Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 2000/6-261
Karar no: 2001/2
Tarih: 30.1.2001

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • HIRSIZLIK SUÇU
  • KÜÇÜK SANIK İÇİN UYGULAMA
Karar Özeti:   Hırsızlık suçundan suç günü 13 yaşında olduğu halde, "işlediği suçun anlam ve sonuçlarını kavrayabilirle" yeteneğinde  olup  olmadığı   saptanmadan 2253   sayılı Yasanın 12/2. maddesi yerine TCY.nın 55/3. madde uygulanarak fazla ceza belirtilen sanık hakkında; anılan rapor sağlandıktan sonra, sonucuna göre "cezanın çektirilmemesine" karar verilir ya da 2253 sayılı Yasanın 12/2. maddenin uygulanması gerekir.
(765 s. TCK. m. 493/2, 65/3, 55/3)
(2253 s. ÇMK. m. 12/2)
Hırsızlık suçundan sanık Ertan'ın TCY.nın 493/2, 65/3 ve 55/3. maddeleri uyarınca sonuçta 1 yıl 1 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin (Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesi)nce verilip temyiz edilmeksizin kesinleşen 25.3.1998 gün ve 2/132 sayılı hükmün bozulması, Adalet Bakanlığı'nın 10.11.2000 gün ve 31413 sayılı yazılı emrine atfen Yargıtay C. Başsavcılığınca düzenlenen 15.11.2000 gün ve 160506 sayılı tebliğname ile istenilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesi 16.11.2000 gün ve 8810/8151 sayı ile bozma istemini yerinde görerek, sanık hakkındaki Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesinin kesinleşmiş 25.3.1998 gün ve 2/132 sayılı hükmünün CYUY.nın 343. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve cezanın ÇEKTİRİLMEMESİNE karar vermiştir.
Yargıtay C. Başsavcılığı ise 20.12.2000 gün ve 160506 sayı ile;
"Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesinin temyiz edilmeksizin kesinleşen kararında, sanığın eylemi sübuta ermiş ancak suç tarihinde 15 yaşını bitirmeyen sanık hakkında ceza indirimi 2253 sayılı Kanunun 12. maddesi uyarınca yapılması gerekirken TCK. 55/3. maddesine göre yapılmak suretiyle fazla ceza tayin edilmiştir.
Yüksek Adalet Bakanlığının ihbarnamesi de bu konuyla sınırlı bulunmaktadır. Bu itibarla Yüksek 6. Ceza Dairesince 2253 sayılı Yasanın 12/2. maddesi uyarınca sanık Ertan'ın cezasından indirim yapmak suretiyle nihai bir karar verilmesi gerekirken sübuta eren bir eylemden dolayı ayrıca "cezanın çektirilmemesine" karar verilmesi yerinde olmayıp dosya içeriğine uygun bulunmamaktadır. Biran için sanıkla ilgili dava dosyasının içerisinde farik ve mümeyyiz raporu bulunmadığından Yüksek Dairece bu şekilde karar verilmiş olabileceği düşünülse bile bu eksikliğin giderilmek suretiyle işin neticelendirilmesi olanaklıdır. Kaldı ki dosya arasında bulunan sanıkla ilgili Adli Sicil kaydından da anlaşılacağı üzere sanığın, bu suçun işlendiği 1.11.1994 tarihinde yakın olan 23.10.1994 ve 16.11.1994 tarihlerinde başka hırsızlık suçları da işlediği, bu suçlardan ayrı ayrı mahkumiyet kararları verildiği, verilen kararlarda cezasından 2253 sayılı Yasanın 12/2. maddesi ile indirimler yapıldığı görülmüştür. Bu nedenle sanığın itiraza konu suçun da farik ve mümeyyizi olduğu açık ve net bir şekilde anlaşılmaktadır." gerekçesiyle itiraz yoluna başvurarak, Özel Daire kararının kaldırılmasını, Yerel Mahkeme hükmünün yazılı emir ihbarnamesi doğrultusunda bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Somut olayda Özel Daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, hüküm bozulduktan sonra cezanın çektirilmemesine de karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
CYUY.nın 343. maddesinde, hakim tarafından ve mahkemelerden verilen Yargıtayca incelenmeksizin kesinleşen karâr ve hükümlerde yasaya aykırı davranıldığının haber alınması üzerine, Adalet Bakanı tarafından karar veya hükmün bozulması için Yargıtaya başvurulmasının sağlanması hususunda, Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı emir verilebileceği ve bu istemde yasal nedenlerin gösterileceği, C. Başsavcısının tebliğnamesinde yalnızca bu nedenleri yazarak dosyayı göndereceği, bu nedenlerin yerinde görülmesi halinde hükmün Yargıtayca bozulacağı, ancak esasla ilgili verilen-hükümlerin bozulmasının aleyhe tesir etmeyeceği, bozmanın lehe olması halinde ise;
a- Bozma mahkum olan kimsenin cezasının tamamıyla kaldırılmasını gerektiriyorsa, evvelce hükmolunan cezanın ÇEKİLMEMESİNİN karara yazılacağı,
b- Bozma cezanın tamamıyla kaldırılmasını değil de daha hafif bir ceza uygulamasını gerektiriyorsa, cezanın neden ibaret olduğunun kararda gösterileceği,
c- Bozma, davanın esasını halletmeyen mahkeme kararları hakkında ise yeniden yapılacak inceleme ve araştırma neticesine gereken kararın mahkemece verileceği öngörülmüştür.
