 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 2000/11-91
Karar no: 2000/95
Tarih: 02.05.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Vergi Usul Yasasına aykırı davranmaktan sanık Özel A...'in eyleminin 2978 sayılı Yasa kapsamında olduğundan bahisle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli olan Manisa Defterdarlığına gönderilmesine ilişkin Manisa Ağır Ceza Mahkemesince 26.4.1999 gün ve 36-61 sayı ile verilen kararın katılan Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 9.2.1999 gün ve 7270-8640 sayı ile;
"Sahte olduğu iddia olunan faturayı 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 63. maddesi uyarınca özel gider indiriminde kullanmaktan ibaret eylemin TCK.nun 345. maddesinde öngörülen suçu oluşturup oluşturmayacağı karar yerinde tartışılmadan suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek eylemin 2978 sa-yılı Yasaya muhalefet olarak nitelendirilmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise, 13.3.2000 gün ve 33-52 sayı ile, "Mahkememizce bu konuda çok sayıda gö-revsizlik kararı verilmiş, Özel Dairece bu kararlar onanmıştır. Toplanan mevcut delillere göre sanığın al-mış olduğu sahte faturayı vergi iadesinde kullandığı açıktır. bu itibarla sanığın eylemi 2978 sayılı Yasanın 6. maddesinin (A) bendine mümastır" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu kararın da katılan Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının "onama" istekli 12.4.2000 günlü tebliğnamesi ile 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire İle Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, suç vasfının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlık konusunda sağlıklı bir hukuki çözüme ulaşabilmek için konuya ilişkin yasal düzenlemelerin incelenmesi gerekmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Yasasının "Gerçek Ücretler" başlığını taşıyan 63. maddesinin 1 nci fıkrasında, "Ücretin gerçek safi değeri işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan menfaatler topla-mından aşağıdaki indirimler yapıldıktan sonra kalan miktardır." denildikten sonra aynı fıkranın 5 nci bendinde "Mükellefin kendisi, eşi ve çocukları ile ilgili eğitim, sağlık, gıda, giyim ve kira harcamalarının yıl-lık toplam tutarının 1/3'ü.
Şu kadar ki indirim konusu harcamaların Türkiye'de yapılması, gelir veya kurumlar vergisi mü-kellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi ve bu belgelerin işve-rene verilmesi şarttır. Bu suretle hesaplanan indirim tutarı, harcamanın yapıldığı yıla ait ücretin yıllık vergi matrahının %35'ini geçemez. Bu indirim de dikkate alınmak suretiyle hesaplanan vergi ile mükellefin o yıl içinde tevkif suretiyle ödediği vergi tutarı arasındaki fark, ücretlinin ertesi yılda ödeyeceği gelir ver-gisinden mahsup edilir veya işverenler aracılığı ile kendisine nakden iade edilir..." hükmü yer almaktadır.
2978 sayılı Vergi İadesi Hakkında Yasanın "Amaç ve Kapsam" başlığını taşıyan 1. maddesinde ise, "Tam mükellefiyete tâbi olup, ücret geliri elde edenler, ticari, zirai (Küçük çiftçi muaflığından yarar-lananlar dahil) veya mesleki kazançları nedeniyle gelir vergisine tâbi olan mükellefler, emekli, maluliyet, dul ve yetim maaşı alanlar ile bunların, eş, çocuk ve bakmakla yükümlü oldukları kimselerin; kamu idare ve müesseseleri, gerçek usulde vergilendirilen gelir vergisi mükellefleri ve kurumlar vergisi mükellefle-rinden (Kurumlar Vergisi Kanununun 7 inci maddesi ile vergiden muaf tutulmuş kurumlar dahil) aşağıda yazılı mal ve hizmet alımları vergi iadesine tâbi tutulur." hükmüne yer verilmiş ve bunlar 14 bent halinde sayılarak aynı maddenin 3. fıkrasında "Yukarıda sayılan mal ve hizmet alımları, fatura, serbest meslek makbuzu, kamu idare ve müesseseleri tarafından verilen belgeler ve birden fazla bağımsız bölümü muh-tevi binalarda münhasıran ortak yakacak giderlerinden müstakil birim başına isabet eden gideri gösteren belgelerle tevsik edilir..." hükmü yer almıştır.
Ayrıca, 193 sayılı Gelir Vergisi Yasasının 63. maddesinin 5. bendine dayanılarak çıkarılan ve 18.5.1994 günlü Resmi Gazetede yayınlanan 176 seri nolu "Gelir Vergisi Genel Tebliği"nin f. bendi, 1. fıkrası, "işverenler yanlarında çalıştırdıkları ücretlilerin, ücretlerinden tevkif ettikleri vergilerin doğru ola-rak beyan edilip ödenmesinden sorumludur"; 6. fıkrası, "şahsi, medeni haller veya aile durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanlar ile veya sair suretlerle verginin noksan tahakkuk ettirilmesine veya haksız yere geri verilmesine sebebiyet vermek de vergi ziyanı hükmündedir."; 7. fıkrası ise, "Yukarıdaki fıkralarda yazılı hallerde verginin sonradan tahakkuk ettirilmesi veya tamamlanması veyahut haksız iadenin geri a-lınması ceza uygulanmasına mani teşkil etmez" hükümlerini taşımaktadır.
Görüldüğü üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Yasasının 63. maddesinde öngörülen "Özel gider indi-rimi", ücretlilerin gelir vergisi itibariyle vergi matrahlarını belirleme bakımından getirilmiş bir düzenleme olup, vergi iadesinin esas ve usullerini belirleyen, vergi iadesini öngören 2978 sayılı Vergi İadesi Hakkında Yasa hükümlerinden ayrı düzenlemeleri içermektedir. Bu nedenle her ikisi birbirinden farklıdır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Suça konu fatura, dosyada bulunan örneğine göre, Siracettin Baltaş Bakliye, Eski Ev Eşyaları Alım ve Satımı Firmasınca 13.11.1997 günü sanığa 150 milyon liralık muhtelif gıda satımına ilişkindir. 26.11.1998 günü düzenlenen tutanak ve 29.12.1998 günlü vergi inceleme raporu içeriğine göre, İzmir Vergi Denetmeni Şükrü Budak'ın teknik raporunda, sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı bulunduğu i-leri sürülen bu faturanın, bir bankanın Manisa şubesi müdür yardımcısı olan sanık tarafından 193 sayılı Gelir Vergisi Yasasının 63/5. madde ve bendi uyarınca özel gider indiriminde kullandığı belirtilmektedir. Nitekim, dosya içersinde bu faturanın da yer aldığı sanığa ait gelir vergisi özel indirimine göre doldurulmuş bordronun onanlı bir örneği de bulunmaktadır.
Ayrıca, 30.12.1998 günlü vergi suçu raporunda, sanığın işvereni olan bankanın bu olay nedeniyle 45 milyon lira cezaya muhatap olduğu da belirtilmiş bulunmaktadır.
Bu durumda somut olayda suça konu faturanın Yerel Mahkemece kabul edildiği gibi 2978 sayılı Vergi İadesi Hakkındaki Yasanın hükümleri gereğince "vergi iadesi" almak için kullanılmayıp bu yasa hükümlerine tâbi olmadığı; 193 sayılı Gelir Vergisi Yasasının 63. maddesinin 5. bendine göre "özel vergi indirimi"nden yararlanmak için kullanıldığında kuşku yoktur.
Sanık ise, aşamalarda söz konusu faturanın gerçek mal alımına dayandığını, sahte olarak düzenlenmediğini, eğer fatura sahte ise bunu kendisinin bilemeyeceğini ısrarla savunmuştur. Ancak, vergi ince-leme raporu ile vergi suçu raporunda söz konusu yapılan Vergi Denetmeni Şükrü Budak tarafından dü-zenlenen teknik rapor örneği dosyada bulunmadığı gibi Yerel Mahkemece de bu konuda bir inceleme ya-pılmadığı, bu belgenin örneği ve dayanaklarının getirtilmediği anlaşılmaktadır.
Sanığın fatura karşılığında mal aldığına ilişkin ısrarlı savunmaları karşısında. gerek vergi inceleme raporu gerekse, vergi suçu raporunda değinilen ve Vergi Denetmeni Şükrü Budak tarafından düzen-lendiği bildirilen teknik raporun getirtilerek incelenmesi, gerektiğinde bu raporda sahteciliğe kanıt olarak gösterilen bilgi ve belgelerin toplanması suretiyle suçun sübutu ile suç kastı üzerinde durulup varlığının saptanması halinde sonucuna göre sanığın eyleminin vergi kaçakçılığı suçunu mu yoksa, TCY.nın 345. maddesinde açıklanan özel belgede sahtecilik suçunu mu oluşturacağının takdir edilmesi gerekir.
Bu itibarla isabetsiz olan Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 2.5.2000 günü tebliğnamedeki isteme aykırı olarak oybirliği ile karar verildi.