 |
T.C
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 2000/4-9
Karar no: 2000/20
Tarih: 08.02.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Görevi savsama suçundan sanıklar Mehmet E..., Muzaffer Ç..., Veli T..., Bekir Ö..., Nedim F... ve Abdullah A...'ın beraetlerine ilişkin İzmir 4.Asliye Ceza Mahkemesince verilen 24.2.1997 gün ve 308/96 sayılı hükmün C.Savcısı ve katılan vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4.Ceza Dairesi 27.4.1998 gün ve 3684/4176 sayı ile;
"1-Yakınan kurum vekilinin 15.7.1996 tarihli katılma isteği ile ilgili bir karar verilmemesi,
2- Sınav komisyon başkan ve üyeleri olan sanıkların sözlü ve uygulamalı sınav sonunda, sınava girenlerin aldıkları notları tutanakla belirlemeden, ESHOT Genel Müdürü olan sanık Mehmet E...'ün isteği doğrultusunda belirlenen listede sınav giriş belgelerinin arkasına olumsuz ve başarısız olarak nitelendirilenleri bile kazanmış gösterip usulsüz sınav yapmaktan ibaret eylemlerinin TCY.nın 240. maddesine uyduğu gözetilmeden yerinde olmayan gerekçe ile beraet kararı verilmesi" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme 3.11.1998 gün ve 1008/1286 sayı ile; "Sanıklarda suç işleme kastı olmayıp sınav kurallarına uymuşlardır. İdarenin kusurlu olması halinde ise alınan personelin işten çıkarılamayacağına ilişkin dosyada mevcut Danıştay kararı da nazara alındığında suçun unsurları oluşmamıştır." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi C.Savcısı ve katılan vekili tarafından süresinde iste-nildiğinden dosya; Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istemli 16.12.1999 tarihli tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanıkların görevi savsama suçundan beraetlerine ilişkin yerel mahkeme kararı, C.Savcısı ve katılan vekilinin temyizi üzerine, "katılma istemi hakkında bir karar verilmemesi ve sanıkların eylemlerinin TCY.nın 240. maddesine uyduğunun gözetilmemesi" isabetsizliğinden bozulmuştur. Bozmadan sonra sanıklar Mehmet E... ve Nedim F... dinlenmeden önceki hükümde direnilmiştir.
1- Sanıklar hakkında açılan kamu davasına, suçtan zarar gördüğünü bildiren ESHOT Genel Müdürlüğü vekili 15.7.1996 tarihli dilekçeyle katılma talebinde bulunmuştur. Yakınan idare vekilinin bu talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2- CMUY.nın 326. maddesinde "Sanık veya müdahil ve vekillerine davetiye tebliğ olunmaması veya davetiye tebliğ olunmasına rağmen duruşmaya gelmemeleri nedeniyle bozmaya karşı beyanları tesbit edilmemiş olsa dahi duruşmaya devam edilerek dava gıyabta bitirilebilir. Ancak sanık hakkında verilecek ceza bozmaya konu olan cezadan daha ağır ise herhalde dinlenilmesi gerekir. Yargıtay'dan verilen bozma kararına mahkemelerin ısrar hakkı vardır. Israr üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara uymak mecburidir." hükmü yer almaktadır.
Emredici olan bu hükme uyulmaması, savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracaktır. Savunma hakkı, sanığın vazgeçilmez ve en önemli haklarından olup, bu hakkın sınırlanması CMUY.nın 308. maddesi uyarınca mutlak bozma nedenidir. Sanıklardan Mehmet Erdül ve Nedim Filiz'in aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan direnme kararı verilmesi yasaya aykırı olup hükmün bu nedenle de bozulmasına karar verilmelidir.
3-Anayasanın 141 ve CMUY.nın 32. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş uygulamalarına göre, bir karar bozulmakla tamamen ortadan kalkacağı için yerel mahkeme direnme kararında da CMUY.nın 260, 261, 268 ve 308. maddeleri uyarınca yeniden hüküm kurmalıdır.
Karar; sorun, gerekçe ve sonuç bölümlerinden oluşmaktadır. Sorun bölümünde maddi olay açıklanmalı, gerekçe kısmında mevcut kanıtlar irdelenmeli, hukuki nitelendirme yer almalı ve neden bu sonuca varıldığı anlatılmalı, direnme nedenleri gösterilmelidir. Sonuç kısmında ise CMUY.nın 268. maddesine uygun olarak hüküm kurulmalıdır.
Somut olayda yerel mahkemece bu kurallara uyulmamış, bozulmakla tamamen ortadan kalkan eski hükümde direnilmesine karar verildikten sonra direnme nedenleri ayrıntılarıyla gösterilmemiş, bozma kararına niçin uyulmadığı, yakınıcı vekilinin istemi hakkında neden karar verilmediği ve sanıkların beraetleri gerektiği açıklanmamıştır.
Bu itibarla, Yerel Mahkeme kararının açıklanan usuli nedenlerle bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Hükmün esastan bozulmasını isteyen tebliğnamedeki istemden değişik gerekçe ile ve sair yönleri incelenmeksizin yerel mahkeme direnme hükmünün öncelikle yukarıda açıklanan usuli nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 08.02.2000 günü oybirliği ile karar verildi.