3.6.1936 gün ve 129/11 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında ise "mahkumiyet ve beraat kararı ile zamanaşımı, af ve davadan vazgeçme gibi düşme sebeplerine dayanılarak verilen kararların davanın esasını halleden kararlardan olduğu belirtilmiştir."
Bu İçtihadı Birleştirme Kararından da anlaşılacağı üzere davanın esasın halleden ve temyiz edilmeksizin kesinleşen bir karar, yazılı emir isteminin kabulü sonucun bozulduğunda, tekrar yargılama olanağı bulunmadığından bozma nedeni cezanın tamamen kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın çekmemesine de karar verilecek, daha hafif bir cezanın uygulanmasını gerektirdiği takdirde ise cezanın neden ibaret olduğu kararda gösterilecektir.
İnceleme konusu somut olayda; sanık Ertan 10.8.1981 doğumlu olup, 1.11.1994 tarihinde işlediği hırsızlık suçu esnasında 13 yaşındadır.
2253 sayılı Yasanın 12. maddesinde "fiili işlediği zaman 11 yaşını bitirmiş olup da, 15 yaşını doldurmamış olan küçükler hakkında 20. maddeye göre yapılan inceleme, ceza tertibini gerektirmiyorsa mahkemece 10. maddede yazılı tedbirlerden biri uygulanabilir."
Aksi halde idam cezası yerine 15 sene ve müebbet ağır hapis cezası yerine 10 seneden aşağı olmamak üzere hapis cezası verilir, diğer cezalar yarıya indirilir ve ağır hapis cezalan hapse çevrilir, 20. maddenin 1. fıkrasında ise, "Bu kanunda gösterilen ceza ve tedbirlerin uygulanmasından önce küçüğün işlediği suçun anlam ve sonuçlarını kavrayabilme yönünden bedeni, akli ve ruhi durumu mütehassıs kimselere tespit ettirilir." hükümleri yer almaktadır.
Olayda hükümlünün, inceleme konusu hırsızlık suçunun anlam ve sonuçlarını kavrayabilme yeteneğinde bulunduğuna ilişkin olarak mahkemece herhangi bir araştırma yapılmadığı görülmektedir. Yine hükümlünün adli sicil kayıtlarından 23.10.1994, 16.11.1994, 18.11.1994, 19.11.1994 ve 22.5.1995 tarihlerinde işlediği hırsızlık suçlarından dolayı mahkumiyetlerinin bulunduğu ve hakkında 2253 sayılı Yasanın 12. maddesinin uygulandığı anlaşılmakta ise de, dosya arasında bulunan Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 22.3.1995 gün ve 1046/177 sayılı ilamının incelenmesinde, suç tarihinin 19.11.1994 olduğu, sanığın TCY.nın 493/1, 62, 522 ve 2253 sayılı Yasanın 12. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği, ilamda işlediği suçun anlam ve sonuçlarını kavrayabilme yeteneğine ilişkin bir belirleme ve rapora yer verilmediği, bu konuda bir araştırma yapıldığına ilişkin bir bilgiye rastlanılmadığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 7.11.1996 gün ve 123/130 sayılı ilamında, aynı yer Devlet Hastanesinin 15.7.1996 gün ve 1099 nolu raporu ile sanığın yaralama suçunun anlam ve sonuçlarını kavrayabilme yeteneğinde olduğu belirtilmiş ise de; suç tarihi 15.7.1996 olan bu olaydaki raporun, gerek suçun türü gerekse suç tarihi yönünden 1.11.1994 günü işlenmiş olan hırsızlık suçuna emsal alınmasına olanak yoktur.
Bu itibarla, sanığın 1.11.1994 tarihinde işlediği hırsızlık suçunun anlam ve sonuçlarını kavrayabilme yeteneğinde olup olmadığı saptandıktan sonra, olmadığı takdirde cezanın çektirilmemesine karar verilmesi, olduğunun anlaşılması halinde ise cezasından 2253 sayılı Yasanın 12/2. maddesi uyarınca indirim yapılarak cezanın belirlenmesi ile yetinilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla Özel Dairece, değinilen rapor sağlandıktan sonra cezanın çekilmesi hususunda bir karar verilebileceği sonucuna varıldığından Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının bu değişik gerekçe ile kabulüne karar verilmelidir.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının bu değişik gerekçe ile kabulüne, Özel Daire bozma ilamının kaldırılmasına, hükümlünün işlediği kabul edilen hırsızlık suçunun anlam ve sonuçlarını kavrayabilme yeteneği hususunda rapor aldırıldıktan sonra cezanın çekilmesinin gerekip gerekmediği konusunda karar verilmek üzere, dosyanın Yargıtay 6. ceza Dairesine gönderilmesi için C. Başsavcılığına tevdiine, 30.1.2001 günü oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini