 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 2000/11-61
Karar no: 2000/65
Tarih: 04.04.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Hırsızlık suçundan sanıklardan Seyit Ahmet E...'in beraatine ve Satılmış A...'ın TCY.nın 491/ilk, 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 1.800.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Bolu Sulh Ceza Mahkemesince 17.2.1998 gün ve 740-51 sayı ile verilen kararın katılan idare vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 16.9.1998 gün ve 6751-5871 sayı ile;
"CMUK.nun 423 maddesine aykırı olarak şartları bulunmadığı halde adli ara vermeye rastlayan 28.8.1996 tarihinde duruşma yapılarak sanığın sorguya çekilmesi ve müşteki orman idaresinin müdahilliğine karar verilmesi" isabetsizliğinden, sair yönleri incelenmeyen hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise, 22.12.1998 gün ve 1025-1276 sayı ile;
"Sanıklar hakkında 6831 sayılı Orman Yasasının 108/1. maddesiyle cezalandırılmaları için kamu davası açılmıştır. Aynı yasanın 83. maddesinde "Orman suçlarına ait davalar mahkemelerce acele mevattan sayılır." hükmü yer almaktadır. Bu tür davalar adli ara vermede mahkemelerce görülebilir, yasal süreler de işler,
Bu nedenle yasa gereği adli ara vermede duruşma yapılarak sanığın sorgusu tespit edilmiş ve müşteki Orman İdaresinin de müdahilliğine karar verilmiştir. Ancak yargılama aşamasında suç vasfı değişmiş, davaya konu emvalin damgalı olduğu ve orman işletmesinin istif sahasından getirildiği anlaşıldığından hırsızlık suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu kararın da katılan İdare Vekili tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istekli 6.3.2000 günlü tebliğnamesi ile 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, somut olayda adli ara verme içerisinde yargılama yapılmak suretiyle sanıklardan birisinin sorguya çekilmesi ve davaya katılma kararı verilmesinin yargılama hukukuna aykırılık oluşturup oluşturmadığına ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Sanıklar Satılmış ve Seyit Ahmet haklarında, kaçak orman emvali bulundurdukları iddiası ile 6831 sayılı Orman Yasasının 108/1-son maddesi uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmaları için Bolu C.Başsavcılığınca 13.6.1996 gün ve 1866-719 sayılı iddianame ile kamu davası açılmıştır.
Yerel Mahkemece yapılan yargılama sırasında 28.8.1996 günlü oturumda Orman İdaresi vekili aynı gün sunduğu dilekçeyle davaya katılma isteminde bulunmuş olup, bu istem kabul edildiği gibi sanıklardan Satılmış'ın da sorgusu yapılmıştır. Bilahare katılan Orman İdaresi vekili 4.9.1996 günü sunduğu dilekçeyle sanıkların damgalı emval bulundurmak eylemlerinin hırsızlık suçunu oluşturduğu, haklarında bu suçtan ek iddianame düzenlenmesi gerektiğini ileri sürerek, soruşturmanın bu yönde genişletilmesi isteminde bulunmuştur.
Bu istem üzerine, tanıklar dinlenip suça konu emval üzerinde keşif de yapıldıktan sonra, 5.12.1997 günlü oturumda sanıkların eylemlerinin TCY.nın 491/ilk, 522. maddelerine uyduğundan bahisle ek iddianame düzenlemek üzere dosyanın C.Savcılığına gönderilmesi için verilen ara kararı doğrultusunda, Bolu C.Başsavcılığınca 13.12.1996 günü ek iddianameyle sanıklar hakkında aynı eylemden dolayı hırsızlık suçunu işlediklerinden bahisle dava açılmıştır.
Yerel Mahkemece yargılamaya devam olunarak 23.1.1997 günlü oturumda sanık Satılmış'ın ve 17.2.1998 günlü oturumda da sanık Seyit Ahmet'in ek iddianame de okunmak suretiyle sorguları yapılmıştır.
Sanıklar hakkında ilk açılan dava orman suçuna ilişkin olup, 6831 sayılı Orman Yasasının 83. maddesinin 2. fıkrasında; "Orman suçlarına ait davalar mahkemelerce acele mevaddan sayılır."hükmü yer almaktadır. Yasanın bu açık hükmü ve yerleşik yargısal kararlar karşısında adli ara verme içerisinde yargılama yapılarak Orman İdaresinin davaya katılmasına karar verilmesinde ve sanık Satılmış'ın sorgusunun yapılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Kaldı ki sanık Satılmış'ın, adli ara vermeden sonra, ek iddianame uyarınca yeniden usulünce sorgusunun yapılmış da olması nazara alındığında, Yerel Mahkemenin direnme kararı yerindedir. Bu itibarla, dosyanın esasına ilişkin temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin direnme kararı doğru olduğundan hükmün esasına ilişkin temyiz incelemesi yapılması için, dosyanın 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 4.4.2000 günü tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak oybirliği ile karar verildi.