 |
T.C
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 2000/2-30
Karar no: 2000/31
Tarih: 22.02.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu yaralamaya neden olmak suçundan sanık Mehmet K...'nın TCY.nın 459/2-son, 2918 sayılı Yasanın 119. maddeleri uyarınca 3 ay hapis ve 322.500 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin 2 ay süreyle geri alınmasına ilişkin Yalova Asliye Ceza Mahkemesince 4.11.1997 gün ve 81-1074 sayı ile verilen kararın sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 2.Ceza Dairesince 21.9.1998 gün ve 8803-10793 sayı ile;
"1- Bilirkişi raporuna istinatla sanık 3/8 oranında tali kusurlu kabul edilerek hüküm kurulmasına rağmen taksirin yoğunluğundan ve suçun işleniş şeklinin aleyhe bulunduğundan bahisle temel hapis cezası asgari haddin çok üstünde takdir edilmesi suretiyle oluş ile gerekçe arasında çelişkiye düşülmesi,
2- Yargılama gideri 12.465.000 lira olduğu halde fazla tayini" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 1.12.1998 gün ve 1171-1209 sayı ile; "sanığın kazadan önce yol içinde ve kenarında insan kalabalığını gördüğü halde hızını azaltmamasından ortaya çıkan taksirin yoğunluğu ve suçun işleniş şeklinin göz önüne alındığı" gerekçesi ile önceki hükümde direndiğini bildirmiş bozmadan önce 12.465.000 lira ve bozmadan sonra 750.000 lira olmak üzere toplam 13.215.000 lira yargılama giderinin sanıktan tahsiline karar vermiştir.
Bu kararın da sanık tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istekli 22.1.2000 günlü tebliğnamesi ile 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın, dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu küçük mağdur Bilal'e, yönetimindeki araçla çarparak 45 gün iş ve gücünden kalacak şekilde yaralanmasına neden olduğu ve 3/8 oranında ikinci derecede kusur izafe edildiği olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşta ve suçun sübutunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık,
1-Sanık hakkında TCY.nın 459/2.maddesi uyarınca tayin olunan temel cezanın alt sınırdan ayrılıp artırılarak belirlenmesinde gösterilen gerekçenin yerinde olup olmadığı,
2-Yargılama giderinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığına ilişkindir.
Ancak, Yerel Mahkemece yargılama giderlerine ilişkin ikinci bozma nedeninin gereğinin yerine getirildiği anlaşılmıştır. Bu itibarla direnmenin birinci bozma nedenine yönelik olduğu gözetilerek yapılan incelemede;
Hakim iki sınır arasında temel cezayı belirlerken, TCY.nın 29/son maddesinde örnekseme yöntemiyle öngörülen şekilde gerekçe gösterecektir. Bu suretle yasa koyucu, cezaların kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hakimin, her olayın özelliğine ve failin kişiliğine göre gerekçesini göstererek iki sınır arasında temel cezayı belirlemesi olanağını sağlamıştır. TCY.nın 29. maddesinin son fıkrasında öngörüldüğü üzere, bu gerekçe, sanığın kişiliği, olayın işleniş yer ve biçimi, nedeni ve işlenmesindeki özellikleri ile zarar ya da tehlikenin ağırlığı, kastın veya taksirin yoğunluğu ile ilgili dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır.
Uyuşmazlık konusu somut olayda sanık, yönetimindeki kamyonet ile yerleşim merkezi içersinde, yolda sağdan sola doğru karşıdan karşıya geçmeye çalışan 9 yaşındaki mağdura çarparak, bacağındaki kırık nedeniyle 45 gün, dalağının alınması nedeniyle hayati tehlike geçirip 25 gün iş ve gücünden kalacak derecede yaralanmasına neden olmuştur.Hükme de esas alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 27.7.1997 günlü raporuna göre, sanık insan kalabalığının bulunduğu olay yerine yaklaşırken hızını kesmediği ve toplu dikkat haline geçmediği için yetersiz önlem almakla olayda 3/8 oranında fakat ikinci derecede kusurlu, mağdur ise yaşının küçüklüğü nedeniyle kuralları bilmemekle birlikte araçlara ilk geçiş önceliğini tanımadığından birinci derecede ve 5/8 oranında kusurludur. Ayrıca olay sonrasında düzenlenen tutanaklara göre sanık, mağduru derhal hastaneye götürerek tedavisinin yapılmasını sağlamış olup, adli sicil kayıt örneği ile de kayden sabıkasız olduğu anlaşılmaktadır. Bir başka deyişle kişiliğine ilişkin olarak dosyaya yansıyan olumsuz bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.
TCY.nın 459/2. maddesinde sanığın sabit olan eylemi için " 3 aydan 20 aya kadar hapis ve 100 liradan 500 liraya kadar ağır para cezası" öngörülmüştür. O halde yukarıda açıklanan oluş gözetildiğinde, ikinci derecede kusurlu olduğu saptanan ve kişiliğine ilişkin olumsuz bir bilgi ve belge bulunmayan sanık hakkında yasa maddesinde öngörülen alt sınırın çok üzerinde ceza tayini cezanın kişiselleştirilmesi ilkesine aykırı olup gösterilen gerekçeler itibariyle dosya kapsamı ile çelişkiye düşüldüğü de anlaşılmaktadır. Bu nedenle isabetsiz olan direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 22.2.2000 günü tebliğnamedeki isteme uygun olarak oybirliği ile karar verildi.