Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 2000/4-25
Karar no: 2000/44
Tarih: 07.03.2000

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
Görevi terk suçundan sanıklar Belgizar N..., Bekir Ü..., Hayrettin Ç..., Abdi D..., Hamide T..., Leyla D..., Hilal A..., Kazım Ç..., İsmail Y..., Remziye K..., Gülağa E..., Mükremin T... ve Mehmet Ü...'ün TCY.nın 236/1, 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 1.500.000 er lira ağır para cezası ile cezalandırılmalarına ve bu cezalarının ertelenmesine ilişkin Beyoğlu 8. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 22.5.1997 gün ve 603/615 sayılı hükmün sanıklar ve sanık Bekir Ü... vekilinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesi 8.12.1999 gün ve 8452/10258 sayı ile;
"Olay tarihinde PTT Müdürlüğünde çalışan sanıklar, işyerine geldikleri halde TESK çağrısına uyarak saat 8.30-11.00 arasında görevlerini geçici olarak yapmadıkları ikrarlarıyla dosya kapsamından anlaşılmış olması karşısında 23.7.1993 tarihinde 4121 sayılı Yasayla Anayasanın 53.maddesiyle 12.6.1997 tarih 4275 sayılı Yasayla 657 sayılı Yasanın 22. maddesinde yapılan değişikliklerle, sanıkların konumundaki kimselere sendika kurma ve bu tür kuruluşlara girme hakkı sağlanmış olmasına ve 1993 yılında TBMM. tarafından  onaylanarak Anayasanın 90. maddesine göre, iç hukuk halini alan Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO)'nun 87 ve 151 sayılı sözleşmelerinde de, sendikanın amaçları doğrultusunda üyelere etkinlikte bulunabilme olanağı sağlamış olması sonucunda, sanıkların eylemlerinin suç öğelerini oluşturup oluşturmadığı hususu tartışılmadan yazılı şekilde hükümlülük kararı verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına, hükmü temyiz etmeyenlerin de bozmadan yararlanmalarına, "hükmün onanması gerektiği" karşı oyları ile ve oyçokluğuyla karar vermiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 25.1.2000 gün ve 83991 sayı ile;
"Anayasanın 53 ve 657 sayılı Yasanın 22. maddeleriyle memurlara sendika kurma hakkı tanınmış ise de grev, işi bırakma ve işi yavaşlatma olanağı tanınmamıştır. Bu boşluğun İLO sözleşmeleri ile doldurulduğu da söylenemez. İLO sözleşmeleri ile üye ülkelere gerekli düzenlemeyi yapma görevi yüklenmiştir. Bu düzenleme henüz yapılmamıştır. Hukuk Genel Kurulunun 24.5.1995 gün ve 367/550 sayılı kararında, İLO sözleşmelerinin kabulünden sonra kamu görevlileri sendikaları ile ilgili düzenleme yapılmadığından memur sendikalarının tüzel kişilik kazanmadığı kabul edilmiştir.
Anayasanın 54/7. maddesinde siyasi amaçlı grev yasaklanmıştır. 657 sayılı Yasanın 26. maddesinde, memurların kamu hizmetini aksatacak şekilde görevlerine gelmemeleri veya göreve gelip hizmeti aksatamayacakları, 27. maddede ise grev yapamayacakları hükme bağlanmıştır.
TCY.nın 236. maddesi yürürlükte olup mahkemenin uygulaması doğrudur." gerekçesiyle itiraz edilerek bozma kararının kaldırılması talep olunmuştur.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
PTT. Müdürlüğünde memur olan ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonuna bağlı
Haber-Sen Sendikasına üye bulunan sanıkların, mali ve sosyal durumlarının düzeltilmesi için Hükümetin dikkatini çekmek amacıyla Konfederasyonun aldığı karara uyarak işyerine geldikleri halde saat 8.30 ila 11.00 arasında görevlerini yapmadıkları iddia ve kabul olunarak TCY.nın 236/1, 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri gereğince 1.500.000 er lira ağır para cezası ve 3 ay memuriyetten yasaklanma cezası ile cezalandırılmalarına karar verilen olayda, Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, 87 ve 151 sayılı İLO Sözleşmeleri karşısında sanıklara yüklenen suçun yasal unsurlarının oluşup oluşmadığına ilişkindir.
Memurların birlikte görevlerini bırakmalarını yasaklayan Ceza Yasasının 236. maddesinin birinci fıkrası gereğince, "Memurlardan veya işçi niteliğini taşımayan kamu hizmeti görevlilerinden üç veya daha fazla kimse aldıkları karar gereğince kanun hükümlerine aykırı olarak, memuriyetlerini terk eder veya vazifelerine gelmezlerse veya vazifelerine gelip de görevlerini geçici de olsa kısmen veya tamamen yapmazlar yahut yavaşlatırlarsa her biri hakkında dört aydan bir yıla kadar hapis ve ikibin liradan onbin liraya kadar ağır para cezasiyle birlikte muvakkaten veya müebbeten memuriyetten mahrumiyet cezası" ile cezalandırılacaklardır.
Kamu hizmetlerinde esas olan, hizmetin düzen içinde ve kesintisiz devam etmesidir. Memurların anlaşarak görevlerini terk etmeleri veya yavaşlatmaları kamu düzenini bozacaktır. Kamu düzeninin devamlılığı nazara alındığında terk husususun kısa veya uzun olmasının önemi ve suça etkisi bulunmamaktadır. Grev yapılması, diğer bir anlatımla bir hakkın alınması için, hakkın alınmasına kadar işe gitmeme veya işi yavaşlatma şart değildir. Bu nedenle üç veya daha fazla kişinin alınan bir karar gereği kısa veya uzun bir süre görevi bırakmaları ile 236. maddede yer alan "terk" unsuru gerçekleşmiş olacaktır. "Görevin terki", yasalara aykırı olarak kamu hizmetinin ifa edilememesi, görevin bırakılması olup görev yerinden ayrılmamak sonuca etkili değildir.
Suçun oluşması için genel kast yeterli olup bir zararın meydana gelmesi veya özel bir kastın varlığı aranmayacaktır. Failin saiki önemli değildir. Yasa koyucu saiki dikkate almamış, bilerek ve isteyerek görevin terk edilmesini, suçun oluşumu için yeterli görmüştür.
Öte yandan, Uluslararası Çalışma Örgütü Anayasasının Dibaçe kısmında, çalışanların durumunun iyileştirilmesini ve iş barışının sağlanmasını mümkün kılacak yollar arasında "Örgütlenme Özgürlüğü İlkesi" de vurgulanmış ve bu amacın gerçekleşmesi için 87 sayılı Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin Sözleşme kabul edilmiştir. 11.12.1992 günlü Resmi Gazetede yayınlanan 3847 sayılı Yasa ile onaylanan Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO)'nun 87 sayılı Sözleşmesinin;
1. maddesi "Hakkında bu sözleşmenin yürürlükte bulunduğu Uluslararası Çalışma Örgütünün her üyesi aşağıdaki hükümleri yerine getirmeyi üstlenir.
2.maddesi "Çalışanlar ve işverenler, herhangi bir ayırım yapılmaksızın önceden izin almadan istedikleri kuruluşları kurmak ve yalnız bu kuruluşların tüzüklerine uymak koşuluyla bunlara üye olmak hakkına sahiptirler."
3.maddesi "1- Çalışanların ve işverenlerin örgütleri, tüzük ve iç yönetmeliklerini düzenlemek, temsilcilerini serbestçe seçmek, yönetim ve etkinliklerini düzenlemek ve iş programlarını belirlemek hakkına sahiptirler.
2- Kamu makamları, bu hakkı sınırlayacak veya bu hakkın yasaya uygun şekilde kullanılmasına engel olacak nitelikte her türlü müdahaleden sakınmalıdırlar.
4.maddesi "Çalışanların ve işverenlerin örgütleri yönetsel yoldan feshedilme veya faaliyetten menedilmeye tabi tutulamazlar.
7.maddesi "Çalışanların ve işverenlerin örgütleriyle bunların federasyon ve konfederasyonlarının tüzel kişilik kazanmaları yukarıda yazılı 2,3 ve 4 üncü maddeler hükümlerinin uygulanmasını sınırlayacak nitelikte koşullara bağlanamaz.
8. maddesi "1- Çalışanlar ve işverenlerle bunlara ait örgütler bu sözleşme ile kendilerine tanınmış olan hakları kullanmada, diğer kişiler veya örgütlenmiş topluluklar gibi, yasalara uymak zorundadırlar.
2- Yasalar, bu sözleşme ile öngörülen güvencelere zarar verecek nitelikte olamaz veya zarar verecek şekilde uygulanamaz.
9. maddesi "1- Bu sözleşmede öngörülen güvencelerin silahlı kuvvetlere ve polis mensuplarına ne ölçüde uygulanacağı ulusal mevzuatla belirlenir." hükümlerini içermektedir.
3848 sayılı Yasa ile onaylanması uygun bulunan "Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunmasına ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin 151 sayılı Sözleşmenin;
1.maddesi "1-Bu Sözleşme, diğer Uluslararası çalışma sözleşmelerinde bu kesime uygulanabilecek daha elverişli hükümler bulunmadığı durumlarda kamu makamlarınca çalıştırılan herkese uygulanır.
2- Bu Sözleşmede öngörülen güvencelerin, görevleri izlenecek politikaları belirleme ve yönetim işlevleri kabul edilen üst düzey görevlilere veya çok gizli nitelikte görevler ifa edenlere hangi ölçüde uygulanacağı ulusal yasalarla belirlenecektir.
3- Bu Sözleşmede öngörülen güvencelerin silahlı kuvvetlere ve polise ne ölçüde uygulanacağı ulusal yasalarla belirlenecektir.
2.maddesi " Bu Sözleşmenin uygulanması bakımından "Kamu Görevlisi" deyimi iş bu Sözleşmenin 1 inci maddesi uyarınca Sözleşmenin kapsamına giren herhangi bir kimse anlamına gelir.
3.maddesi "Bu Sözleşmenin uygulanması bakımından "Kamu Görevlileri Örgütü " deyimi oluşumu ne olursa olsun amacı kamu görevlilerinin çıkarlarını savunmak ve geliştirmek olan herhangi bir örgüt anlamına gelir.
6.maddesi "1-Kamu görevlilerinin tanınan örgütlerinin temsilcilerine, çalışma saatleri içinde veya dışında görevlerini çabuk ve etkin bir biçimde yerine getirmelerine olanak verecek şekilde kolaylıklar sağlanacaktır. hükümleri yer almaktadır.
Anılan sözleşmeler, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 3847 ve 3848 sayılı Yasalarla onaylanarak yürürlüğe konulmakla, Anayasanın 90. maddesi uyarınca yasa niteliğini kazanmışlardır.
Bir iç hukuk kuralı haline gelen 87 sayılı Sözleşmenin yukarıya alınan maddelerinde; gerek çalışanların gerekse işverenlerin önceden izin almaksızın istedikleri kuruluşları kurabilecekleri ve bu kuruluşlara üye olabilecekleri, bu örgütlerin gerekli düzenlemelerini yapabilecekleri ve buna müdahale edilemeyeceği, yönetsel yoldan fesh veya faaliyetten men edilemeyeceği, örgütlerin bu haklarını kullanırken yasalara uymak zorunda oldukları belirtilmiştir. 151 sayılı Sözleşme ise kamu hizmetinde çalışanların örgütlenmeleri ve örgütlenmede sağlanacak kolaylıklar ile sağlanacak haklara ilişkindir.
Görüldüğü üzere İLO Sözleşmeleri ile sendika kurma hakkı tanınmış fakat grev ve lokavt hakkından sözedilmemiş, kuruluşların yasalara uymak zorunda oldukları hükme bağlanmıştır. Bu suretle kamu görevlilerine sendikal haklar tanınmış ancak bu hakların Nasıl kullanılacağı Sözleşmeyi imzalayan Devletlere bırakılmıştır.
İç hukukumuzda da benzer düzenlemeler yapılmıştır. Anayasanın 53. maddesine 23.5.1995 gün ve 4121 sayılı Yasayla eklenen üçüncü fıkrada, "kamu görevlilerine sendika ve üst kuruluşları kurma ve idareyle toplu sözleşme yapma yetkisi tanınmış, bu konunun yasa ile düzenleneceği" kabul edilmiştir. Maddede belirtilen yasal düzenleme ise henüz yapılmamıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Yasasının 22. maddesine göre de memurlar, Anayasada ve Özel Yasalarda belirtilen hükümler uyarınca sendika ve üst kuruluşları kurabilecekler veya bu kuruluşlara katılabileceklerdir. 26. maddede ise memurların, kamu hizmetini aksatacak şekilde memurluktan birlikte çekilmeleri, görevlerine gelmemeleri ya da görevlerine gelip işi yavaşlatacak veya aksatacak eylemlerde bulunmaları yasaklanmıştır. 27. maddeyle de grev yasağı getirilmiştir.
Bu yasal düzenlemelerle Devlet memurları ile diğer kamu görevlilerine sendika kurma ve üye olma hakkı tanınmış, ancak işi yavaşlatma veya terketme ya da grev hakkı tanınmamış, bu konularda yasal düzenleme yapılmamıştır.
Ayrıca 1475 sayılı İş Yasası ile işçinin özürsüz olarak işe gelmemesi, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası ile yasadışı grev, yaptırıma bağlandığı halde, memurların ve diğer kamu görevlilerinin istedikleri zaman alacakları bir kararla işi terkedebilecekleri ve halen yürürlükte bulunan TCY.nın 236. maddesinin uygulanamayacağı ileri sürülemez.
Kaldı ki diğer çalışanların işi yavaşlatma veya greve başvurmaları yasayla bazı koşullara bağlanmışken kamu görevlileri bakımından bu konularda hiçbir koşulun aranmayacağının kabulüne de olanak yoktur. Bu nedenle itirazın kabulüne, ancak suç tarihi olan 18.4.1996 tarihinde yürürlükte bulunan memur maaş katsayısı nazara alındığında en az ağır para cezasının 300.000 lira olduğu gözetilmeden 26.4.1996 tarihinden sonra uygulanması gereken Bütçe Yasası dikkate alınarak 420.000 lira ve sonuç olarak 1.380.000 lira yerine 1.500.000 lira ağır para cezasına hükmolunması yasaya aykırı olup bu hususun CYUY.sının 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyelerinden N.Erdoğan, "Sanıkların bağlı bulunduğu KESK yani Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu 87 nolu İLO Sözleşmesinin 2 ve 3. maddeleri, Anayasamızın 53/2, 90/5. maddeleri, 657 sayılı Yasanın 22. maddesi uyarınca kamu görevlilerinin çıkarlarını savunmak ve geliştirmek için kurulmuş yasal bir örgüttür. Bu örgüt 87 nolu İLO Sözleşmesinin 3/1. md. ve fıkrası, 151 nolu Sözleşmenin 3. maddeleri uyarınca kamu görevlilerinin çıkarlarını savunmak ve geliştirmek amacı ile etkinlikler düzenlemek hakkına sahiptir. 87 nolu Sözleşmenin 3/2 maddesi uyarınca kamu makamları bu hakkı sınırlayacak veya bu hakkın yasaya uygun şekilde kullanılmasına engel olacak müdahalede bulunamaz. Burada ölçü, ortaya konacak eylemin 87 nolu Sözleşmenin 8/1.md. öngörüldüğü şekilde yasaya uygun olmasıdır.
Sanıkların ortaya koydukları eylemin sendikal anlamda grev olup olmadığının ortaya konulması gerekir. Grev, çalışanların bir hakkın alınması için görevlerini terk ederek hakkın alınmasına kadar göreve gitmemeleri veya işi yavaşlatmalarıdır. Grevde kararlı ve sürekli bir şekilde hakkın alınmasına kadar işe gitmeme ve işi yavaşlatma durumu vardır. Olayımızda ise, sanıkların işi terketme veya işi yavaşlatma gibi bir kasıtları ve düşünceleri yoktur. Amaçları kendilerinin ekonomik durumlarının düzeltilmesi için hükü-metin dikkatini çekmektir. Nitekim bu amaçla düzenlenen mitinge katılıp daha sonra saat 11.00 de işlerinin başına dönerek görevlerine devam etmişlerdir. Sanıkların bu eylemleri sendikal ve hukuki anlamda suç teşkil eden grev olmayıp, sivil toplum örgütlerinin yasal olarak hak arama niteliğinde demokratik bir tepkidir. Kamu çalışanlarına, 87 nolu İLO Sözleşmesinin 3/1.md. uyarınca "Çalışanların ve işverenlerin örgütleri, tüzük ve yönetmeliklerini düzenlemek, temsilcilerini serbestçe seçmek, yönetim ve etkinliklerini düzenlemek ve iş programlarını belirlemek hakkına sahiptir.", 151 nolu İLO Sözleşmesinin 3.md. "Bu sözleşmenin uygulanması bakımından "kamu görevlileri örgütü" deyimi oluşumu ne olursa olsun amacı kamu görevlilerin çıkarlarını savunmak ve geliştirmek olan herhangi bir örgüt anlamına gelir" diyerek kamu çalışanlarının çıkarlarını savunmak ve çalıştırmak amacıyla etkinliklerde bulunabileceklerini açık bir şekilde kabul etmiş ve aynı maddenin 2. fıkrasında "Kamu makamları bu hakkı sınırlayacak veya bu hakkın yasaya uygun şekilde kullanılmasına engel olacak nitelikte her türlü müdahaleden sakınmalıdır" diyerek etkinliklerin kullanılmasının kamu makamlarınca engellenemeyeceğini kabul ederek kamuya karşı çalışanları korumuş, 87 nolu sözleşmenin 8/2. md.de "Yasalar, bu sözleşme ile öngörülen güvencelere zarar verecek nitelikte olamaz veya zarar verecek şekilde uygulanamaz" diyerek İLO Sözleşmelerinde kamu çalışanlarına tanınan güvencelerin iç hukukumuzdaki başka bir yasa ile engellenemeyeceğini ve yasaların İLO Sözleşmelerine aykırı olamayacağını belirlemiş, 151 nolu İLO Sözleşmesinin 4/2-b md. ve fıkrasında "Bir kamu görevlisini, bir kamu görevlileri örgütüne üyeliğe veya böyle örgütün normal faaliyetine katılması nedenleri ile işten çıkarmak veya ona zarar verilemez" diyerek kamu çalışanlarının örgütünün kendi amaçları doğrultusunda düzenlemiş olduğu etkinliklere katılması nedeniyle cezalandırılamayacağını yani kendilerine zarar verilemeyeceğini tüm açıklığı ile tartışmasız bir şekilde ortaya koymuştur. Sanıkların iç hukukumuzda uygulanan 87 ve 151 nolu İLO Sözleşmelerinden doğan kendi çıkarlarını savunmak ve hükümeti uyarmak amacıyla düzenlenen toplantıya katılmaları sendikal ve demokratik hakların kullanılması niteliğinde bulunduğundan ayrıca sanıkların 87 nolu İLO Sözleşmesinin 9, 151 nolu Sözleşmesinin 1/2-3. md.lerinde bildirilen üst düzey görevli, polis, silahlı kuvvet mensubu, çok gizli nitelikte görev yapan İLO Sözleşmelerinden doğan haklarının kullanılması ulusal yasalarca düzenlenmesi gereken kamu görevlilerinden olmamaları nedeniyle eylemi tamamen yasal sınırlar içerisinde kalmıştır.
Bu durumda TCY.nın 236. md.nin İLO Sözleşmelerine aykırı olup olmadığının ortaya konulması gerekir. TCY.nın 236. md. suçun oluşabilmesi için kamu görevlilerinden 3 veya daha fazla kimsenin aldıkları karar uyarınca YASA HÜKÜMLERİNE AYKIRI olarak görevlerini terketmeleri gerekir. Suçun ön koşulu görevin yasaya aykırı olarak terkedilmesidir. Her terk olayı TCY.nın 236. maddedeki suçu oluşturmaz. Görevi terkin yasaya dayanmayan ve hak olmayan bir nedenden kaynaklanması halinde suç oluşur. Ancak, yukarıda da açıklandığı üzere İLO Sözleşmelerinden doğan ve yasal bir hakkın kullanılması halinde suç oluşmaz. TCY.nın 236. md. uygulanırken bu nüansı gözönü etmek gerekir. Olayımızda kamu görevlisi olan sanıklar yasal bir örgüt olan KESK örgütünün mensuplarının yani sanıkların İLO Sözleşmelerinden doğan haklarını almak için ve hükümetin dikkatini çekmek amacıyla düzenlenen mitinge sırf bu amaçlarını gerçekleştirmek için katılmışlardır. Bunun dışında suç teşkil edecek ve mitingin amacına ters düşen bir eylemde bulunmamışlardır. Sanıkların haklı bir nedenle yasalardan doğan hakları kullanmak için geçici olarak görevden ayrılmalarını yasaya aykırı olarak kabul etmek olanaksızdır. Bu nedenle sanıkların yasalardan kaynaklanan sendikal haklarını kullanmak için geçici olarak görevlerini terketmelerinde TCY.nın 236/1. maddesinde belirtilen yasaya aykırı olarak görevlerini terketme ögesi gerçekleşmediğinden sanıkların üzerlerine atılan suçun oluşmadığı kanaatindeyim.
Tüm hukuki irdelemelerin dışında, bugün T.C. Hükümetleri kamu çalışanları tarafından kurulan KESK, EĞİT-SEN gibi örgütleri tanıyarak kendileriyle kamu çalışanlarının özlük hakları ile ilgili kararları almadan önce konuşmaktadır. Hükümetin hükmi şahsiyet olarak tanıyıp düşüncelerini aldığı ve bu doğrultuda çalışmalar yaptığı örgütlerin talimatları doğrultusunda eylem yapan örgüt mensuplarının bu eylemlerinden dolayı, yani görevlerine 1 veya 2 saat gibi kısa süre gitmeme fiillerinden dolayı ömürboyu memuriyetten yoksun bırakılma gibi ağır cezalara mahkum etmek hukuka ve yasalara uygun değildir. İLO Sözleşmelerini uygulanamayan boş bir çerçeve ve demokrasimizi zengin göstermek için kabul edilmiş göstermelik yasalar olarak kabul edemeyiz. Kamu çalışanlarının haklarını koruyan İLO Sözleşmelerinin hayata geçirilmesi zamanı gelmiştir. Demokratik bir ülke olarak bunu yapmak zorundayız. Ulus olarak Avrupa ile entegre olmak ve AB. girmek için büyük uğraşlar verdiğimiz bir dönemde, tüm çağdaş ve demokratik ulusların kabul ettiği İLO Sözleşmelerine sırt dönerek, kamu çalışanlarımızın haklı ve masum isteklerini almak için yasal olarak düzenlenen toplantıya katıldıkları için cezalandırılmalarının Ceza Hukuku açısından hakkaniyet kuralına uymayacağı görüşü ile sayın çoğunluğun kararına katılamıyorum." görüşüyle,
Bir kısım Kurul Üyeleri de, "Dosya kapsamına, Özel Daire bozma kararındaki gerekçeye göre haklı nedenlere dayanmayan itirazın reddi gerektiği" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle İTİRAZIN KABULÜNE, 4. Ceza Dairesinin 8.12.1999 gün ve 8452/10258 sayılı bozma kararının kaldırılmasına, Ağır para cezasının fazla tayini yasaya aykırı ise de CMUY.nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak bu hususun düzeltilmesi mümkün olduğundan, sanıklara sonuç olarak hükmolunan 1.500.000 er lira ağır para cezasının 1.380.000 er liraya indirilmek suretiyle Yerel Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına, 22.2.2000 tarihinde yapılan birinci müzakerede yasal çoğunluk sağlanamadığından 7.3.2000 günü yapılan ikinci görüşmede oyçokluğuyla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini