleyhe sonuç yaratacak biçimde yorumlanamaz.
2253 S.Y.nın 38. maddesinde, 647 sayılı Yasanın 6.maddesine göre daha lehe hükümlere yer verilmiş, deneme süresi 1 yıldan 3 yıla kadar öngörülmüştür. Erteleme bu yasa hükümlerine göre yapılmamış olmakla birlikte, lehe olan yasa hükmü uygulanacağından deneme süresinin de sanık lehine 1 yıl olarak yorumlanması gerekir, bu takdirde ise hüküm tarihinden itibaren bu süre dolduğundan artık erteli cezanın aynen infazına karar verilemeyecektir, gerekçesiyle itiraz yoluna başvurarak Özel Daire bozma nedenlerine bu hususun da eklenmesine karar verilmesini istemiştir.
Dosya Yargıtay 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, somut olayda sanığın ertelenmiş hükümlülüğünün TCY.nın 95/2 nci maddesi uyarınca aynen infazına karar verilip verilemeyeceğine ilişkindir.
647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Yasanın 6 ncı maddesi ile 2253 sayılı Yasanın 38. maddesinde "erteleme" konusu düzenlenmiş olup; her iki hüküm birlikte değerlendirildiğinde 2253 sayılı Yasada ağır hapis, hapis ve hafif hapis ayrımına yer verilmeksizin 3 yıla kadar hürriyeti bağlayıcı cezaların ertelenebileceği, 647 sayılı Yasanın 6. maddesinde ise 18 yaşından küçükler için diğer hürriyeti bağlayıcı cezalar yönünden aynı süre öngörülmesine karşın, ağır hapiste bu sürenin iki yılla sınırlandırılması, bazı suçlara ilişkin cezaların Özel Yasalar uyarınca ertelenemeyeceğinin istisna olarak belirtilmesi, 2253 sayılı Yasada ise bu tür bir istisnanın yer almaması, erteleme gerekçesi yönünden de 2253 sayılı Yasada "suç işleme hususundaki eğilim" kavramına göre daha geniş bir değerlendirme alanına sahip olan "ahlâki eğilim" kavramına yer verilmesi daha lehedir.
Deneme süreleri yönünden her iki düzenleme incelendiğinde, 647 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca yapılan ertelemede deneme süresi TCY.nın 95. maddesine göre belirlenmekte olup, bu süre kabahatlerde bir yıl, cürümlerde 5 yıldır. 2253 sayılı Yasanın 38. maddesine göre deneme süresi, suç türü ayırımı yapılmaksızın 1 yıldan 3 yıla kadar bir süre olarak belirlenmiştir ve bu süre içerisinde suç işlenmesi halinde TCY.nın 95. maddesi uyarınca ertelenmiş önceki ceza da sanığa aynen çektirilecektir, 2253 sayılı Yasanın 38. maddesi ile getirilen düzenlemede ise, sanık bu sürede kasti bir cürüm işlerse , ertelenmiş önceki cezanın aynen çektirilmesine veya vahim görülmeyen hallerde deneme devresinin yarı oranında uzatılmasına karar verilebilecektir ki bu düzenleme de sanık lehinedir.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde diğer yasaya göre özel bir yasa olan 2253 sayılı Yasa hükümlerinin küçük sanıklar için daha lehe hükümler taşıdığı ve ertelemenin bu yasanın 38. maddesine göre yapılması gerektiği konusunda bir kuşku bulunmamaktadır.
Bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde Manisa Sulh Ceza Mahkeme-sinin 11.3.1996 gün ve 8/297 sayılı kararı ile sanık hakkında TCY.nın 491/4, 522, 523/1 ve 2253 sayılı Yasanın 12. maddesi uyarınca hükmedilen 200.000 TL. ağır para cezası hatalı olarak 647 sayılı Yasanın 6. maddesi gereğince ertelenmiş ve karar bu şekilde kesinleşmiş ise de bu durum sanık aleyhine sonuç doğuracak şekilde yorumlanamaz, hakkında 2253 sayılı Yasanın 12. maddesi uygulanan sanığın cezası 2253 sayılı Yasanın 38. maddesi uyarınca ertelenmiş gibi değerlendirilerek, deneme süresi bu yasa hükümleri dikkate alınarak saptanmalı, yasada 1 ila 3 yıl arasında bir deneme süresi öngörüldüğünden bu aşamada sanık lehine deneme süresinin asgari miktarı dikkate alınarak uygulama yapılmalıdır. Somut olayda sanığın ikinci işlediği suç ile erteli mahkumiyeti arasında 1 yıldan fazla bir süre geçmiş bulunduğundan, 2253 sayılı Yasanın 38. maddesi dikkate alınmaksızın, TCY.nın 95. maddesi uyarınca sanığa erteli cezasının aynen infazına karar verilmesi isabetsizdir
Diğer yandan incelenen dosyada sanığın önceki hükümlülüklerinin para cezalarına ilişkin olması nedeniyle bu son suçundan verilen cezanın ertelenmesine yasal bir engel bulunmadığı halde, tefhim edilmekle hükmün esasını oluşturan kısa kararda erteleme hususunda bir karar verilmemesi de isabetsiz olup hükmün bu nedenle de bozulmasına karar verilmelidir.
Bu itibarla Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüyle Yerel Mahkeme hükmünün Özel Daire ilamında belirtilen nedenlerle birlikte bu iki nedenden dolayı da bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüyle, Yerel Mahkeme hükmünün belirtilen bu iki nedenle de BOZULMASINA, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine 29.02.2000 günü oybirliğiyle karar verildi.