 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 2000/2-217
Karar no: 2000/229
Tarih: 21.11.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ETKİLİ EYLEM SUÇU
- ZAMANAŞIMI
- KOŞULLU SALIVERME KOŞULLARI
Karar Özeti: 1- TCY. nın 456/1. maddede tanımlanan suç, TCY. nın 102/4. maddesinde öngörülen 5 yıllık "asli zamanaşımına" tabidir. Zamanaşımını kesen son işlem "sorguya çekilme" gününden itibaren 5 yıllık süre geçtiğine göre kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verilmesi;
2- Sanığa yüklenen TCY. nın 456/1. maddede tanımlanan -iki yakınana ilişkin her iki suçun niteliğine, maddede yazılı özgürlüğü bağlayıcı cezanın üst sınırına ve suç gününün 12.7.1995 günü olmasına bağlı olarak 4616 sayılı Yasanın I. maddesinin 6. bendinde belirtilen koşullar araştırılarak 4. bendin uygulama yeri olup olmadığının yerel mahkemece değerlendirilmesi gerekir.
(765 s. TCK. m. 456/1, 102/4)
(4616 s. ŞSEK. m. 1/4-5-6)
Etkili eylem suçundan sanık Şerife nin beraatine, sanık Ramis'in TCY. nın 456/1, 50, 59 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddelerinin iki kez uygulanması suretiyle iki kez 1.000.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve cezalarının ertelenmesine ilişkin (İhsangazi Asliye Ceza Mahkemesi)nce verilen 10.3.1998 gün ve 28/9 sayılı hüküm o yer C. Savcısı ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 15.3.1999 gün ve 1505/2723 sayı ile;
a) Katılan Şehriye ve tanıklar Sevim ve Aliye'nin anlatımlarına göre, sanıklar Ramis ve Şerife'nin katılan Şehriye'nin sağ koluna vurarak ulna kırığına yol açacak bizimde yaraladıklarının saptanması ve yaralamanın hangi sanığın eylemi ile oluştuğunun belirlenemediğinin ileri sürülmesi karşısında, her iki sanık hakkında TCY.nın 456/1, 463 maddeleri ile hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hükümler kurulması,
b) Yakınan Ramis'in katılan sanık Şevket tarafından 3 gün alışılmış uğraşıdan kalacak biçimde yaralanması üzerine,, onu ve katılan Şehriye'yi yaraladığının kabul edilmesi karşısında, bu hususun TCY. nın 51/1. maddede ve fıkrasının uygulanmasını gerektirir nitelikte olduğu gözetilmeden, anılan Yasanın 50. maddesinin uygulanması" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme ise 23.6.1999 gün ve 19/15 sayı ile;
(a) bendindeki bozma nedenine karşı; "Tanıkların taraf ailelere mensup oldukları dikkate alınarak, sanık Şerife hakkındaki çelişik, soyut iddia ve anlatımlardan ibaret yanlı beyanlar olayın bütünü içinde değerlendirilmiş, raporlarla saptanan nitelikteki yaraların küskü denilen uzun ve kalın sopayla sanık Ramis tarafından gerçekleştirildiği anlaşılmış, olay anında sanık Şerife'nin bulunmadığı yolundaki savunmanın aksi ve atılı eylemin varlığı sabit olmadığından beraatine karar vermek gerekmiştir."
(b) bendindeki bozma nedenine karşı ise, yasal savunma ve yasal savunmada sınırın aşılması kurumlarına ilişkin öğretiden örnekler vererek, haksız tahrik ile karşılaştırmasını yaptıktan sonra; "kızlarının tutup, Şevket'in kafasına taşla vurması şeklindeki saldırı karşısında, sanık Ramis kendini savunma zorunluluğu ile karşı karşıya kalmıştır. Sanığı harekete geçiren tahrikin çok ötesindeki bu eylem nedeniyle başka türlü korunma imkanı da bulunmadığından savunmada zorunluluk vardır." biçimindeki gerekçe ile önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de O yer ve üst C. Savcıları tarafından süresi içinde temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay C. Başsavcılığının "bozma" isteyen 23.1.2001 günlü tebliğnamesi ile 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
Sanık Şerife'nin katılan Şehriye'ye yönelik etkili eylem suçundan beraatine, sanık Ramis'in katılanlar Şehriye ve Şevket'e yönelik etkili eylem suçlarından mahkumiyetine karar verilen olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık,
a) Katılan Şehriye'ye yönelik etkili eylem suçunun sanıklar Ramis ve Şerife tarafından birlikte ve bağımsız faili belli olmayacak biçimde mi, yoksa sanık Ramis tarafından asli maddi fail olarak tek başına mı işlendiği,
b) Sanık Ramis'in yaralama suçlarını, maruz kaldığı hafif haksız tahrikin etkisiyle mi işlediği hususlarında toplanmaktadır.
Somut olay sanık Şerife yönünden incelendiğinde;
Sanık Şerife'ye atılı suç, TCY. nın 456/1. maddesinde tanımlanan etkili eylem suçudur. Bu suç, anılan maddedeki cezanın türü ve üst sınırına göre TCY.nın 102/4. maddesinde öngörülen beş yıllık asli dava zamanaşımına tabidir. Beraatine karar verilen sanık Şerife yönünden yapılan zamanaşımını kesici son işlem, 19.9.1995 tarihinde Yerel Mahkemece sorguya çekilmesi olup, bu tarihte yeniden işlemeye başlayan zamanaşımı süresi inceleme gününe kadar dolmuştur.
