Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 2000/4-16
Karar no: 2000/19
Tarih: 08.02.2000

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
Mühür bozmak suçundan sanık Ahmet S...'nın TCY.nın 274/1. maddesi uyarınca 3 ay hapis ve 860.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Bakırköy 6. Asliye Ceza Mahkemesince 6.7.1998 gün ve 130/737 sayı ile verilen kararın sanık vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 24.5.1999 gün ve 5219/5980 sayı ile;
"T.C.Yasasının 29. maddesi uyarınca sanığın kişiliği olumlu değerlendirilerek ceza alt sınırdan belirlenmesine karşın, T.C.Yasasının 59 ve 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddeleri için aynı husus olumsuz olarak nitelendirilmek suretiyle cezaların bireyselleştirilmesinde çelişik hüküm kurulması" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise, 11.10.1999 gün ve 1003/1118 sayı ile; "TCY.nın 29. maddesi ile TCY.nın 59. ve 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddelerinin ihtiva ettiği hükümler ayrı ve farklı olup bu nedenle de ayrı maddeler halinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddelerin ceza asgari hadden verildiği her halde zincirleme ve otomatikman uygulanması söz konusu olamaz.
Ceza asgari hadden verildiğinde, TCY.nın 59. maddesi uygulanıp 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddelerinin uygulanmaması mümkün olabileceği gibi, 59. madde uygulanmadan, 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddelerinin uygulanmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Bu düşünce ileri götürüldüğünde cezanın asgari had aşılmak suretiyle verilmesi halinde anılan maddelerin uygulanamayacağı gibi yasanın ruhu ve amacına aykırı bir sonuç doğacaktır. Bu itibarla yapılan uygulamada hiçbir çelişki olmadığı kanaatına varılmıştır. Aksi düşünce kabul edildiğinde Hakimin takdir yetkisi sınırlandırılacağı gibi cezanın şahsileştirilmesi ilkelerine de aykırı olacaktır.
İlk kararda, sanığın kişiliği ve diğer nedenler gözönünde bulundurulduktan sonra cezanın artırma ve eksiltilmesini gerektiren bir unsur mevcut olmadığından yasada yazılı cezanın asgari hadden verilmesi uygun bulunmuştur. Bu hususu ifade ve öngören (sanığın kişiliği ve sosyal durumu) ibaresinde sanık yönünden müsbet veya menfi bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu ibare dosyadaki delillere göre yapılan bir tespittir, bozma ilamında öngörüldüğü gibi sanığın kişiliğini olumlu değerlendirme olarak nitelendirilemez.
Sanığın yaptığı eylem ile bu eylemin nasıl ve ne şekilde yapıldığını inceleyen mahkemenin sanığın kişiliği konusunda fikir ve kanaata varacağı tabidir. Sanığın mühürlenmiş olan inşaata rağmen kaçak inşaatı yasaya aykırı olarak sürdürerek tamamladığı anlaşılmaktadır. İster bir rant sağlanması isterse kişisel hangi neden ve saikle hareket edilmiş olsun, sanık bilerek ve isteyerek belediyenin, şehrin yaşanabilir bir mekan haline gelmesi için öngördüğü plana ve kurallara aykırı hareket ederek iz ve eserleri ilanihaye devam edecek kaçak yapıyı, belediye yetkili elemanlarınca mühürlenmiş inşaatı kaçak olarak sürdürerek tamamlamıştır.
Esasen benzer şekilde verilen birçok karar, Özel Dairece onanmış olup, mahkememizce yapılan uygulamanın usul ve yasaya uygun bulunduğunu göstermiştir." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu kararın da sanık vekili tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istekli 17.1.2000 günlü tebliğnamesi ile 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın mühür bozmak suçundan cezalandırılmasına karar verilen somut olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşta ve sübutta herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, sanık hakkında TCY.nın 59 ve 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilirken gösterilen gerekçenin, temel cezanın alt sınırdan tayininde gösterilen gerekçe ile çelişkili olup olmadığına ilişkindir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun ve Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında da açıklandığı üzere, TCY.nın 59. maddesinde öngörülen takdiri indirim nedeni ile gerek özgürlüğü bağlayıcı cezanın para cezasına çevrilmesi, gerekse erteleme; cezanın sanığın kişiliğine uydurulmasını öngören ayrı ayrı yargısal kişiselleştirme kurumlarıdır. Mahkemece, özgürlüğü bağlayıcı cezanın para cezasına çevrilmesine ya da çevrilmesine yer olmadığına karar verilirken, keza cezanın ertelenmesine ya da ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken gösterilen gerekçe, sanığın kişiliğinde var olan nedenlere dayanmalı bu nedenleri gösterecek şekilde yasal ve yeterli olmalıdır.
Öte yandan, yasalarda yer alan, sanık lehine ve aleyhine olan hükümler uygulanırken gösterilen gerekçelerde çelişkiye, zaafiyete düşülmemesi gerekir. Sanık lehine uygulama yapılırken gösterilen gerekçenin, sanık aleyhine bir başka hükmün uygulanması sırasında yeniden ve aynen gerekçe yapılarak çelişkiye düşülmesi, sanığın kişiliği ile ilgili bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirilmediğini gösterir. Ayrıca, sadece yasa metnini tekrar etmek, dosya kapsamı ile uyumlu olmadığı takdirde, gerekçe olarak kabul edilemez. Açıklanan bu haller, kararlarda yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesini isteyen yasa koyucunun amacına aykırıdır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu somut olay değerlendirildiğinde;
Yerel Mahkemece, ceza alt sınırdan belirlenirken "sanığın kişiliği ve sosyal durumu gözönüne alınarak" şeklindeki gerekçe ile cezanın artırılmasına gerek görülmemiştir. Ancak, 647 sayılı Yasının 4 ve 6. TCY.nın 59. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilirken "sanığın kişiliği, suçun işleniş şekil ve özellikleri, sanığın suç işleme hususundaki eğilimleri gözönüne alınarak cezasının ertelenmesi halinde ilerde suç işlemekten çekineceği yolunda mahkemeye kanaat vermediği" gerekçe olarak gösterilmiş, bu kez sanık aleyhine değerlendirme yapılmıştır.
Görüldüğü gibi, sanığın kişiliği temel cezanın alt sınırdan belirlenmesinde olumlu olarak değerlendirildiği halde, özgürlüğü bağlayıcı cezanın paraya çevrilmesine, ertelemeye ve takdiri indirim nedeninin uygulanmasına yer olmadığına karar verilirken bütün bu halleri kapsayacak şekilde aynı husus olumsuz olarak değerlendirilmek suretiyle gerekçede çelişkiye düşülmüştür. Yerel Mahkemece gösterilen gerekçeler isabetli olmadığından direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyeleri ise, "Yerel Mahkemece gösterilen gerekçe isabetli olup, direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir." görüşüyle karşı o kullanmışlardır.
SONUÇ    : Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 8.2.2000 günü tebliğnamedeki isteme uygun olarak oyçokluğu ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini