 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 2000/1-43
Karar no: 2000/47
Tarih: 07.03.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Silahlı gasp suçunu işlemek için adam öldürmek suçuna iştirakten sanık Fazlı K...'ın TCY.nın 450/7, 65/3 ve 59/2. maddeleri uyarınca 20 yıl ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına, hakkında TCY.nın 31 ve 33. madde hükümlerinin uygulanmasına, tutuk halinin sürdürülmesine ilişkin Rize Ağır Ceza Mahkemesince verilen 9.12.1998 gün ve 89/168 sayılı karar yasa gereği kendiliğinden temyize tabi olduğu gibi, sanık ve katılan vekillerinin de temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1.Ceza Dairesince 2.7.1999 gün ve 1417/2598 sayı ile;
"Sanık Fazlı 'nın öldürme fiiline iştirak iradesi bulunduğu kesinlikle anlaşılamadığından, bu suçtan beraetine karar verilmesi gerekirken mahkumiyet kararı verilmesi" isabetsizliğinden oyçokluğu ile bozulmuştur.
Yerel Mahkeme ise 10.9.1999 gün ve 114/106 sayı ile;
"Sanık Mustafa D... büyük bir kararlılıkla yağma suçunu gerçekleştirmek amacı ile olayın başından beri Kamil D... ve Fazlı K...'ı ikna ettiği, üçü birlikte ortak bir karara vardıkları, hatta eylemi daha güvenli bir şekilde gerçekleştirmek için tanık Bahattin'i de eyleme dahil etmek istedikleri onu yanlarına aldıkları olayda kullanacakları silahı gösterip birlikte gelebileceğini belirttikleri kesindir. Bu durumda her üç sanığın da, yoğun bir kararlılıkla seçecekleri bir taksi durağında en son hareket edecek olan yaşlı ve mukavemeti zayıf bir taksi şoförünü seçmek suretiyle yağma olayını gerçekleştirmeye karar verdikleri de kuşkudan uzak ve kesindir.
Olayımızda ise; sanık Fazlı K...'ın "eylemin gerçekleştirmesinde bilgisi olmadığı, sanık Mustafa'nın aniden tabancayı çıkarıp ateş ettiği" şeklindeki savunması., öldürme eylemine fer'an iştirak etmediğinin kesin delili kabul edilemez. Zira; Kamil D... hakkındaki öldürme eylemine dair hüküm onanarak kesinleşmiştir. Kamil'in öldürme eylemindeki etkinliği sanık Fazlı K...'tan ayrı değildir. Sadece tabancayı temin edip Mustafa'ya vermesi öldürme olayında Fazlı K... ile tek ayırıcı eylemidir. Başlıbaşına bu eyleme baktığımızda; silahı Kamil'in Mustafa'ya temin etmesi, öldürme eylemine de fer'an iştirak ettiğinin kesin delili olamaz. Yağma suçunu, mala karşı işlenen suç olarak nitelemek gerekirse de, cebir, tehdit ve şiddet unsurunu içermesi nedeniyle hırsızlık suçundan ayrılır ve bu yönü ile şahsın veya bir başkasının özgürlüğüne yönelen eylemi de içerir. Olayımızda her üç sanık maktülün mukavemetini kırmak ve her ne suretle olursa olsun yağma suçunu gerçekleştirmek amacıyla baştan beri hareket birliği içerisindedir. Kaldı ki, sanık Fazlı'nın da diğer sanıkların, hazırlıktaki ve sonraki savunmalarına uyan istikrarlı beyanlarından anlaşılacağı gibi, maktülün, Mustafa D... tarafından öldürülmesi üzerine, böyle bir öldürme eylemine katılmadığına ilişkin herhangi bir tepki göstermediği gibi, yoldan geçenlerin görmemesi için, her üç sanık birlikte, maktülü çalılık araziye yuvarlamışlar, bilahare maktüle ait otomobille hareket etmişler, sonra da, kan ve parmak izlerinin bulunmasını önlemek amacıyla birlikte otoyu temizleyip bir kenara park ederek oradan uzaklaşmışlardır. Sanık Mustafa'nın bu eylemi tek başına gerçekleştirmesi oldukça zor olup, yanında bulunan ve eylem birliği kararına vardığı diğer sanıklardan aldığı cesaret ve güven sonucunda eylemi gerçekleştirmiştir. Fer'i fail olarak değerlendirilen sanıklar Kamil ile Fazlı'nın, bu yönde eylem farklılıkları olduğu düşünülemez.
Sanık Fazlı,nın Savcılıktaki; "....farkına varmadığı silahı sanık Mustafa'nın aniden çıkararak şoföre ateş ettiği" biçimindeki savunması tanıkların anlatımı ve diğer sanıkların tanık anlatımlarına uygun savunmaları karşısında inandırıcı bulunmamıştır. Kaldı ki, yağma suçu eşyanın maledilmesi ile tamamlanan bir suçtur. Sanık Fazlı'nın öldürme eylemi ile ilgisinin olmadığının kabulü halinde, Fazlı yönünden gerçekleşen yağma suçunu da hırsızlık olarak nitelemek gerekir. Savunmasında isteksiz gibi göründüğünü beyan etmesi bu vahim hadiseden kurtulmak için gösterdiği çaba olarak değerlendirilmiştir. Bu nedenlerle, sanık Fazlı'nın öldürme eyleminden sorumlu tutulamayacağına ve beraat ettirilmesi gerektiğine ilişkin Yargıtay bozmasına uyulmamıştır."biçimindeki gerekçeyle önceki hükümde direnmeye karar vermiştir.
Resen temyize tabi olan bu kararın, sanık vekilince de temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma isteyen 10.12.1999 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
İncelenen dosyaya göre;
Özel Daire çoğunluğu ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, diğer sanıklar Mustafa D... ve Kamil D...'le birlikte kararlaştırdıkları gasp suçunu gerçekleştirmek amacıyla maktü-lün taksisini kiralayıp olay yerine gittiklerinde, sanıklardan Mustafa D...'nın silahlı gasp suçunu işlemek için maktülü tabanca ile öldürmesi eylemine sanık Fazlı K...'ın fer'i fail olarak katılıp katılmadığına ilişkindir.
Sorunun çözümü için öncelikle somut olayın oluş ve gelişimi üzerinde durulmalı, TCY.sının, iştiraki düzenleyen hükümleri tartışılmalı ve daha sonrada bu değerlendirmeler ışığında sanık Fazlı K...'ın hukuki durumu ele alınıp sonuca varılmalıdır.
Sanık Fazlı K..., haklarındaki mahkumiyet hükümleri kesinleşmiş olan diğer sanıklar Mustafa D... ve Kamil D... ile arkadaştır. Paraya olan gereksinimlerini karşılamak amacıyla soygun yapmayı kararlaştırmışlar, sanık Kamil, evden gizlice ve satmak amacıyla aldığı babasına ait tabancayı satamayınca suç tarihinde 18 yaşını bitirmemiş olan sanık Mustafa'ya vermiştir. Sanıklar aldıkları soygun kararı uyarınca yaşlı bir taksi şoförünü soymayı planlamışlar, soygun kararını ve yaptıkları planı belediye tuvaletinde çalışan Murat Bayram'a ve onu ziyarete gelen dayısının oğlu Bahattin Kandemir'e de açmışlar, kendilerine katılmalarını istemişlerdir. Tanık Bahattin, sanıkların bu teklifini kabul etmemiş, olay günü akşamı, sanık Mustafa D... ve Murat Bayram, kararlaştırılan yerde bekledikleri sırada, sanıklar Fazlı ile Kamil, Rize merkezindeki Çaykur adlı taksi durağında, sonuncu sırada bulunan maktülün yanına giderek onunla pazarlık edip merkez Kınalıdüz mevkiine gitmek üzere anlaşmışlardır. Şüphe uyandırmamak için kararlaştırılan yerde kendilerini bekleyen Mustafa'yı arabaya almışlar, tanık Murat Bayram ise, korkarak, sanık Mustafa'nın yanından ayrılmış ve onlara katılmamıştır. Sanık Kamil ön koltukta şoförün yanına, sanık Fazlı şoförün arkasındaki koltuğa, Mustafa da onun sağına oturmuş vaziyette, sanık Fazlı'nın yol göstermesi ile Kınalıdüz mevkiine doğru giderlerken, meskün olmayan bir yere geldiklerinde, yine sanık Fazlı, burada durmasını şoföre söylemiş, şoför durduğu anda sanık Mustafa, daha önce Kamil'in kendisine verdiği tabanca ile maktülün ensesine bir el ateş etmiştir. İsabet alan maktül kapıyı açmaya çalıştığında sanık Mustafa, ona iki el daha ateş etmiş, kapı açılarak maktül yere düşünce, araçtan inen Mustafa, bir el daha ateş etmiş ve maktül şoför İsmail Güney, ölmüştür. Sanık Mustafa, Kamil ve Fazlı'ya maktülün üzerindeki eşyaları almalarını söylemiş, sanık Kamil, maktülün parmağındaki yüzük, 15-20 milyon miktarındaki TL. ile 50 ABD dolarını alıp Mustafa'ya vermiştir. Maktülü, görülmemesi için elbirliği ile yolun kenarındaki yamaçtan aşağıya çalılık-dikenlik sahaya doğru yuvarlamışlardır. Direksiyonda sanık Mustafa olduğu halde, Rize merkezine doğru, sanık Fazlı'nın tarifi ile bir süre yol alan sanıklar, tanınabilecekleri endişesi ile otomobili uygun bir yere çekip, park ettikten sonra, araçtaki kan ve muhtemel parmak izleri sanıklar Kamil ve Mustafa tarafından silinmiş, sanık Fazlı, aracın plakasını sökmeyi başaramayınca, Mustafa tarafından sökülen plaka kayalıklardan aşağıya atılmış, il merkezine yürüyerek giden sanıklar, maktülün ayırıcı özellikler taşıyan yüzüğünün, Mustafa tarafından, kendisini önceden tanıyan kuyumcu Köksal İnan'a satılması nedeniyle, kolayca yakalanmışlardır.
Yapılan hazırlık soruşturması sonunda silahlı gasp ve bu suçu işlemek için adam öldürmek suçları nedeniyle haklarında dava açılan sanıklardan Mustafa'nın silahlı gasp, bu suçu işlemek için adam öldürmek, sanık Kamil'in silahlı gasp, bu suçu işlemek için adam öldürmek suçuna fer'an iştirak, sanık Fazlı'nın silahlı gasp suçlarını işledikleri sabit görülüp, bu suçlara ilişkin mahkumiyet hükümleri Özel Dairece onanarak kesinleşmiş, sanık Fazlı hakkında silahlı gasp suçunu işlemek için adam öldürmek suçuna fer'an katıldığı sabit görülerek kurulan mahkumiyet hükmü ise, yukarıda açıklanan nedenlerle oy çokluğu ile bozulmuştur.
Olayın yukarda belirtilen şekilde oluşup geliştiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak silahlı soygun eylemini gerçekleştirmek üzere başından beri diğer sanıklarla fikir ve irade birliği içinde olan sanık Fazlı K...'ın, sanık Mustafa tarafından bu amaçla gerçekleştirilen öldürme eylemine fer'an katılıp katılmadığının saptanması için iştirak müessesesi üzerinde de durmak gerekir.
Bir tek kişi tarafından işlenebilen bir suçun, müteaddit kişiler tarafından önceden anlaşmaları veya işbirliği yapmaları sonucunda gerçekleştirilmesi halinde iştirak halinde işlenen suç söz konusu olur. Tariften de anlaşılacağı gibi iştirakin kabulü için;
a- Müteaddid failler tarafından gerçekleştirilen müteaddid hareketler olması,
b-Bu hareketlerin illi bir değer taşıması
c- Failler arasında iştirak iradesi bulunması,
d- Faillerden biri tarafından tipe uygun fiilin icrasına başlanılması ve bunun bütün şerikler için aynı olmasıdır.
Müteaddid failler tarafından icra edilen hareketlerin önemce eşit, aynı ve icra niteliğinde olma-sında zorunluluk yoktur. Bu hareketler olumlu veya olumsuz olabileceği gibi maddi veya manevi nitelikte de bulunabilir. Hareketlerin aynı zamanda veya bir kısmının tipe uygun hareketten önce veya icra sırasında yapılmış olması da mümkündür. Yine hareketlerden bazıları asli hareketin yapılmasını kolaylaştıracak tarzda da gelişmiş olabilir
Müteaddid şeriklerin birbirinden ayrı hareketlerini bir bütün içinde birleştiren, bağlayan koşul iştirak iradesidir. Ancak iştirak iradesi, iradelerin birleşmesi şeklinde anlaşılmamalıdır. İştirak iradesinin mevcudiyeti için, her şerikin diğer faillerle birlikte belirli bir suçun işlenmesine katıldığını bilmesi gerekir. Yine Ceza Yasamız iştirak te ikili sistemi kabul ederek iştiraki asli ve fer'i olmak üzere ayrıma tabi tutmuştur. Fer'i iştirak, asli iştirakin dışında kalan ve fakat suçun oluşması bakımından illi değer arzeden hareketlerdir. Fer'i şerikler suçun doğrudan doğruya icrasına katılmazlar, yalnızca suçun icrasını kolaylaştırırlar. Maddi fer'i iştirak halleri Ceza yasamızın 65 nci maddesinde
a-Suçun işlenmesine yarayacak iş veya vasıtaları sağlama
b-Suç işlenmeden önce veya işlendiği sırada müzaharet ve muavenetle icrasını kolaylaştırma olarak belirtilmiştir.
İş ve vasıta sağlamadan amaç, bir takım kişisel hizmetler yapmak suretiyle suçun işlenmesini
kolaylaştırmaktan ibarettir. Müzaharet ve muavenetle suçun icrasını kolaylaştıran hareketler ise icra hareketleri dışında kalan, asli maddi failin fiili ile işbirliği şeklinde değerlendirilmesi mümkün görülmeyen hareketlerdir.
Bu açıklamalardan sonra sanığın hukuki durumu ele alındığında;
Haklarındaki mahkumiyet hükümleri onanarak kesinleşen diğer iki sanık, Fazlı K...'ın, kiraladığı maktüle ait taksi ile ve onun yol göstermesi suretiyle olay mahalline gelmişlerdir. Burada sanık Fazlı K... maktüle aracı durdurmasını söylemiştir. Tabancayı önceden çıkaran Mustafa araç durur durmaz, hiçbir şey söylemeden maktülün ensesine doğru bir el ateş etmiştir. Sanık Fazlı bu esnada arka koltukta ve sanık Mustafa'nın yanında oturmasına karşın, onun maktüle otonun içinde iki el, dışında ise bir el daha ateş etmesi sırasında, engelleyici nitelikte söz ve davranışta bulunmamıştır. Maktülün cesedini birlikte şarampola yuvarlamışlardır. Mustafa'nın söylemesi üzerine yolda durduklarında, taksinin plakasını sökmeye çalışmıştır. Tüm bu olgular sanık Fazlı'nın öldürme suçuna iştirak iradesini taşıdığını, diğer bir anlatımla öldürme suçuna katılacağını bildiğini ortaya koyduğu gibi, hareketlerinin,
asli maddi failin fiilini kolaylaştırıcı nitelikte bulunduğunu da göstermektedir. Bu itibarla Yerel Mahkeme direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul üyeleri O.Kadri Keskin ve Osman Şirin, "Sanıkların gasp suçunu gerçekleştirmek amacıyla olay öncesi anlaşmaya vardıkları, aynı iştirak iradesi ve suç işleme kararı ile gasp eylemini planladıkları kesin olmakla beraber, aniden gelişen öldürme eyleminde maktül yere düştükten sonra paniğe kapılıp bir süre oradan uzaklaşan maktülün üzerinden para , yüzük ve sair eşyalarının alınması, otonun içindeki kan ve parmak izlerinin silinmesi eylemlerine katılmayan ve maktülün, olay sonrası., yamaçtan aşağı yuvarlanması eylemine katılıp katılmadığı saptanamayan sanık Fazlı'nın öldürme eylemindeki hukuki durumu, asli maddi faile silah temin eden ve öldürme suçunun da feri faili olup, olay sonrası sanık Fazlı gibi oradan uzaklaşmak yerine, maktülün üzerindeki eşya ve paraları alan araçtaki kan ve parmak izlerini asli maddi faille birlikte silmeye çalışan sanık Kamil D...'in hukuki durumu ile örtüşmemektedir. Sanık Fazlı'nın bu öldürme eylemine, başından beri kararlaştırılan anlaşma gereği ve fer'i faillik düzeyinde bir iştirak iradesi ile katıldığı hususu, en azından kuşkulu kalmaktadır." biçimindeki gerekçe ile karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün isteme aykırı olarak ONANMASINA, dosyanın yerine ulaştırılmak üzere Yargıtay C.Başsavcılığına gönderilmesine, 7.3.2000 günü, oyçokluğu ile karar verildi.