Bu bakımdan, sanık Şerife'nin etkili eylem suçundan beraatine ilişkin Yerel Mahkeme direnme hükmünün, gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına ve kamu davasının CYUY. nın 322. maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına karar verilmelidir.
Sanık Ramis yönünden yapılan incelemede ise;
Uyuşmadığın esasına geçilmeden önce, bu sanığın hukuki durumunun, 22.12.2000 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren ve 23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenen bir kısım suçlarda davanın açılmasını, kesin hükme bağlanmasının ertelenmesini ve şartla salıverilmeyi düzenleyen 4616 sayılı Yasa kapsamında ele alınarak değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeyi, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair 4616 sayılı Yasanın 1. maddesinin 4. bendinde;
"23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenmiş ve ilgili kanun maddesinde öngörülen şahsi hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sınırı on yılı geçmeyen suçlardan dolayı haklarında henüz takibata geçilmemiş veya hazırlık soruşturmasına girişilmiş olmakla beraber dava açılmamış veya son soruşturma aşamasına geçilmiş olmakla beraber henüz hüküm verilmemiş veya verilen hüküm kesinleşmemiş ise, davanın açılması veya kesin hükme bağlanması ertelenir; varsa tutukluluk halinin kaldırılmasına karar verilir. Bu suçlarla ilgili dosya ve deliller, bu bentte öngörülen sürelerin sonuna kadar muhafaza edilir.
Erteleme konusu suç kabahat ise bir yıl, cürüm ise beş yıl içinde bu kabahat veya cürüm ile aynı cins veya daha ağır şahsi hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlendiğinde, erteleme konusu suçtan dolayı da dava açılır veya daha önce açılmış bulunan davaya devam edilerek hüküm verilir. Öngörülen süreler, erteleme konusu kabahat veya cürüm ile aynı cins veya daha ağır şahsi hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlenmeksizin geçirildiğinde, ertelemeden yararlanan hakkında kamu davası açılmaz, açılmış olan davanın ortadan kaldırılmasına karar verilir" hükmü getirilmiştir.
Bu madde hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilerek ayrık tutulan suçlar aynı maddenin 5. bendinin (a,b,c,d,e,f,g,h,ı,i ve j) alt bentlerinde sayılmıştır. Maddenin 6. bendinde ise, "Daha önce şartla salıverilme hükümlerinden yararlandığı halde yeniden suç işleyerek hüküm giyenler ile daha önce çıkarılmış bir aftan yararlananlar, bu madde hükümlerinden yararlanamazlar." kuralına yer verilerek, Yasanın 1. maddesinden yararlanamayacak kişiler tanımlanmıştır.
Yasal düzenlemeye ilişkin bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanık Ramis'in 12.7.1995 tarihinde işlediği iddia olunan ve Yerel Mahkemenin mahkumiyet hükümlerine konu olan suçlar, katılanlar Şehriye ve Şevket'e yönelik iki ayrı etkili eylem suçudur. Katılanların yaralanma düzeyleri nedeniyle her ikisi de aynı vasıfta olup, TCY. nın 456. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenmiş olan bu suçlar için anılan maddede öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sının on yıldan az olduğu gibi, bu suçlar, 4616 sayılı Yasanın 1. maddesinin 5. bendinde onbir alt bent halinde sayılan kapsam dışı suçlar içinde de yer almamaktadır.
Bu itibarla, sanık Ramis'e yüklenen ve TCY. nın 456/1. madde ve fıkrasında tanımı yapılan her iki suçun vasıf ve niteliğine, bu suçlara ilişkin Yasa maddesinde öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sınırına, yargılamaya konu suçların 23 Nisan 1999 tarihinde önce işlenmiş olmasına ve 4616 sayılı Yasanın 1. maddesinin 5. bendinde yazılı kapsam dışı suçlar arasında yer almamasına göre, 4616 sayılı Yasanın 1. maddesinin 6. bendinde belirtilen koşullarda araştırıldıktan sonra, aynı maddenin 4. bendi uyarınca her iki etkili eylem suçundan açılan davaların kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine yer olup olmadığının Yerel Mahkemece değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğundan, Sanık Ramis'in iki ayrı etkili eylem suçundan mahkumiyetine ilişkin Yerel Mahkeme direnme hükmünün sair yönleri incelenmeksizin öncelikle bu nedenle bozulmasına karar verilmelidir.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle, diğer yönleri incelenmeyen Yerel Mahkeme direnme hükümlerinden;
1) Sanık Şerife'nin etkili eylem suçundan beraatine ilişkin hükmün gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle (BOZULMASINA), CYUY. nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak bu konuda karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık Şerife hakkında etkili eylem suçundan açılan kamu davasının TCY. nın 102/4. maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
2) Sanık Ramis'in iki ayrı ayrı etkili eylem suçundan mahkumiyetine ilişkin hükümlerin, öncelikle 4616 sayılı Yasa uyarınca değerlendirme yapılmak üzere (BOZULMASINA), dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına tevdiine, 6.2.2001 günü sonuçta tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oybirliği ile karar verildi.